İnsan ilişkilerini kolaylaştırmak için stratejik yaklaşımlar!

Allah Resul’ün (sav)’in çevresine olan yaklaşımları siyerde şöyle geçiyor:

Meclisindekilere karşı daima güleçti.

Yumuşak huylu idi.

Esirgemesi, bağışlaması boldu.

Katı kalbli değildi.

Hiç kimse ile çekişmezdi.

Hiç bağırıp çağırmaz, kötü söz söylemezdi.

Hiç kimseyi ayıplamazdı.

Pinti ve cimri değildi.

Hoşlanmadığı şeye göz yumardı.

Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.

Bir şey hakkındaki hoşnutsuzluğunu açığa vurmazdı.

Kendisini üç şeyden:

1. İnsanlarla çekişmekten,

2. Çok konuşmaktan,

3. Yararsız, boş şeylerle uğraşmaktan alıkoymuştu.

İnsanları da üç şeyde kendi hallerine bırakırdı:

1. Hiçbir kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınamaz, ayıplamazdı.

2. Hiç kimsenin ayıp ve kusurunu araştırmazdı.

3. Hiç kimseye hakkında sevaplı ve hayırlı olmayan sözü söylemezdi.

Peygamber Aleyhisselamın yanında birisi konuşurken, konuşmasını bitirinceye kadar, diğerleri susarlardı.

Peygamber Aleyhisselamın yanında en sonrakinin sözü ile en öncekinin sözü farksızdı.

Meclisinde bulunanlar bir şeye gülerlerse o da -onlara uyarak- güler, bir şeye hayret ederlerse o da -onlara uyarak- hayret ederdi.

Meclisine gelen gariblerin, yabancıların sözlerindeki ve sorularındaki kabalık ve kırıcılığa -ashabı da kendisi gibi davransınlar diye- katlanırdı.

'Bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını talep ettiğini gördüğünüz zaman, ihtiyacını ele geçirmesi için ona yardım ediniz!' buyururdu.

Gerçeğe uygun olmayan övmeyi kabul etmezdi.

Hakka tecavüz etmedikçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi.

Haka tecavüz ettiği zaman da, ya onu men ederek sözünü keser, yahut meclisten kalkıp giderdi.

'Peygamber Aleyhisselamın susması, dört şey üzerine; yani hilim, hazer, takdir, tefekkür üzerine idi.

Takdiri insanlara eşit bakış ve dinleyişte, tefekkürü dünya ve ahiret işlerini düşünmesinde göze çarpardı.

Hilim ve sabrı kendisinde toplamıştı.

Hiçbir şey kendisini kızdırmazdı.

Hazere gelince, bu haslette kendisinde dört haslet toplanmıştı:

1. En iyiyi -tâbi olmak için- alırdı.

2. Çirkin olan şeyleri -geri durmak için- bırakırdı.

3. Görüşünü ümmetinin yararına olan şeylere harcardı.

4. Himmetini, ümmetinin dünya ve ahiret mutluluklarını sağlayacak şeyler üzerinde toplardı' dedi.

'Resúlullah Aleyhisselamın herhangi bir şey için 'Hayır!' dediği olmazdı.

Yapmak istediği bir şey kendisinden istenildiği zaman 'Olur!' buyurur; yapmak istemediği bir şey kendisinden istenilince susar, onu yapmak istemediği susmasından anlaşılırdı..’’

Bakmak istediği, bakacağı tarafa tamamıyla dönerek bakardı.

Etrafına gelişigüzel bakınmazdı.

Yeryüzüne bakışı, semaya bakışından uzundu.

Yeryüzüne bakışı da, gözucuyla idi.

Yürürken, sahabilerinin gerisinde yürürdü.

Birisiyle karşılaştığı zaman, önce kendisi selam verirdi.

Resúlullah Aleyhisselam daima düşünceli idi.

Kendisinin susması, konuşmasından uzun sürerdi.

Resúlullah Aleyhisselam lüzumsuz yere konuşmazdı.

Söze başlarken de, sözü bitirirken de, Allah'ın ismini anardı.

Konuşurken kısa ve özlü kelimelerle konuşurdu.

Resúlullahın sözleri hep gerçek ve yerinde idi…’’

Kaynaklar: Tirmizi, Kadı Iyaz, İbni Sad, Heysemi,

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

‘‘Eski hallerini unuttular, yalan söylediler ve zenginliği kaybettiler! Ama o bir kişi…’’

Sonraki
Sonraki

Allah Resulü sav zengin miydi, fakir miydi? Müslümanlar zengin mi olmalı?