Üçüncü Dünya Savaşı Çıkar ve Nükleer Bomba Atılırsa Neler Yapılmalı?

Bu hafta bülten için ilk yazı olarak ‘‘Savaşa Nasıl Hazırlanmak Gerekiyor?’’ başlıklı bir makale yazıyordum. İlk birkaç paragrafı bitirdikten sonra, Erkan Öz’ün bu konuya dair gün içindeki paylışımı denk gelince, ‘vardır bir hayr’ deyip devam etmedim.

Onun içeriği çok daha kapsamlı ve detaylı olduğu için ayrı bir makale olarak siteye eklemek istedim. Zira X’te bu tür önemli paylaşımlar kaybolup gidiyor. Savaş öncesi hazırlık yapmak ve arada sırada bu bilgilere bakmak gerekebilir. Kaynaklarıda yazı içerisinde mevcut. Sizlerde arşivinizde tutabilirsiniz.

Konuya dair eğer bir ihtiyaç olursa başladığım o makaleyi de bitirip sizlerle paylaşırım. Ama şimdilik Öz’ün bu makalesi önlem için ihtiyacı karşılıyor.

‘‘Elbette bu konuda bir uzmanlığım yok. Yaptığım paylaşım sadece kendi araştırmalarımın sonuçlarını içeriyor. Tek amacım ise size kendi araştırmalarınızı yapabileceğiniz bir başlangıç noktası sunmak. Nükleer silahların kullanıldığı bir dünya savaşında iki aşama olacak: A-Nükleer Patlamalar B-Nükleer Kış Nükleer bir patlama, hele de bir şehir merkezinde meydana gelirse Büyük bir depremden kat kat daha ağır bir felaket ortamı oluşturur.

Patlama tüm elektrik ve iletişim sistemlerini, motorlu araçları vb kullanılmaz hale getirir. Böyle bir patlama alanına yakınsanız yanmış insan ve hayvanlar görecek, yardım çığlıkları duyacaksınız. Yakın ya da uzak tanıdıklarınız kaybedeceksiniz. Binalar kağıt gibi yıkılacak, büyük yangınlar çıkacak, psikolojiniz alt üst olacak. Ancak bütün bunlara rağmen zor olan ‘Nükleer Patlamalar’ aşaması değil. Hayatta kalma mücadelenizde asıl dayanılmaz güçlüklerle ‘Nükleer Kış’ sürecinde karşılaşacaksınız. Yine de moral bozmayarak önce olası 3.Dünya Savaşı’nın ilk günlerine yani nükleer patlamalara odaklanalım. Nükleer bir patlamanın etkileri bombanın gücü, çevre koşulları, rüzgarın yönü vb parametrelere bağlı olarak değişiklik gösterir. NukeMap isimli web sayfası bu etkileri ayrıntılı şekilde simüle ediyor.

Dünyanın her hangi bir yerinde mevcut nükleer silahlardan herhangi birinin patlaması halinde nasıl etkiler oluşturacağını tahmin ediyor. Örneğin 10,4 megaton gücünde bir nükleer bomba İstanbul merkezinde patlarsa 3,6 milyon insan hayatını kaybederken yine 3 milyondan fazla kişi ciddi şekilde yaralanıyor. Site hangi mesafelerde binaların tamamen yıkılacağını, hangi ilçelerde ne kadar nükleer serpinti olacağını vb gösteriyor. Kendi bölgenizi test etmek istiyorsanız, havada patlama seçeneğini işaretleyin. Daha büyük zarar verdiği için askeri stratejistler bu yöntemi tercih ediyor. Web sayfasının linki burada: https://nuclearsecrecy.com/nukemap/

‘Nükleer Patlamalar’ aşamasında da kurtuluş için iki farklı senaryo konuşacağız A-Patlamaya dışarıda yakalanmak B-Patlamaya içeride yakalanmak Bir nükleer patlamada önce yoğun bir ışık ardından basınç, şok ve ses dalgaları gelir. Patlamaya dışarıda yakalandıysanız: Sakın bombanın tarafına bakmayın. Geçici olarak kör olursunuz. Ve bu durum uzun sürerse hayatta kalma şansınız oldukça düşer.

Bu nedenle gökyüzünde hızla yere düşen bir cisim, bir füze vb bir araç vs görürseniz merakınızı dizginleyip gözünüzle onu takip etmeyin. Cismin aksi tarafına yönlenip derhal bölgeden uzaklaşmaya çalışın. Patlamanın oluşturduğu yoğun ışığın ardından kısa süre sonra gelecek basınç ve şok dalgası etraftaki cisimleri, size doğru fırlatabilir. Bu nedenle derhal kendinizi korunaklı bir alana mümkünse beton bir engelin arkasına atın. Aracınızın içindeyseniz camlardan aşağıda kalacak şekilde eğilin. Binalarda ya da araçlarda patlayacak camlar sizi yaralayabilir.

Duyma kaybı oluşursa endişelenmeyin bir süre sonra geçecektir. Patlama, ışık ve şok dalgalarının ardından ölümcül derecede radyasyon almamak için en fazla 10-15 dakika içinde kapalı bir alana geçmeniz gerek. Aracınız çok az koruma sağlayabilir. Kendinize beton bir bina ya da çok daha iyisi bir yer altı sığınağı bulmalısınız. Binaların toprak altında kalan otopark ya da bodrum katları veya metro istasyonları vb alanlar uygun olacaktır. İçeri girdikten sonra derhal temizlenin. Hemen duş alın. Saç kremi kullanmayın ve derinizi yıkarken asla çizik yara vs oluşturmayın. Radyoaktif parçacıklar buradan vücudunuza sızabilir. Duş imkanı yoksa tüm vücudunuzu ıslak mendil, bez vb ile silin. Dışarıdan gelen kıyafetleri plastik bir torbaya koyun ve kaldığınız yerin dışına atın.

Patlama sırasında zaten beton bir bina içerisindeyseniz: Yine kesinlikle patlamaya bakmayın Beton duvar ya da blok arkasına geçip yere yatın ve başınızı kollarınızla koruyun Şok dalgası eşyaları, camları vs kırıp size doğru fırlatabilir. Binanızda patlama ile delikler oluşmaz, camlar patlamaz ve dışarıdan hava toz vs gelmezse temizlenmenize gerek yok. Dışarıdan gelen başka kişiler olursa onları mutlaka temizleyin. Radyasyon almış kıyafetlerini çıkarıp yine plastik çöp torbalarına koyup dışarı atın. Bodrum, kapalı otopark vb varsa derhal oraya inin. Asansör kullanmayın bozulabilir. Bodrumun dışarıya açılan pencereleri varsa kum torbası, tuğla, taş vb ile camları kapatın, ya da plastik bant ile cam kenarlarını izole edin.

Toprak altında bir bodrum, otopark, metro istasyonu vs bulamıyorsanız, beton bir binanın ortasına toplanın. Alt ya da üst katlara değil orta katlara geçin. Dairelerin de orta kısımlarında oturun. Cam ve kapı kenarlarını plastik bantla kapatın. Binanızın yıkılmayacağından ya da yangın gelmeyeceğinden de emin olmalısınız. Böyle bir durum varsa başka yere geçmelisiniz. Unutmayın dışarıda radyasyon altında en çok 10-15 dk kalabilirsiniz.

Kapalı alana geçtikten sonra Plastik kaplar içindeki su ve yiyecekler, açık yerleri yoksa radyasyondan uzak kalmıştır. Bunları tüketebilirsiniz. İyodin (iyot) tabletleriniz varsa bunları prospektüsüne göre kullanmaya başlayabilirsiniz. En az üç gün, dışarıdaki radyasyon etkisini azaltana kadar ilk sığınağınızda kalmalısınız. Bu süreyi bir haftaya kadar uzatabilirsiniz. Dışarıda hala duman ya da toz varsa çıkmak tehlikelidir. 2.Saldırı olasılığı bulunuyor mu takip edin. Bir nükleer patlamadan diğerine gitmiş olmayın. Bütün iletişim ‘elektromanyetik darbe’ (EMP) etkisi ile çökmüş olacağından, haberleri ancak bir pilli radyodan alabilirsiniz. Patlamanın ardından iki hafta içinde zararlı radyasyon ve parçacıkların %99’u etkisiz hale gelir.

Ancak kalan %1 de hala tehlike oluşturacaktır. 3 Haftada ise radyasyon düzeyi ‘tehlikeli’den ‘iyi korunma ile hayatta kalmak mümkün’ seviyesine iner. Yiyecek ve suyunuz varsa mümkün olduğunca ilk sığınağınızda kalmanız avantaj olacaktır. Deprem çantası gibi bir nükleer savaş tedbir paketini önceden hazırlayabilirsiniz. Bu pakette şunlar olabilir: Bol bol plastik kalın bant, konserve ya da plastik paketli gıdalar, plastik şişe veya damacanalarda su, ilk yardım çantası, antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar, ayrıntılı bir harita, pusula, pilli radyo, yedek piller, iyodine (iyot) tabletleri, ıslak mendil, bol bol çöp torbası, yangın söndürücü, yedek benzin, bisiklet vb…

Dışarıya çıktığınızda mümkün olduğunca kapalı kıyafetler giyin. Çöp poşetleri ile vücudunuzu kapatıp koruma giysisi yapabilirsiniz. Böylece tekrar içeri girdiğinizde tüm kıyafetlerinizi atmak zorunda kalmazsınız. Sadece çöp poşetlerinden kurtulmanız yeterli olur. Dışarıda radyoaktif parçacıkları solumamak için maske takın hatta ıslak havlu ile ağız ve burnunuzu kapatarak dolaşın. Ayakkabılarınız en çok radyasyon alan yer olacaktır. Mümkünse bot tercih edin. Poşetle galoş gibi sarın ve sık sık poşetleri değiştirin. Poşet vb yoksa ara ara solumadan tozlardan temizleyin, başka temiz ayakkabı bulursanız değiştirin. Patlamanın oluşturduğu kraterler radyasyonun en yüksek olduğu noktalardır. Buralara kesinlikle yaklaşmayın.

Dışarıda kalmış odunları yakıp ısınmaya kalkmayın. Radyoaktif parçacıklarla kaplıdırlar ve dumanı soluyabilirsiniz. Şehirde iseniz ve yardım gelmeyecekse kırsal alana gitmek uygun olacaktır. Yolculuk için aracınızı kullanabilir misiniz? Herhangi bir yıkıntı altında kalmadıysa ya da yangına kapılmadıysa bile EMP aracınızı çalışmaz hale getirmiş olabilir. EMP Koruyucu bazı aletler piyasada çok da pahalı olmayan fiyatlara satılıyor. Ancak gerçekten ihtiyaç olduğunda koruma sağlayıp sağlamadıkları test edilmiş değil. Yakın dönemde yapılan bazı testler ise EMP’nin araçların bazı çiplerini yakabileceğini fakat temel çalıştırma vs işlevlerini etkilemeyebileceğini ortaya koydu.

Motorlu taşıtınız çalışmazsa yolculuk için motosiklet ya sa bisiklet de kullanabilirsiniz. Radyasyonun ulaşmasının daha zor olduğu yüksek bölgelere gitmeyi tercih edebilirsiniz. Yolda marketlerde plastik paketlerde kapalı kalmış yiyecek ve sulardan faydalanabilirsiniz. Temiz su kaynağı bulunan yüksek bölgelere ya da tanıdıklarınızın olduğu memleketinize, köyünüze gidebilirsiniz. Dışarıya çıktığınızda devlet otoritesi kaybolmuşsa hırsızlık, yağmacılık vb her türlü saldırı ile karşılaşabilirsiniz. Mümkün olduğunca güvendiğiniz ve nispeten kalabalık bir grup halinde hareket edin. Tehlike algılamasanız bile nöbet sistemi uygulayın. Savunma için çeşitli silahlar bulundurmak durumunda kalabilirsiniz. (Duruma göre taş, sopa, uzaklaştırıcı spreyler, kesici aletler hatta ateşli silahlar gerekebilir)

Nükleer Savaş eğer Rusya ve NATO-ABD arasında çıkarsa bir avantajımız olabilir. Rusya, NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye’yi ayrı tutup en azından ilk etapta bize nükleer füze atmayabilir. Sadece ABD’nin nükleer silahlarını barındıran İncirlik Üssü vb’ni hedef alabilir. Türkiye’nin tarafsız kalması için bize hemen saldırmayabilir. Böylece Avrupa’da ve ABD’de her yere nükleer bombalar düşerken belki 1-2 gün vaktimiz olabilir. Bu kısa dönemde çok daha fazla hazırlık yapabilir veya büyük şehirleri derhal terk edebiliriz. Çoğunluk memleketine, köyüne ya da kırsal alanlara gidebilir.

Böyle bir durumda şehirde kalacaksanız da ayrılacaksanız da büyük köprüler, havalimanları, limanlar, askeri tesisler (özellikle jet üsleri, hava savunma ve füze üsleri ile savunma sanayi fabrikaları), devlet yönetim tesisleri vb’nden uzak yerlere gidin. Zira bu alanlar nükleer saldırı hedefi olabilir. Öte yandan, doğrudan saldırıya uğrasak dahi belki 10-15 dk önceden hava savunma sirenleri uyarı verebilir. Böylece en azından kapalı mekanlara kaçma imkanı bulabiliriz. Rusya, İsrail, ABD, İran vb. bir ülkenin doğrudan nükleer saldırısı ile karşılaşmamız durumunda ise ilk 6 maddede anlattığım tedbirleri uygulamak durumundayız.

Bildiğimiz kadarıyla bugün dünyada ‘Nükleer Savaş ya da Nükleer Patlamalar’ aşamasına en hazır ülke ‘İsviçre’dir. İsviçrede binaların altına nükleer sığınak inşa edilmesi kanuni bir zorunluluktur. Bireysel sığınakların olmadığı yerlerde 100’lerce hatta 1000’lerce kişiyi aylarca hayatta tutacak toplu sığınaklar yapılmıştır. Buna rağmen İsviçre bile ikinci aşama yani ‘Nükleer Kış’a karşı çaresizdir.

Dünyanın herhangi bir yerinde büyük bir yangın çıkması halinde gökyüzüne duman, is, kurum vb atıklar yükselir. Söz konusu atıklar atmosferin yağmur yağan tabakasına kadar çıkmışsa, ilk yağmurda büyük ölçüde temizlenir. Ancak duman ve parçacıklar yüksek stratosfere kadar tırmanmışsa bu seviyede yağmur bulutları oluşmaz. Böylece atıklar çok daha uzun süre gökyüzünde kalır ve güneş ışınlarını engellemeye başlar. Meteor çarpması, volkanik patlamalar gibi doğal olaylar bu tip yangın ve duman yayılmasına neden olabileceği gibi elbette nükleer patlamalar da bu olaylara yol açabilir.

‘Nükleer Kış’ bir nevi kısa süreli bir buz devri gibidir. Güneş ışınları dünyaya ulaşamadığı için sıcaklıklar düşer. Tarımsal üretim birdenbire hızla azalır hatta bir çok yerde tamamen yok olur. 75.000 yıl kadar önce Toba Volkanı Patlaması benzer bir durum oluşturdu. İnsan türü bu olay ile neredeyse tamamen yok oluyordu. Bazı teorilere göre Toba Volkanı patladığında insan sayısı sadece 3 bin ila 10 bin’e düştü. İyi haber: Bugün yaşayan 8 milyar insan işte o ‘Volkanik Kış’ta hayatta kalmayı başaran kişilerin genetik mirasını taşıyor.

Atmosfere yükselen duman, is, kurum vb parçacık ya da atıkların ne tür etkiler oluşturacağı aslında detaylı olarak çalışılmış bir alan değil. Biliminsanları meydana gelecek nükleer savaşın büyüklüğü, çevre şartları, zamanlama vs koşullara bağlı olarak ‘Nükleer Kış’ süresinin birkaç aydan 10 Yıl’a kadar uzayabileceğini düşünüyor. Felaketin yeryüzünde meydana getireceği ortalama sıcaklık kaybının ise 1-2 santigrat dereceden 9-10 dereceye kadar ulaşabileceği tahmin ediliyor. Son yıllarda yapılan modelleme çalışmaları iki senaryoyu baz alıyor: 1-Orta Büyüklükte Bir Nükleer Savaş 2-Büyük Bir Nükleer Savaş Owen Toon liderliğinde çalışan biliminsanları 2019’da Orta Ölçekte Bir Nükleer Savaş için olası bir Pakistan - Hindistan Savaşı’nı baz alarak bir modelleme çalışması yapmış. https://science.org/doi/pdf/10.1126/sciadv.aay5478…

Bu modellemeye göre 100 kadar küçük nükleer patlama bile 27 milyon insanın anında ölümüne yol açar. Dünyada sıcaklıklar ortalama olarak bir kaç derece düşer. Tarım faaliyetlerinde meydana gelecek aksamalar ise 250 milyon insanın açlıktan ölmesine neden olacaktır!

Yine 2019 tarihli Joshua Coupe ve Alan Robock liderliğinde yapılan bir başka modelleme ise ABD-Rusya nükleer savaşını baz almış. Coupe ekibinin ‘Büyük Nükleer Savaş’ senaryosuna göre 4400 nükleer patlama meydana gelirse 360 milyon kişi anında hayatını kaybediyor. Oluşacak 10 yıllık bir nükleer kışta ortalama sıcaklıklar 9 derece kadar düşüyor. Sıcaklık kayıpları Avrupa’da 20 derece Rusya’da ise 35 dereceye kadar ulaşıyor. Sonuçta büyük tarım alanları yok oluyor ve 5 milyar kadar insan açlıktan ölüyor!

ABD ve Çin arasında Pasifik Okyanusu etrafında yaşanacak bir nükleer savaş bu iki ana senaryonun ortasında bir yere denk gelecektir. Yani orta-üst seviye bir nükleer savaş olacaktır. “Pasifikte bir nükleer savaş. Tamamen bizden uzakta, savaşa katılmadık bile, bize ne zararı olabilir ki” diye düşünebilirsiniz. Ancak böyle bir savaş da yine güçlü bir ‘Nükleer Kış’ oluşturacaktır. Muhtemelen 100 milyon’dan fazla insan anında, milyarlarca insan ise patlamalar sonrasında sıcaklıkların düşmesi ile açlıktan hayatını kaybedecektir. Aşağıda 2019 Coupe-Robock modellemesine göre sıcaklık haritalarının nasıl değişeceğini anlatan 2 harita var.

En iyi tarım yapılan sarı ve turuncu kuşakların nasıl daralacağını sağdaki haritada görebilirsiniz. Olası bir ABD-Rusya Savaşı sonrası meydana gelecek ‘Nükleer Kış’ta Türkiye’nin kuzeyi Kutup İklimine girerken (koyu mavi) güneyi Sibirya İklimine (açık mavi) geçiyor. ABD-Çin Savaşı daha küçük ölçeği ile Türkiye’nin kuzeyini Sibirya, güneyini ise Danimarka-Kuzey Almanya iklimine sokabilir. İsrail merkezli Orta-Doğu ise ABD-Rusya senaryosunda Sibirya, ABD-Çin senaryosunda Kuzey Almanya iklimine doğru kayar.

Türkiye Orta-Doğu’da çıkacak Armageddon tarzı bir nükleer 3.Dünya Savaşı’nın ortasında kalırsa, bu büyük ihtimal (Pakistan-Hindistan senaryosu gibi) Orta Düzey bir felaket olacaktır. Savaş alanına çok yakın olduğumuz için şehirlerimiz yıkılabilir. Tarım alanları zarar görebilir. Yine de ‘Nükleer Kış’ın gücü düşük düzeyli olacağı için radyasyon etkisi geçtiğinde tekrar tarım yapılabilir. Türkiye’de yaşayanların güneye Suriye, Irak, Basra Körfezi hatta Afrika yönüne göç etmesi gerekmeyebilir.

Ancak daha fazla sayıda patlamanın olacağı (ABD-Rusya-Çin vb’nin dahil olacağı) daha büyük 3.Dünya Savaşı senaryolarında Kuzey Yarım Küre’nin neredeyse tamamı kutup şartlarına girecektir. ABD, Avrupa, Rusya, Çin vb’nde tarım yapmak ve yaşamak büyük ölçüde imkansız hale gelecektir. Bu durumda hayatta kalan 100 milyonlarca insan Brezilya, Arjantin, Uruguay, Afrika’nın büyük kısmı, Hindistan’ın bir bölümü, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi bölgelere akın edecektir. Kuzey ülkelerinin ayakta kalan orduları olursa güney ülkelerinin tarım alanlarını ele geçirmek için saldırıya geçebilirler. Güney ülkeleri orduları ise kuzeyden gelen önemli kısmı da beyaz olan göçmenleri sınırlarında öldürebilir.

Tüm bu senaryoları göz önüne alırsak Türkiye’de nükleer bir 3. Dünya Savaşı yaşarsak Savaş’ın ilk etabı olan “Nükleer Patlamalar” aşamasını zor da olsa sağ olarak geçebiliriz. Ancak orta ölçekli fakat bölgemizde gerçekleşecek bir Armagedon Savaşı ya da Avrupa veya Pasifik civarında yaşanacak büyük ölçekli bir nükleer çatışma sonrasında hayatta kalabilmemiz için maddi manevi çok çok daha zor şartları aşmamız gerekecektir. Bir yandan radyasyon zehirlenmesinden korunmaya çalışırken, öbür yandan aşırı sıcak ve soğuk koşulları, bedensel yoğun güç gerektirecek faaliyetler, silahlı çatışmalar, içme suyu ve yiyecek sıkıntısı nedeniyle hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri yemek içmek zorunda kalma gibi uç durumlara girmemiz büyük olasılıktır.

Bütün bu çok zor şartları aşabilecek çok az sayıda insan hayatta kalabilecektir. Bir anda bastıracak ‘Nükleer Kış’tan sağ kurtulabilmek için ısınma sağlayacak bir sığınak, yakacak malzeme, kalın giysiler, avlanma ve savunma için çeşitli silahlar, kutup şartlarında yol yapabilecek bir araç veya evcil hayvanlar vb gerekecektir. Nükleer silahlar ozon tabakasına da hasar vereceğinden UV korumalı gözlükler de şart. Etrafta bol bol kar var eritip içebiliriz diye düşünmeyin. Büyük ihtimal çoğu radyasyon ile kirlenmiş durumdadır. Arıtma yöntemleri de kullanmak lazım.

‘Nükleer Kış’ın bir anda bastırması sonucu neler yaşanabileceğini daha önce izlemediyseniz “The Day After Tomorrow” (Yarından Sonra) filminin özellikle son kısımlarında görebilirsiniz. Olaylar filmde anlatılandan belki bir miktar daha yavaş gelişebilir ancak sonuçlar benzer olacaktır. Bu filmde dahi yardım bekleyenleri kurtarmak için ekipler yola çıkabiliyor. Oysa bir Nükleer 3.Dünya Savaşı ardından yardım ekipleri değil büyük ihtimalle ayakta kalan silahlı çeteler, terör örgütleri, başka ülkelerin silahlı kuvvetleri hatta yiyecek bulamadığı için yamyamlık yapan gruplar peşinize düşecektir. Allahın izniyle doğru tedbirleri aldıktan sonra, bedenen ve ruhen tüm bu zorlukları aşabilirseniz, kurtulacak az sayıda kişiden biri olmayı başarabilirsiniz. Allah dünyamızı ve insanlığı böyle bir felaketten korusun.

Bilgiselinde kullandığım fakat yukarıda link vermediğim kaynakları aşağıda bulabilirsiniz:

‘Nükleer Patlama’ aşaması için kullandığım kaynaklar:

https://youtu.be/fxcvlFrZT0E?si=taOkYk6Z714CWHbr…

https://youtu.be/CYuaSHuwnd4?si=Qg0en_L6hTOdbb9j…

https://youtu.be/mil2g3YUcq0?si=Iim_auHoYLFXBRsd…

https://youtu.be/QUidUTzStLA?si=e-g6GmwFwCLyud6V…

https://youtu.be/J7NJPORONNA?si=kGGAp2cjntkeVNpH…

‘Nükleer Kış’ aşaması için kullandığım kaynaklar:

https://youtu.be/LrIRuqr_Ozg?si=NMZTJWBX1J1RGv-f…

https://youtu.be/v9kLfTiasYw?si=jkVEhzK1HF1EFTGL…

https://youtu.be/aX0Rghmze3M?si=znnaOnmb2Bl8uaes…

https://en.m.wikipedia.org/wiki/Nuclear_winter…

Makalenin orjinalini buradan okuyabilirsiniz.’’

Son olarak şu notuda eklemek isterim.

Bülteni takip eden arkadaşlar buradaki verilere çok yabancı olmasak gerek. Görüldüğü üzere bir dünya savaşında milyarca insanın ölme durumu söz konusu. Tabi ki ölüm bir anlamda kurtuluş olacaktır. Zira kalanlar için çok kolay bir dünya ortamı kalmıyor.

Ancak, daha önce bahsettiğimiz Üstadın Risalerlerdeki anlatısı gözönüne alındığında, eğer ikinci bir hakikat çağı yaşanacaksa, demek ki, bizlerin ölümünden sonra kalanlar için tohum ekmeye devam edileceği bir ortam yaşanacak. Ve insanlar lebaleb kurtuluşu İslamda bulacaklar. Eğer bu makaleyi okuyanlar içerisinde hayatta kalan insanlar olursa, şunu asla unutmamalılar.

Aktif sabır, aksiyon ve geleceği planlayarak hareket etmek bir zaruret içeririyor. Bu konuda asla geç kalmamakta fayda var. Özellikle manevi disiplin meselesi bizleri için maddi disiplinide beraberinde getiriyor. Umarım son 15-20 yıldır bir sonuca varmayan siyasi meseleler ve diğer gıybetler biran önce terkedilir ve zaruri işlere geri dönülür. Allah tez vakit feraha çıkarsın.


Sonraki
Sonraki

‘‘Cevabı olmayan sorular sormayın, hoşunuza gitmeyebilir”