‘‘Zengin olmak hakkınızdır. Bu şirketleri kurmak zorundasınız...’’

Öncelikle geçen haftaki bültene olan ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Kişisel, aile ve şirket yönetimi noktasında şablonları indiren ciddi sayıda insan oldu.

Kendimizi geliştirme ve verimlilik noktasında bu kadar insanın olması gelecek için büyük önem arz ediyor. Rabbim sayılarınızı artırsın. Kısmet olursa verimlilik noktasında hem yeni PDF’ler, notlar hem de yeni şablonlar paylaşmaya devam edeceğim.

İnşallah, dua buyurun ya ücretli abone sayısı artsın ya da sponsor veya reklam bulma imkanımız olsun. Öyle bir fırsat olduğu takdirde bülten için daha fazla vakit ayırmaya imkan olacak.

Sizin yerinize ödev yapacağız. Ve video özetleri, podcast özetleri, daha fazla sayıda makale özetleri, röportajlar ve daha fazla ayrıştırılmış, elenmiş verimlilik kaynaklarını sizlerle paylaşacağız. Nasip.

Bu bültende de yine çok güzel makaleler ve bir video var. Umarım sizlerin gününe güzel bir değer katar.

Bu hafta bültenimizde neler var?

  • ''Gelecekte mevcudiyetinizi devam ettirmek için bu şirketleri kurmak zorundasınız... Zengin olmak hakkınızdır''

  • 17 Yaşında Müslüman Olan Belçikalı Diplomat: Yine de çok geç kaldım

  • 2022'nin En Çok Okunan 10 Kitabı

  • 2023'te Hayatınızı İyileştirebilecek 12 Taktik!

  • ''Kardeşim, Hanımın Namaz Kılıyor mu?’’ Evet. ‘‘İlmî Çalışmalarına Karşı çıkıyor mu? ‘‘ Hayır… ‘‘Haydi Evine Git…''

  • Suudilerin Yeni Avrupa Olma Hedefi: 2030

  • Japonlarda Barıştan Vazgeçti!

  • Ocak Ayı Hacamat Günleri

  • 8 Makale

  • Bir film


''Gelecekte mevcudiyetinizi devam ettirmek için bu şirketleri kurmak zorundasınız... Zengin olmak hakkınızdır''

Pew'in 2021 araştırmasına göre ABD halkının ultra zenginlere olumsuz bakma oranı bir önceki yıla göre %23'ten % 29'a yükselmiş.

Zannediyorum bu yıl ki araştırmada oran daha artacaktır. Nedenlerinden daha önce bahsettiğim için bu makalede detaya girmiyorum.

Ancak, eğer zengin-fakir arasındaki uçurum kapanmaz ise zenginleri çok güzel günlerin beklemediği değişmeyen bir gerçek. Köleler için bu düzenin sürdürülme ihtimali teknoloji döneminde artık mümkün değil.

2022 Dünya Eşitsizlik Raporu, milyarderlerin dünya servetinin %3'ünü elinde tuttuğunu belirtiyor; bu orantısız bir miktar. 12,7 trilyon dolar sadece 2.668 kişinin elinde toplanmış durumda. Düşünebiliyor musunuz, ABD'de 728 milyarder varken, 37.9 milyon yoksulluk içinde yaşıyor.

Milyarder bir insan günde 1.000 dolar harcayacak olsa servetini tüketmesi 2740 yıl alıyor. Peki ya fakirler…

İşin daha vahim olanı ise bunlar doğru düzgün vergi de vermiyorlar. 2013-2018 vergi beyannameleri üzerine yapılan bir araştırmada, 45.000 dolar kazanan ortalama bir ABD'li %21 oranında gelir vergisi öderken, bazı milyarderlerin ise çok az gelir vergisi ödediğini veya hiç ödemediğini görüyoruz. Ve bir Amazon çalışanının ortalama bir yılda kazandığından fazlasını  Jeff Bezos 10 saniyede kazanıyor. (Ocak 2023 itibarıyla net değeri 108 milyar dolar )

Ve tabi, bir de " gizli siyaset " uygulayan milyarderler meselesi var, burada çıkarlarını koruyacağına inandıkları komitelere ve adaylara büyük katkılarda bulunuyorlar. Ve düzen sürüp gidiyor.

Şu meseleyi sizlere çok samimi olarak ifade edeyim. 

Hem yazarlık yaptığım dönem de ve hem de şirket, marka ve yönetim danışmanlığı yaptığım süreçlerde elimden geldikçe, şirket-para-ekonomi vs. gibi meselelere dışarıdan bakmaya ve detaylı araştırmalara, okumalar yapmaya gayret ettim, ediyorum. Ve bu dönemlerde somut olarak binlerce insana birçok konuda birebir geri dönüş yaptım. Ve yüzlerce şirketi inceleme fırsatım oldu. Aynı zamanda milyon dolarlık şirket sahiplerini tanıma fırsatları elde ettim.

Bir iki istisna hariç. Çok açık ifade edeyim, geçen bu son 20 yılda ortaya çıkan tablo şu: Milyar dolarlık bir şirket olmadıkça, şampiyonlar ligi grubuna girmedikçe şirket sahibi dahi olsak öldüğümüzde en iyi 30-40 ev, birkaç arsa, iki-üç şirket sahibi olarak sisteme tesir etmeden ölüp gitmiş olacağız.

Bu saydıklarımı elde edecek kişi sayısıda her 1000 kişide 3-5 kişi. Diğerler ise çırpınıp durmaya devam edecek. Ne yazık ki sistem bundan fazlasını izin vermiyor.

Peki, 30-40 ev sahibi olmak sisteme herhangi bir tesir ediyor mu? Ne yazık ki hayır.

Son 20 yıldır tüm kategorileri gözlemlemeye devam ediyorum. Bu ekipte gördüğüm tablo: Çoğu 60 yaşına yaklaşmış ve bulundukları ülkelerde ne ülkeye, ne de sisteme zerre kadar değiştirici hiçbir etkileri yok.  Öne çıkan bilenen bir şirketleri yok. Yani yaşadıkları şehrin diğer ucunda yaşayan 1000 kişiye 'şu markayı tanıyor musunuz?' diye bir anket yapsanız. İhtimal 1-2 kişi çıkar çıkmaz. Sadece kendi çevreleri biliyor ve sadece ev parası, taksit parası çıksın...vs.

Nitekim bu grup sadece para kazanmış, ev-araba-arsa ve iki, üç şirket sahibi olarak hayatlarını tamamlamak üzereler. Ve bu insanların çevresinde zengin ettikleri, şirket sahibi yaptıkları 3-4 insan yok. 

Yani sahabelerde veya yahudilerde olan, ya da bazı kafirlerde olan bu salih amel bu insanlarda yok. Aksine sürekli olarak kendi çıkarlarına göre bir şirket modeli kurmaya çalışıyorlar. 

Ve ihtimal bu kişiler öldükleri zaman evlatları mal paylaşımı yapacak ve yeni tekrarlar baştan bir daha başlayacak. Çünkü bu tür şirketlerin üçüncü nesli görme oranı %5 dahi değil.

Kısacası nerden baksan... 

Neyse, insanları daha fazla kızdırmayalım.🙂

Bunları yazma sebebine gelince, zaman ilerledikçe şirketlerin devletleri daha fazla kontrol altına alacağı gerçeği ile karşı karşıyayız. Yani bir anlamda bizlerin hayatlarına her türlü tesir edecek bir güce doğru ilerliyorlar.

Eğer yerel ve küresel pazara güçlü şirketlerle çıkılmaz ise sistem herkesi yutup köle yapacak. Bu konuda tekrar hatırlatayım. Bir teoriden veya komplodan bahsetmiyorum. 

Bu mevzuya dair birçok içerik ve kitap paylaştım. Tekrar etmeyeceğim. Ama okunmadıysa muhakkak 'Robotların Yükselişi' kitabını tavsiye ediyorum. Kitabı okurken görüyoruz ki, birçok sektör, şirket kendini yenileyemediği için yok olmuş, gitmiş. 

Daha birkaç yıl önce yazılmış olmasına rağmen, kitaptaki mürekkep kurumadan bazı gerçekler birbir gerçekleşmiş. Vahim olan, hali hazırda 5-10 evi olan birçok şirket sahibinin bu tür şeylere inanmamaları. Eğer 3-5 yıl içinde yenilik yapmazlar ise Toshiba, Nokia vs. gibi yok olup gidecekler. Ve tekrar sıfırdan başlayacaklar. İhtimal, o kitaplardan ders çıkarmamalarını nedeni helak olmayı hak ettikleri gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Allah iyi insanları muhafaza etsin.

Eğer ders çıkarmaya devam etmezler ise, bu kez tek başlarına başlama imkanlarıda olmayacak.

Uzatmayayım. 

Değerli okuyucular, gerçekten bu meselenin önemsenmesi gerekiyor. Zira, Hazreti Pir konuya dair ta 20-25 yıl önce çok çok önemli uyarılarda bulunmuştu. Ama ne yazık ki o dönemlerde de çok dikkate alınmadığı gözüküyor. Sizler için o önemli açıklamaların bir kısmını buraya yeniden ekliyorum.

Umarım zenginlerin ve parası olanların kalpleri yumuşar, fikri olanlarda da adalet ve çalışkanlık damarları harekete geçerek bir ittifak oluştururlar. Hazretinde dediği gibi: ''Zengin olmak hakkınızdır, bu hakkınızı gerçekleştirin.''

İşte hazretin şirket yönetimlerine ve meselelerin nasıl ele alınmasına dair yaptığı o gerçekçi uyarılar:

- ''Değişen dünyada farklılaşan durumlar, bundan sonra öyle orta ölçekli iş yapan insanları sistem önüne katıp yok edecektir. Ve milletler tek başına, zulme uğramaya namzet görünen bu insanları tek başına kurtaramayacaktır.

- Bir araya gelmek suretiyle, daha büyük zenginlikler meydana getirmek mecburiyetindeyiz. Bir bir ihtiyaçtır. Ve büyük yatırımları, projeleri gerçekleştirmek içinde bu mevzuda zaruret vardır. Tek başınıza yapamazsınız ki, 5-10 insan bir araya gelecek ve gidip bu işi yapacak. Holding mi diyecekseniz, başka birşey mi diyecekseniz? Ne diyecekseniz deyin. Bu büyük firmaları gerçekleştirmek mecburiyetindesiniz. Gelecekte mevcudiyetinizi ancak bunlarla devam ettirebilirsiniz.

- Bizler ne yazık ki bir şirket kurunca hemen kar etme sevdasına düşüyoruz. Yok sen haksızlık yaptın, yok benim hakkım çiğnendi gibi mülahazalarla meseleyi ele almaya başladık mı o şirketler gümbür gümbür yıkılıyor. Çokça örneği var. Oysa ki bu meseleler ele alınırken ehli dünya gibi ele alınmalıydı. Kardeşçe, hüsnü zanna vs. değil. Anlaşmalar kanuna, kitabına, bir nizama göre yapılmalı. O şirket kanunnamesine göre hareket edilmeli.

- Bizler bir taraftan kardeşe birbirimizi severken, dünyevi işlerin bizi birbirimizden uzaklaştırmaması, iyi başlamış işlerin kavga ile noktalanmaması için, bir yönüyle yabancı gibi şirket akitleri yapılmalı. O anlayışa göre hareket edilmeli.

- Böyle yapılmalı ki, yaptığımız işler başımıza yıkılmamalı. Fert fert, aile aile ve millet olarak en zengin bir millet haline gelmeliyiz. Servet çok önemli bir husustur. Bu fakirlik yenilmeli ve aşılmalıdır. Her oyun kuralına göre oynanmalıdır.

- Bir şirket kuruyorsanız. Eğer o şirketten 3-5 yıl kar alınmayacak ise alınmamalıdır. O iş uzmanına teslim edilecek ise teslim edilmelidir. Yeni kurulan o işe müdahale edilmemelidir.

- Unutulmamalı ki, bizim iş hayatındaki falsolarımız, arkadan o tür girişimlerde bulunacak insanların kuvve-i maneviyelerini sarsar. Oluyor olan o işler, başkalarının nazarında da olmayan işler haline gelir. Yürünen yolu yürünmez hale getirmiş oluruz.

- Bu işleri başarmak gerekiyor ki arkadan gelenlere de ümit kaynağı olalım. Falanlar şu tekstil işini kurdu, filanlar bir plastik fabrikası kurdu, başkaları petrolü şöyle yapan bir fabrika kurdu vs.. Hepsi de Allahın izniyle başarılı oldu..gibi..

- Sizler kılı kırk yararcasına, hakkaniyet ve adalet içinde, sömürmeden belli bir dünyada zengin olmak hakkınızdır. Dünya ile rekabet edecek hale gelmeniz hakkınızdır. Zengin olmak hakkınızdır, bu hakkınızı gerçekleştireceksiniz.''

Rabbim, tüm masumları banka kredisine bulaştırmadan, faiz yüzünden cehenneme göndermeden, tez vakit helalinden zenginleşmelerini nasip etsin.

Kaynaklar: Pew Araştırma | NPR |  Washington Post | Gardiyan | Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu | IMF | CNBC | ProPublica | New York Times | İş İçeriği | Bloomberg | Shortfom - Resim: Viktor Ritsvall

17 Yaşında Müslüman Olan Belçikalı Diplomat: Yine de çok geç kaldım

Belçikalı genç bir arkadaş ile güzel bir röportaj yapılmış. Konuşma içerisinde çok güzel detaylar var. İzlemeye vakti olmayan arkadaşlar için öne çıkan bazı kısımlarının kısa özetini aşağıya sizler için yazıyorum:

- ''İslam'ı seçtiğimde 17 yaşındaydım. Oldukça gençtim. Çok insan belki 17 yaşın çok erken oldugunu söylerdi ama simdi baktığımda çok geç olduğunu düşünüyorum.

- Alkol yerine çay içiyorum.

- İslamofobi 21. yy da bizim Batıda maruz kaldığımız en büyük problem.

- Sahabede sonradan müslüman oldu. Seninle benim aramdaki tek fark, senin müslüman olarak doğman.

- İster genç, ister 60 yaşında ol, başınızı yere koyup tevbe etmeniz 1 saniyenizi alır.

- Çay içmenin özelliği budur:)

- Allahın dinini yaymaya devam edeceğim.

- Kendinizden başlayın. Yeteneğim nedir? Allah'ın rızası için yeteneğimi nasıl geliştirebilirim.

- Grup olarak birlikte güçlü olmalıyız.

- İnsanlar bize baksa İslamın güzellerini görürler mi?

- Allah ezanda ne diyor; Haydi namaza, haydi kurtuluşa. Bu kelimenin tam anlamıyla başarıya ulaşmaktır. Başarımı istiyorsun? Namaza gel.

- İyi bir eş: Hz. Eyüp'ün eşinin yaptığı fedakarlık

- Pes etme. Pes etmek şeytandandır.

- Üstad çok acı çekmiş…''

'Kardeşim, Hanımın Namaz Kılıyor mu?’’ Evet. ‘‘İlmî Çalışmalarına Karşı çıkıyor mu? ‘‘ Hayır… ‘‘Haydi Evine Git…''

Rahmetli Hekimoğlu İsmail'in bu yazısına belki birçok defa denk gelmişinizdir. Ne kadar okunsa, hatırlatılsa az. Sağolsun geçen bir arkadaş paylaşınca tekrar okuma fırsatı oldu. Evliliğe dair özet bir ders niteliği taşıyan harika bir makaledir:

''Yıllar önce hanımla aramıza bir anlaşmazlık girdi. Rahmetli Zübeyir (Gündüzalp) ağabeye gittim... Dedi ki,"Kardeşim, hanımın namaz kılıyor mu?""Evet...""İlmî çalışmalarına karşı çıkıyor mu?""Hayır..."

"Tamam kardeşim! Başka bir şey aramana lüzum yok. Beklenti ne kadar çoksa, dert de o kadar çoğalır. Haydi evine git."

Yolda giderken düşündüm ve karar verdim. Beklentilerimi ot gibi yakalayacak, söküp atacak, sadece Allah'ın rızasını bekleyeceğim...

İhtiyaçlar ve beklentiler bitmedikçe, ıstıraplar da bitmeyecektir. Bunun için velayet yolunda ilerleyenler, evvela ihtiyaçlarını azaltmaya başlar. Bunlar, kendilerinden, eşlerinden, çocuklarından, akrabalarından, çevreden bir şey istemezler. İsteklerini azaltırlar.

Ahir zamanda insanlar nehre dökülmüş çöp gibidir. Şuursuz olarak nehre kapılır gider. Yani çevreye, sosyal hayata uyarlar, İslam'a uymazlar... Pek çok Müslüman, bir sürü istek ve beklentilerin sahibi... Nasıl ki ufka yetişmek için koşan bir insan, ufuk zannettiği yere geldiğinde yine karşısında ufku görürse, aynı şekilde ihtiyaçlarını gidermeye çalışan insan da, isteklerini giderdikçe, yenileri çıkacak ve onu kabre kadar koşturacaktır.

İhtiyaçların sel gibi her yanı istila ettiği bir devirde, çektiğimiz çilelerin asıl sebebi, beklentilerimizin çokluğu ve bitmez oluşudur. Asabi rahatsızlıkların artmasının sebebini de buna bağlıyorum.

Enaniyet, benim dediğim olacak, inat, cinsel problemler... Evliliklerde en sık görülen sıkıntılar bunlardır. Fakat bu problemler istenirse aşılır.

Her insan kendisini tamamlayacak birisini ister... Kadın olsun erkek olsun... Çünkü Allah, her kulunu farklı yaratmıştır. Bu farklılıklar birbirini tamamlayacak.

Manevi boşlukların da aile hayatına çok büyük etkisi vardır. Kur'an-ı Kerim bir reçetedir. İbadetlerin bütünü de ilaçtır. Allah için yaptığımız ibadetlere Allah'ın değil, bizim ihtiyacımız vardır. Bize hitap ediyor gibi kitapları okumamız lazım.

Evliliğimin ilk günü hanımla oturduk sohbet ettik, bir karar aldık. Ben evlendiğimde hanıma dedim ki, "Ne sen benim gibi ol, ne de ben senin gibi olacağım. İkimiz de ilmihale uyacağız" dedim... 50 yıldır evliyiz, çok şükür...

İnsanın olduğu yerde, problem de vardır. Elbette ki evlilik hayatında problemler yaşanabilir. Kar yağmasa yağmur yağmasa bahar gelmez, hasat olmaz... Sabır, pek çok problemin çözümüdür... Vel asr Suresi'nde, "sabredenler kurtuldu" buyruluyor...''

Japonlarda Barıştan Vazgeçti!

Kutsal metinleri incelerken arada bir, ‘acaba 3. dünya savaşı olmama ihtimali olur mu?’ diye veri araştırırken, ne yazık ki dünya enerjisel olarak belasını bulmak için tohum ekmeye durmadan devam ediyor.

Malum olduğu üzere, bir meselede ihtimaller üzerine niyet aktif edilir, tohum atılmaya başlanır ve amele geçilir ise, orada enerjisel bir akış başlar ve nihayetinde de o ekilen her ne ise o olacak olanı sonucu ortaya çıkarır. Buna dair onlarca örnek sıralamak mümkündür.

Ne yazık ki, son 3-4 yıldır birçok ülke ciddi bir silah yatırımına yöneldi. En olmayacak ülke, krizde olmasına ve iflas riske taşımasına rağmen, Japonlar bile kalktı silahlanma stratejisine geçti.

Eğer bir mucize olmazsa ihtimal dünya bir kez daha belasını bulacak. Umarım bir hazırlık fırsatımız o güne kadar olur.

2022’NİN EN ÇOK SATAN İLK 10 KİTABI

Her yıl en çok okunan kitapların kurgu kitaplar olması ne zaman değişir bilemiyorum. Ancak, gerçeklikten kopmuş olan toplumlar için bu durum çokta iyi bir durum değil. Hemen hemen dünyanın birçok ülkesinde böyle bir sonuç var.

Evet, kurgularda çok şey anlatıyor. Kurgulardan da dersler çıkarılabiliyor. Ancak, son noktada çok satan kitaplara baktığımızda o kadar ders çıkaracak kurgular göremiyoruz. Bir elin parmaklarını ne yazık ki geçmiyor.

1. Matt Haig - Gece Yarısı Kütüphanesi

2. Zülfü Livaneli - Kaplanın Sırtında

3. Esra Ezmeci – İz Bıraktığın Kadar Varsın

4. Ahmet Ümit - Bir Aşk Masalı

5. İlber Ortaylı - İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?

6. Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

7. Doğan Cüceloğlu - Var mısın? Güçlü bir yaşam için öneriler

8. Paulo Coelho - Simyacı

9. Müthiş Psikoloji -  Seni Yoran Her Şeyi Bırak

10. Stephen W. Hawking - Zamanın Kısa Tarihi

Makaleler

2023’te Zafer Kazanacak Liderlerin Yeni Alışkanlıkları

Nöro-saçmalama

Bunu yapmak zorundasın

Robotlar geliyor ve bu durum işçiler için pek hoş görünmüyor. Uzun saatler, daha az ücret ve daha az işe hazır olun (Tehlike çok güzel anlatılıyor)

‘Serious Men’ kokuşmuş bir düzen, dayatılmış fakirlik ve bir babanın çocuğunu deha olmasını istemesi için mücadele etmesinin getirdiği ilginç sonuçları anlatıyor.

Film ara sıra düşük tempo olsada kendisini izlettiriyor. Ve tefekkür ettiriyor.
Sınıflar arası farklılıklığı eğitim üzerinden güzel işlemişler. Vakit ayrılabilir.


BÜLTENDE DAHA NELER VAR?

2023'te Hayatınızı İyileştirebilecek 12 Taktik!

Suudilerin Yeni Avrupa Olma Hedefi: 2030

Ocak Ayı Hacamat Günleri

4 Makale


Bültenin kalanına ulaşmak için yıllık abone olabilirsiniz. Veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza da tavsiye edebilirsiniz.

Güzel, bereketli ve huzurlu bir pazarınız olsun.

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Yahudinin Ticari Zekası Ve Allah’a Savaş Açan Müslümanlar!

Sonraki
Sonraki

2023 Yaşam Planı Şablonları