Gelecek için şimdiden stratejik adımlar düşünülmeli

Bu hafta bültende neler var?

  • Kişisel veya şirket yönetim sistemi neden bir zaruret?

  • Geleceğin meslekleri

  • Hiç hasta olmazsanız para kazanamazlar

  • Geleceği düşünerek stratejik hamleler yapılmalı!

  • Dünya gazetesine bu kötülüğü kim yaptı?

  • LinkedIn profilinizi daha verimli hale nasıl getirilebilirsiniz?

  • Cahillikle savaş

  • 5 makale

  • İklim değişikliği

  • Bir belgesel

  • Bir kitap

  • Bir film

İlk olarak geçen hafta Pazartesi günü gönderdiğim anketi oylayan ve mesaj atan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ayrıca bültenden memnuniyetini dile getiren ve iki ay içerisinde ciddi anlamda benimseyen ve devamını talep ederek destek mesajları atan arkadaşlara da bilhassa müteşekkirim.

Gelen mesajlarda mail adresleri yazılı olmadığından dolayı geri dönüş yapamadığımdan için hakkınızı helal edin. Ama tüm gelen mesajları okuduğumu bilmenizi istiyorum. Ve fikirlerinizin birçoğunu değerlendirmeye aldım.

Her hafta ortalama 20 saat civarı zaman ayırarak, 10 sayfa ile 25 sayfa arası çıkarmaya çalıştığım bu bültenin okunması, ayırdığımız zamanın israf edilmediği noktasında bir kanaat oluşturdu. Çok sağolun.

Anket sonuçlarına gelirsek, oylamayı kazanan tek bir seçenek olmadı. 🙂

Bülteni rapolat.com blogunda veya mail içerisinde görmek isteyenler eşit oranda kaldı. Ancak, diğer gelen yorumlarda ise üç mesele ön plana çıktı.

Birincisi, bülteni bir uygulama olarak görmek isteyenler ile sesli bir özet olarak dinlemek isteyen ciddi sayıda okuyucu olduğunu fark ettim.

Açıkçası daha önce blogu bir uygulama olarak çıkarmayı düşündük. Ancak henüz abone sayımız bir app yaptıracak kadar maddi imkana ulaşmadı. Eğer yeterli abone sayısına ulaşabilirsek, bir app yaptıracağımızdan kuşkunuz olmasın. Zira, bir kişinin dahi okumasını kolaylaştırabilecek ve o insana katkı sunabileceksek bundan büyük bir lütuf olmayacaktır.

İkinci olarak sesli özet talebinin fazlalığı.

Bu meseleyi kısa sürede çözeceğiz inşallah. Bir arkadaşımız kısmet olursa önümüzdeki haftadan itibaren (mikrofon sorununu çözebilirsek) sizler için bülteni kısa bir özet halinde seslendirecek. Eğer şartlar olgunlaşırsa yazdığımız makaleleride seslendirmesini talep edeceğiz.

Üçüncü nokta ise, malum olduğu üzere her proje için 6 ay-12 aylık mali ve iş zaman planlamaları yapılır. Bu proje içinde önce 3 aylık, ardından 6 aylık bir mali-zaman planı çizmiştik.

Sizden dualarınızı rica ediyorum. 6 ay içerisinde yıllık ücretli abone sayımızı yeterli bir rakama ulaştırabilelim.

Yeterli bir sermaye oluşturduğu takdirde, İngilizce, Çinçe, Almanca, Fransızca, Hintçe ve Arapça dillerinde de büyüterek devam etmek istiyoruz.

Evet, bir James Clear gibi stratejik bir rakam olan iki milyon abone sayılarına ulaşma imkanımız olmayabilir. Ama okuyan bir topluluk için 2-3 bin abone zor olmamalı diye düşünüyorum:) Bakalım kısmet.

Bu meselenin neden önemli olduğunu daha önce bahsettiğim için tekrar vaktinizi almayacağım. O yüzden dualarınıza talibim.

Son olarak, daha önce rapolat.com’da bültenin tamamını hiç göndermemiştim. Ciddi sayıda bir talep olduğunu görünce bu hafta sizlere blog linkini gönderiyorum. Artık bültende yer alan videoları sayfa içerisinde daha rahat izleyebileceksiniz.

Ve siz değerli abonelerimiz için blogda şifreli bir sayfa bölümü olacak. Abone olup bu şifreyi giren herkes bülteni okuyabilir. Abone olanlar ise direkt şifreyi girip okuyabilir.

Sayfa size ait olacağı için daha rahat bir arşiv oluşturabilecek ve bir şifre ile her daim tüm bültenlere anında ulaşabileceksiniz. Tabi, isterseniz arkadaşlarınızıda yıllık abone olması için teşvik edebilirsiniz🙂

Geleceği düşünerek stratejik hamleler yapmak

Ukrayna Rusya savaşı sonrası, yüzbinlerce Ukraynalının yurt dışına kaçması yavaş yavaş ülkeleri zorlamaya başladı. 

Konu genişletilebilir, ancak ortaya çıkan bir gerçek var ki, o da zulme uğramış olarak geldiğiniz bir ülkede eğer bir sistemli destek ağınız yok ise ve sadece devletin vereceği imkanlara kalmışsanız, zamanla işler daha da zor hale gelebiliyor.

Misal, Belçika’ya gelen mültecilerin bir kısmı şimdilik gecelerini İstasyonlarda geçirmek zorundalar ve her gün yeni insanlar geliyor. Bu Avrupa için iyi bir haber değil.

Geleceğin Meslekleri

Dr. Şebnem Özdemir’in aynı başlıklı kitabını daha önce sizlere tavsiye etmiştim. Şebnem hoca yeni bir liste daha paylaştı. Listede artık 203 meslek var. Ve şu cümleleri kullanıyor:

‘‘Bunların bazıları sadece bir süreliğine insanlar tarafından icra edilecek, sonra yapay zekaya devredilecek.
Özetle geleceğe koşmak gerekiyor artık. Bunun için doğru bilgilenme son derece önemli…’’

5 Makale

Ölmekte Olan Bir Milyoner Doktordan Bir Yansıma

Müşterilerinizin Sizi Daha Fazla Sevmesini İster misiniz?

İşyerinde Kişisel Markanızı Nasıl Oluşturursunuz?

Dünya üzerinde 8 milyar insan var: Gezegenimiz ne kadar nüfusu kaldırabilir?

Kendi Marka Platformunuzu İnşa Et

Bonus: Dünya gazetesine bu kötülüğü kim yaptı?

Şirket Ve Kişisel Bilgi Yönetimi Sisteminizi Nasıl Yönetebilirsiniz!

Hem seminerlerde hem zaman yönetim ve uygulama eğitimlerimizde sık sık üzerinde durduğumuz konuların başında kişisel bilgi yönetim sistemi geliyor.

İster şirket sahibi, ister bir ev hanımı, ister dağda çalışan çoban, ister akademisyen olalım. Fark etmiyor. Bir insanın kişisel bilgi yönetim ve zaman yönetim sistemi yok ise, her daim bu sistemi olan kişilerin, şirket veya toplumların, devletlerin gerisinde kalacak ve bir anlamda onların boyunduruğu altında yaşamaya devam edecektir. Şimdilerde devam ettiği gibi.

Ve en önemlisi finansal özgürlük hiçbir zaman gerçek anlamda gelmeyecektir. Ya bankaların, ya bir zalim patronun ya da sektörün ya da sistemin izin verdiği yere kadar ilerleme olacaktır. Ya da olmayacaktır. (Bunu test etmek için 60 yaş üstünde olan çoğunluğun durumuna bakılabilir)

Her insanın muhakkak bir yaşam boyu hayat sistemi olmak zorunda. Maddi ve manevi bir sistem iyi insanların çoğalması ve iyi insanların önemli noktalara gelemesi için bir anlamda zaruriyet içermektedir.

Konuya dair birçok içerik yaplaştığımız için daha fazla detaya girmiyorum.

Sistemin nasıl aktığına dair J. Pax’ın da değindiği bazı önemli noktaları sizler için birlikte ele almak istiyorum.

Özellikle yeni başlayan biriyseniz, diğer insanların bilgilerini yönetmek için kullandıkları sistemler size zorlayabilir veya anlaşılmaz gelebilir. Diğer insanların kullandığı karmaşık sistemleri görünce bunalabilirsiniz.

Bilginizi yönetmek için benzer bir sisteme sahip olmayı tabiki isteyebilirsiniz. Ancak fark etmediğimiz şey, bu insanların sistemi yıllardır, hatta on yıllardır kullanıyor olmalarıdır. Basit bir sistemle başladılar, ancak karmaşık görünen bir şeye dönüştüler.

Aslında bir anlamda karmaşıklığı kazandılar. Ve o karmaşıklık içerisinden kendileri ve şirketleri için bir yol haritası çıkardılar.

Şirket yönetimi sistemi, not alma veya kişisel bilgi yönetim alanında yeniyseniz, bazı karmaşık sistemleri kopyalamaya çalışmayın.

Bunun yerine şu adımları izleyebilirsiniz:

Kendiniz veya şirketinizi yönetebilme adına, not almak için bir nedeniniz yoksa, süreç birkaç hafta sonra angarya gibi gelecektir. Sisteminizi yönetmekte hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Amacınızın ne olduğu konusunda net bir netlik olmayabilir. Ve bu durum sizi ümitsizliğe sevk edebilir.

Ancak, her şeye rağmen, bir sistemin varlığı her zaman, belirsiz biri için bile işe yarıyor. Yani en azından bir tane dahi olsa, bir sisteminiz olması size büyük avantajlar sağlıyor. Buna hem kendi hayatımda hem mentörlük süreçlerinde birçok defa şahit oldum.

Şu anda en popüler kişisel bilgi yönetimi sistemleri, düşüncelerinizi birbirine bağlayan 'PARA' ve 'Zettelkasten Sistemi'dir. (İki eğitimide inşallah sizler için önümüzdeki günlerde aktif edeceğiz)

Bu sistemleri veya kendinizin kurduğu bir sistem ile süreci başlatabilirsiniz. 

Sisteminiz temeli öğrenmek, yansıtmak ve geliştirmekle ilgili bir planlama ile ilerleyebilir. İş akışınızda bir şey sürtüşme meydana getirdiğinde, bunun size yardımcı olup olmadığını düşünün. Ve ona göre güncellemeye devam edin.

Akışı bozan engellemeleri azaltmaya çalışın. Bir süre sonra sürekli takılmalar bitecek ve geleceğinizi şekillendirecek bir yönetim sistemi oluşturmuş olacaksınız.

Bir anlamda sisteminizde ne kadar az sürtüşme olursa, onu o kadar iyi yönetebilecek ve hedeflerinize ulaşmak için kullanabileceksiniz.

Ve her zaman benzer hedefleri olan bizden daha iyi insanlar olabilir. Daha iyi olmanın en hızlı yolu, sizden birkaç adım önde olanlardan öğrenmektir. Her zaman yeni fikirler, yeni yöntemler ve yeni araçlar için açık fikirli olun. Sadece bu konuda değil.

Yıllarca şirket yönetmiş olabilir, para kazanmış olabiliriz. Ama illa ki gözden kaçırdığımız ve bizlere milyonlar kaybettiren hatalar olabilir.

Bir ihtimal bir süre sonra şirketimizin bizi yönettiğini dahi fark etmiyor olabiliriz. (Buna dair onlarca somut örnek verebilirim. Ne yazık ki çok değer verdiğimiz işadamlarının ‘ben senden iyi bilirim’ egosantrizmi, o kişiye ya şirketini batırtmış, ya şirketi ciddi borçlara sokmuş, ya aile saadetini bozmuş, ya da batmak üzere…vs.)

Ve son nokta:

Hangi sistemi kurarsanız kurun, fark etmiyor. 

Soru şu:

"Bu sistem beni hedefime doğru ilerletecek mi?" 

Bilgi Yönetimi inanılmaz derecede kişiseldir. Hepimiz farklıyız ve farklı amaçlarımız var. Herkesin ihtiyacı farklıdır.

Başkasının sistemini körü körüne takip etmek sizi hiçbir yere götürmeyebilir. Ancak bilginizi yönetmenin en iyi yolunu bulmanın keşfedilmesi zaman alacaktır. Daha iyi hale gelmeden önce birçok şeyi denemeniz gerekecektir.

Bu noktada, izlediğim bir strateji şu. Önceleri verdiğim eğitimlerde sadece iki veya üç sistem uygulaması gösteriyordum. Ama fark ettim ki, sınırlı uygulama veya sistemler her mizaca hitap etmiyor. 

Nasıl ki, nakşi mizacı olan birini mevlevilerin içerisine gönderirseniz orada sorun çıkarır veya tam tersi bir durum yaşanır, Aynı durum şirket yönetimleri ve hayat yaşam sistemlerinde de geçerli. 

Misal, Notion karmaşık bir mizaca veya şirkete hitap edebilir. Ama sade mizaçlı birine bu uygulamayı zorlarsanız kişinin kendisini ve şirketini yönetmesi zor durumlara sokabilir. Ve verim de düşecektir. Bu tür durumlar ciddi aksaklıklar meydana getiriyor.

Misal, eğitim verdiğim bir şirket sahibine gösterdiğim 60 uygulamadan biri olan Milanote’yi seçeceğini hiç düşünmemiştim. Zira çok tercih edilen bir sistem değildi. Ama mizacına uymlu olduğun fark ediyor, seçiyor ve hemen aktif ediyor. Ve verim almaya başlıyor. Süper.

Başka bir şirket sahibinde ise Taskade, şirket sistemini çok daha üst bir boyuta getiriyor.

Konu çok daha farklı yönleri ile ele alınabilir.

İlk ifadeyi tekrarlayarak bitirelim. 

Her ne iş yapıyorsak veya yapmıyorsak..fark etmiyor. Hayatımıza devam ettiğimiz sürece, o hayatı doğru bir şekilde ikame için bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bunun içinde teknoloji dönemine ait bir yaşamsal kişisel yönetim sistemi ile bir şirket yönetim sistemi zorunluluk arz ediyor.

Noktanın Sonsuzluğu, tasavvuf ve metafiziksel çalışmalar yaptığım dönemde üzerinde çokça okumalar yaptığım bir kitaptı. İlgilisinin okuması gereken kitaplardan diyebilirim.

Tabii ki kitabın içerisindeki bazı cümlelere şerh düşülebilir, eleştirilebilir.

Ancak varlık okuması noktasında kitap içerisindeki bazı bilgiler insana çok şey katabilir. Eğer bir tefsir ve hadis kitabı bitirdiyseniz, sonrasında bu kitapların bazılarına bir göz gezdirebilirsiniz.

Kitaplardan birkaç pasaj:

  • Kâinatta dağınık olarak bulunan akıl , zât'ı olarak lâtif olan insânda toplanmış ve insân bu akılla, hem kâinatı, hem kendini, hem de Allah'ı bilmiştir.

  • Hz. İsa, insâna tepeden gelen Hakk aşkı 'dır. O aşk vasıtasıyla insân mehdi 'ye bağlanır. Mehdi ise "mürşit " tir.

  • İnsân, ilim bakımından sadece zahirde kalır ve bu kalışında samimi olursa, yaptığı çalışmaya " amel-i sâliha " denir.

  • Ledün ilmi, zât âleminin malıdır. " Vehbi ilim " olarak bilinir ve feyz-i akdes'ten tahsil edilir. İnsânın rûhani tarafı, Rahîmiyet kaynaklı olduğu için, mânevi ilimler iç âlemle alâkalıdır. Ledün ilmine bir örnek olarak, " huruf-u mukattaat " gösterilebilir.

  • İnsânın, bir şeyi çözüp anlayabilmesi için, o şeyin derinliklerine dalması lâzımdır.

  • Firavn, Mûsa için binlerce çocuk öldürmüştür ; öldürülenlerin rûhları ise, Mûsa'da toplanmıştır.

  • Gelip giden her şey birer esmâ'dan ibarettir ve vücûdu yoktur. Aslına bakıldığında ise, ne gelen vardır ne giden.

  • Bir hastalığın, insânın beden salgılarıyla, kendiliğinden geçmesine " bizzâtihi tedavi " denir.

  • İnsânı devamlı olarak aşağı, hayvanlık âlemine çeken unsur, ondaki şehvet 'tir. Bu iç güdüsel arzu, insânın zihnine yerleşmiştir. Kişi onu, aklından çıkartabilirse, problemini çözme yolunda, büyük bir adım atmış olur.

  • Bir cemiyet, iki şeyle düzelir, iki şeyle de bozulur. Düzeldiği şeyler : " Muhabbetullah " ve " Marifetullah ", bozulduğu şeyler ise : " sefahat " ve " zulûm "dur.

  • Allah denilen varlık, bir " sâhip " tir. Sâhip ise sohbet edilen dost , yâni insân-ı kâmil 'dir. Bu insân, görünmeyenin tam aynası olan Ahmed'tir.

  • İsm-i âzâm Allah'tır : Elif harfi kaldırılırsa geriye, " Lillâh " kalır, bunun bir " lâm " ı alınırsa, geriye " Lehû " kalır. İkinci " lâm " kaldırılırsa, geriye, " Âh " kalır. İkinci " elif " te kaldırılırsa, geriye " " kalır.


Bültenin kalanına ulaşmak için yıllık abone olabilirsiniz. Veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza da tavsiye edebilirsiniz.

Güzel, bereketli ve huzurlu bir pazarınız olsun.

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Bir diktatörün hayatında bir gün!