Siyonizm ve Sünnetullah: Ya Cehennem Ya Zafer

Bu Hafta Bültende Neler Var?

  1. Siyonizm ve Sünnetullah: Ya Cehennem Ya Zafer

  2. 7 dakikada “beynimizi strese sokan 7 durum” ve çareleri…

  3. Borsa’daki Sektörlerin Son Durumu

  4. Depresyon tedavisinde terapiye gitmek kadar etkili

  5. Batının Rusya'ya Yönelik Yaptırımları İşini Görüyor mu?

  6. Hedefleriniz sizinle birlikte büyümeli

  7. Kalabalık Çarptı

  8. Tükenmişlik Savaşı Ve Kayıplar

  9. Elon Musk'ın Siyasi Yapay Zekası

  10. İş arayanlar için en iyi 10 yapay zeka aracı

  11. Haftanın Videoları

  12. Haftanın Makaleleri

  13. Haftanın Yapay Zeka Manşetleri

Bu ay itibariyle Müslüman katliamının 10. ayındayız. Vahşet 300 günü geçti ama meselenin aslına baktığımızda 77. yıla yaklaşıyoruz.

Bu meselede açıkçası ne İsrailoğullarını ne de siyonistleri suçluyorum. Eğer 76 yıldır devam eden bir zulüm varsa, bu onların değil baştan sona müslümanların suçu olsa gerek. Detaylarına inmeyeceğim. Mevzu herkesçe malum.

Sizlere, iki Amerikalının bundan 17 yıl önce 2007 yılında yazdığı makaleden birkaç alıntı aktarmak istiyorum. Belki bazı dersler çıkarma imkanımız olur.

Yazarlar Mearsheimer ve Walt şöyle diyor:

‘‘Amerika bir başkanlık seçimi yılına daha girmek üzere. Neti­ceyi bu aşamada tahmin etmek zor olsa da seçim kampanyası­nın bazı özelliklerini kestirmek kolay.

Adaylar, sağlıktan kürtaja, eşcinsel evlililikten vergilere, eğitimden göçmenlere kadar çeşit­li iç politika konularında görüş aynlığı içinde olacak ve birçok dış politika sorunu hakkında da ateşli tartışmalara gireceklerdir.

ABD'nin Irak'taki politikası ne olmalı?

İran'ın nükleer arzularına,

Rusya'nın NATO'ya husumetine ve Çin'in yükselen gücüne karşı ne tür tepkiler verilmelidir?

ABD küresel ısınma, terörizmle mücadele ve kendi uluslararası imajının dü­zeltilmesi gibi sorunlar karşısında ne yapmalıdır?

Bu ve birçok diğer konuda, adaylar arasında canlı tartışmalar bekleyebiliriz.

Ancak bir konuda bütün adayların tek bir ağızdan konuşa­caklarından emin olabiliriz.

2008'de bundan önceki seçim yılla­rında olduğu gibi ülkenin en yüksek makamına seçilme konu­sunda ciddi adaylar bir yabancı ülkeye, İsrail' e karşı derin şahsi bağlılıklarını bildirmek için gayret sarf edecekler ve ABD'nin Yahudi devletine verdiği inatçı desteği sürdürme kararlılıklarını be­yan edecekler.

Adayların her biri İsrail'in karşı karşıya olduğu değişik tehditlerin tamamen farkında olduğunu ve eğer seçilme­yi başarırsa ABD'nin İsrail'in çıkarlarını her türlü şeraitte savunmaya azimli olacağını vurgulayacaktır.

Hiçbir aday İsrail'i eleş­tirmeyecek ve ABD'nin bölgede daha dengeli bir politika izleme­sini önermeyecektir. Zira bunu yapan olursa derhal sürecin dışı­na sürüklenir.’’

Çok tanıdık geldi değil mi?

Yıl 2024.

Yine bir ABD seçimi öncesi ve süreç yine aynı şekilde devam ediyor.

Birçok konuda farklı düşünen Trump ve Harris, diğer ABD’li köle yöneticiler gibi sadece İsrail konusunda ortak hareket etmek zorunda. Harris oy için ‘küçücük farklı bir düşüncede olayım’ diye niyet etti, 24 saat geçmeden geri adım atmak zorunda kaldı.

Ne o ne de diğerlerinin farklı düşünme ihtimalleri yok. Bundan yıllar evvel İsrail elemanı bir ABD’li aynen şu ifadeleri kullanıyordu:

‘‘Meclisin yarısından fazlasının, yaklaşık 250-300 üyenin, AIPAC (İsrail lobisi) ne isterse onu yapacağından eminiz.’’

Analizci Mearsheimer ve Walt’te bu noktaya temas ediyor ve şu eklemeyi yapıyor:

‘‘Gizli resmi evrakları İsrail'e aktarmakla suçlanan eski AIPAC üyesi Steven Rosen, AIPAC'ın ne kadar güçlü olduğunu New Yorker dergisin­ den Jeffrey Goldberg'e anlatırken, önüne bir mendil koyar ve şunu söyler: 24 saat içinde, bu mendilin üzerine 70 senatörün imzasını toplayabiliriz…’’

Bu rakam bize aslında çok şey anlatıyor. 15-20 yıl öyle çalışmışlar ki, değil 70 imza, 2024 yılında tüm ABD hükümetini hizaya soktular. Mecliste neredeyse puta tapar gibi Netanyahu’ya tapacaklardı.

Evet, yıllardır İsrailoğullarını komplo teorilerinden farklı olarak ele alıyorum. Muhakkak okuma alanım içerisinde sürekli bulunduruyorum. Dünyanın en eski milleti olduğu için, hali hazırda dünyayı onlardan daha iyi bilen bir ırk olduğunu görmedim.

Bir insan kişisel olarak eğer iş ce içtimai hayatında var olmak, geleceği okumak ve ve belli bir noktaya ulaşmak istiyorsa iki hakikati ve bir bilgiyi çok iyi bilmesi gerekiyor. Kuran, siyer ve tahrif edilmiş Tevrat.

Bu kadar okuma içerisinde, üç meseleyede yahudilerin çok iyi vakıf olduğunu görüyorum. Onlar kadar şeriate hakim ve uzun soluklu fiili olarak sistemi uygulayan başka bir millete denk gelmedim. İslamın ilk 30 yılı, Ömer Bin Abdülaziz dönemi ve Osmanlı’nın İstanbul fethine kadarki dönemlerini ayrı tutarsak, bireysel ve toplumsal bazda onlar kadar meseleleri bütün yönleri ile ele alan başka bir birey/toplum/millet hali hazırda gözükmüyor.

Allah’ın irade ve kudret sıfatından gelen tekvinî şeriati hayata geçirelerin bu dünyada muvaffak olacağı değişmeyen bir gerçektir.. Yani adetullah veya sünnetullah dediğimiz kanunlara tabi olanlar her daim yöneteci konumunda olacak, diğerleri ise yönetilenler olacaktır.

Arjantin’den Yeni Zelenda’ya kadar dünyanın neredeyse büyük çoğunluktaki liderlerine ve şirket sahiplerine itaat ettiren bu gücün en büyük silahı, Allah’ın sünnetine tabi olmalarından kaynaklanıyor…Ki, Tevratı okuduğunuz zaman yazılı metine nasıl tabi olduklarını bir kez daha ibretle görüyorsunuz.

Kısaca;

‘‘Sünnetullah kanunlarına uymayanlar, cezasını peşinen dünyada görecek, uyanlar ise mükâfatını peşinen alacaklardır. Ve alıyorlar. Dine uymayanların ekserisi ahiret hayatında ceza çekerler; ama fıtrî şeriata, yani sünnetullah kanunlarına uymayanlar, peşinen cezasını bu dünyada çekerler. Bu mü’min olsun kâfir olsun fark etmez. Kâinattaki adetullah kaidelerine uymayanların peşinen zelil ve hakir olmaları Allah’ın değişmez bir kanunudur.’’

Eğer yapılması gerekenler yapılmamaya devam ederse, yaşanacak şey Gazze halkı gibi bir son olacaktır. Bu sonun illa katliam olmasına gerek yok. Özgürlüğü yaşayamadan, tekamül edemeden ve sonrasında ise ahireti kaybederek gelen bir ölümde katliamdan farksız… Allah muhafaza.

Ne yazık ki insanlar hali hazırda şu iki durum üzere oldukları için felakete gidildiğinin farkında değiller.

Birincisi, gaflet hali: Sabah 8 akşam 17 iş. Sonrasında tv, telefon, uyku… Yani tuvalet-mutfak arası bir hayat…

Diğeri ise, Mehdi-Mesih beklentisi: Yani; ‘‘Biz böyle devam edelim. Birileri gelip zaten kurtaracak…’’ çürümüşlüğü. Bu maddeye ek olarak, hiçbir şey yapmadan ‘‘Allah bizi affeder’’ ahmaklığı.

Şunu çok net ifade edeyim.

Şahsi olarak uzun yıllardır mağlubiyet içerisindeyim.

Ne siyonizme zarar verebiliyor, ne toplumu ifsad eden, fakirleştiren faiz sistemine karşı bir hamle yapabiliyor, ne de devam eden katliamın önüne geçebiliyorum.

Bu büyük bir suç, gaflet ve geleceği okuyamamanın getirdiği bir ihanet.

Eğer Kuranı, siyeri ve zamanın hakiki sünnetini zamanında idrak edebilseydim, hiç olmazsa; Elon Musk, Larry Page, Zuckerberg vs. gibilerinin yaptığını yapabilir, sisteme etki edebilecek bir noktaya gelebilirdim. Ya da enazından bir Network oluşturup, tebliğ yaptığımızı düşündüğümüz şu bültenin birkaç yıllığına devam etmesi için sponsor bulup daha büyütebilirdim.

Ne acıdır ki, fıtri kanunlara uymadık ve şuan ay sonu gelecek mi, faturalar ödenebilecek mi… vs. diye fare kapanına sıkışmış durumdayız. Bu durumda olduğunuz zamanda, ne sistemle mücadele edebiliyor, ne de hamle yapacak bir fırsat elde edebiliyorsunuz.

Bilinmesi gereken nokta şu; Ay sonunu düşünen insanların geleceği planlama ve icraat geçme ihtimalleri olmadığı gibi, ahiretlerini riske etmelerini söz konusudur..

Ve eğer bu hayat böyle devam ederse, çoluk çocuğumuzunda aynı kaderi yaşamaması için bir neden yok.

Dedem’in dedesi, babası, dedem, babam ve ben… Hemen hemen aynı kaderi yaşadık, yaşıyoruz. Ay sonu mücadelesi, faturalar, iş…vs. ve nihayetinde gelen ölüm…

Ama yahudiler ve siyonistler ve onlara tabi olan azınlıklar böyle bir hayat yaşamıyor. Bizleri yönetiyor, zulm ediyor ve bize sundukları dünya yüzünden ahiretlerimi mahvederek hayatlarına devam ediyorlar.

Sisteme alternatif çıkarılmaması yüzünden, çevremde neredeyse Allah’a savaş açmayan, vergi kaçırmayan esnaf, tarikatçı vs. kalmadı. (Kalanları bir elin, bilemediniz 5 elin parmakları kadar sayabiliriz…) Ve bu insanların çoğu -büyük bir gaflet içinde- Allahın onları affedeceğini düşünüyor. Gaflet işte…Allah muhafaza.

Uzatmayayım. Ahiretini ve çoluk çocuğunun geleceğini ve ahiretini düşünen kim varsa, çok geç olmadan bu çukurdan çıkması lazım. Haftada bir sohbet ve birkaç yardım ile bu iş olmadı, olmuyor. Etrafımızda namaz dışında şeriat üzere yaşayan insan bulmakta zorlanıyoruz. Ama yahudilerde ise durumun tamamen farklı.

Hatırlanması her daim mecbur olan hakikat şu:

‘‘İslam dışı olanların, kevnî şeriata sarılmaları ve muvaffak olmaları, vesile açısından bir hak iken, Müslümanların kevnî şeriatı terk etmeleri vesile açısından bir batıldır. Öyle ise kâfirlerin dünya açısından bize üstün olmaları, vesilelerinin hak olmasından gelen bir üstünlüktür. Dolayısı ile Müslümanlara galip gelen, kâfirlerin batıl inançları değil, hak vesileleridir.’’

Değişmeyen hakikat bu kadar net olmasına rağmen, ne dini ne de dünyevi olarak var olabildik.

Dünya’da;

Ermeni lobisi,

Hint lobisi,

Küba lobisi,

Lgbt lobisi.. vs. gibi onlarca lobi var. (Şirket, silah vs. lobilerini ayrı tutuyorum)

Ancak, kevnî şeriata sarılan en büyük lobi İsrail lobisi oldu. Ve milyarların ahiretini mahvettirler. Son 20-30 yıldır ise benzer bir strateji ile hareket eden lobi lgbt lobisi oldu ve onlarda İsrail’den sonra ikinci güçlü lobi olarak devam ediyor.. Yani şeriat’a tabi oldu ve diğer tüm dünyadaki yönetilenlerden daha etkin konuma geldiler.

Peki ya müslüman olduğunu iddia eden ve mümin gibi yaşadığını söyleyenler…

Bizler neredeyiz, ne yaptık?

Kapitalizm öğretileri ile zulümden kurtulacağımızı mı düşündük?

Sonuç?

Peki bundan ders aldık mı?

Ne yazık ki o da yok.

Oysa ki, ‘duada bana yardımcı olun’ diyen zat 50-60 yıldır yapılması gerekeni anlatıyordu. Ve şu dersleri veriyordu:

‘‘Gerek şahsî hayatımızda gerekse toplum çapında karşı karşıya kaldığımız problemlerin çözümü adına yapılması gereken öncelikli iş, mevcut durumun doğru okunarak hastalığın iyi teşhis edilmesidir.

Eğer kuyunun dibinde bir hayat yaşamasına rağmen bir insan kendisini ferah-feza iklimlerde görüyorsa oradan kurtulması çok zordur. Çünkü böyle bir kişi, içine düştüğü perişaniyetten ötürü ızdırap duymayacak, yanık bir gönülle Allah’a yönelmeyecek ve oradan kurtulma adına atması gerekli olan adımları da atmayacaktır.

Buna karşılık nasıl bir çukurun içinde bulunduğunu bilen ve bundan rahatsız olan bir insan bir taraftan ıztırar ve çaresizlik hâliyle Allah’a yönelecek, diğer yandan da bundan kurtulma adına ne yapması gerekiyorsa onu yapacaktır. Yerine göre kuyunun dışındakilerden yardım isteyecek ve kendisine salınan ip veya kovaya tutunacak, yerine göre de pençeleriyle ayaklarını basacağı yerler kazacak ve oradan çıkmaya çalışacaktır. Netice itibarıyla Allah, kendisine gönülden teveccüh eden ve bütün sebepleri yerine getirmeye çalışan böyle bir kulunu yardımsız bırakmayacak, nur-u tevhid içinde sırr-ı ehadiyetin tecelli etmesiyle onu sahil-i selamete çıkaracaktır.

Bu açıdan öncelikle yapılması gerekli olan iş, durumu iyi tahlil etmek; kuyunun dışı neresidir, içi neresi, bunu çok iyi belirlemek; ideal olanla buna aykırı olanı ayırt edebilmektir.

Hemen ifade etmek gerekir ki bizim için ideal olan dönem, hakiki mânâda İnsanlığın İftihar Tablosu’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem), ideale en yakın olanı da Raşit Halifeler’in yaşadığı dönemdir. Daha sonraki dönemlerde de yer yer zılliyet plânında böyle dönemler yaşanmıştır. Meselâ Emevilerdeki Ömer İbn Abdülaziz dönemi ile Abbasilerdeki Hâdî, Mehdî ve Harun Reşit dönemleri bunlardandır. Zılliyet plânında ideale en yakın hayatın en uzun sürdüğü zaman dilimi ise Osmanlılar döneminde yaşanmıştır. Onlar, hiçbir İslâmî devlete nasip olmayan, belki yüz elli veya iki yüz sene zılliyet planında ideal veya ideale çok yakın bir hayat yaşamışlardır.

İşte bunlar dışarının güzelliklerini iliklerine kadar duyup hissettikleri için bir çukura düşmenin veya kuyu dibinde yaşamanın nasıl tahammül edilmez bir felâket olduğunu anlayabilirler. Onlar yitirdikleri Cennet’le aralarına bir metre mesafe girdiğinde, sahip oldukları değerlerin bir metre ötesine düştüklerinde bunu rahatlıkla hissedebilirler.

Başkaları ise o Cennet gibi hayatı duyup hissetmediklerinden, Cennetlerinden uzaklaştırılmanın ve kendi değerlerini yitirmiş olmanın farkına varamaz ve bunun ızdırabını duyamazlar…

İnsanlara nasıl bir kuyunun içinde yaşadıkları gösterilebilirse onlar da ıztırar (çaresizlik) ruh hâliyle Cenâb-ı Hakk’a teveccüh edecekler ve O’ndan yardım talebinde bulunacaklardır. Kur’ân-ı Kerim’de yer alan, أَمَّنْ يُجِيبُ الْمُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّوءَ “Çaresiz kalıp inleyenin duasını kabul edip sıkıntılarını gideren Allah’tan başka kim olabilir?” (Neml sûresi, 27/62) âyet-i kerimesi, muztarrın duasının kuvvetle kabule karin olduğuna işaret etmektedir.

Peygamber hayatlarına bakıldığında bunun pek çok örneğini görmek mümkündür. Mesela Yunus İbn Metta (aleyhisselâm), balığın karnına düştüğünde, لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ “Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendime yazık ettim.” (Enbiyâ sûresi, 21/87) sözleriyle durumunu Allah’a arz etmiştir. O, “Balığın karnından, denizin karanlıklarından ve havanın zulmetinden beni kurtar.” demek yerine meseleyi Allah’a havale etmiştir. Kendine düşeni yapıp ıztırar hâliyle Allah’a tam teveccüh edince nur-u tevhid içinde sırr-ı ehadiyet zuhur etmiştir. Yani Cenâb-ı Hakk’ın celâlî tecellilerinin söz konusu olduğu bir yerde, Hz. Yunus’un şahsî durumuna göre O’nun cemalî tecellisi zuhur etmiştir. Arkasından kavminin arasına döndüğünde ise Kur’ân’ın ifadesiyle yüz binden ziyade insan kendisine iman etmiştir. (Sâffât sûresi, 37/147-148) Demek ki o, kavminin arasından Cenab-ı Hak’tan bir işaret gelmeden ayrıldığı için balığın karnına düşmüş olsa da bunun kefaretini tam olarak yerine getirmiş ve Allah’a gönülden yakarışta bulunmuştur…’’

Evet, görüldüğü üzere, mesele dönüp dolaşıp Allah’a, Allahın koyduğu kanunlardan taviz vermemeye, zalimlerin koyduğu sistemi desteklemeden ve gerçekçi alternatiflerle yola devam edilmeye dayanıyor.

Allah, bizleri daha fazla zillet içinde yaşatmasın,

Allah, ‘benim yaptığım şeylerin tamamı hak, verdiğim fetvaların tamamı doğru’ diyen zalimlerden etmesin.

Allah ‘bizleri ‘yanlış fetvalara takılıp giden dünyevileşmiş nefisperestlerden eylemesin..’’

Allah, ‘ben iyi niyetliyim’ deyip kardeşlerine zulmeden insanları düştükleri çukurdan çıkarsın’

Allah, ‘tez vakit bizlere dünyaya meyletmemiş örnek rehberler ve bizleride onlara destek çıkan erenlerden eylesin…’’

Allah, bizleri hakikat üzere olan, plan, strateji ve icraata geçme noktasında sünnetullahı hakkı ile yerine getiren, A’dan Z’ye kadar tüm aşamaları kendimiz ve geleceğimiz ve insanlık için fiili olarak uygulayan hakikat ehlinden eylesin.

Amin…

Son olarak;

Bu makaleyi İsrailoğullarını, siyonizmi ve geleceğe dair hedeflerini daha farklı notlarla detaylandırmayı düşünüyordum. Ancak, makale çok uzadığı için şimdilik burada noktalıyorum.

Bülten son dönemlerini yaşıyor. Henüz bir sponsor ve destek bulamadım. O yüzden söz veremiyorum. Ama olurda bülteni bir süre daha devam ettirebilirsem, bu konulara dair topladığım bilgileri aktarmaya devam edeceğim.

Dua buyurun.


7 dakikada “beynimizi strese sokan 7 durum” ve çareleri…

Canan, beynimizi strese sokan 7 durumu ve bunların çözümlerini ele alıyor.

Hareketsizlik, yüksek kalorili beslenme, uyku düzensizliği, yalnızlık, sıkıcı rutinler, takıntılı düşünce kalıpları ve olumsuz çevre etkisi gibi faktörlerin beyin sağlığımızı nasıl etkilediğini ve bu sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi açıklıyor.


  • Hareketsizlik, beynimizi ve zihnimizi zorlayan en önemli unsurlardan biridir. Günlük egzersiz veya yürüyüş bu sorunu çözebilir.

  • Yüksek kalorili beslenme, zihin çalışmasını olumsuz etkiler.

  • Karbonhidratları azaltıp yağlardan alınan enerjiyle beslenmek, beynin daha verimli çalışmasını sağlar.


  • Uyku, bedenimiz için değil, beynimiz için gerekli bir süreçtir. Yapay ışıklandırma ve ekranlar uyku düzenimizi bozar.

  • Melatonin hormonu uyku düzenini sağlar, ancak gece ekran kullanımı bu hormonu baskılar.

  • Yalnızlık, özellikle zor zamanlarda, zihinsel stres yaratır. Yüz yüze iletişim ve güvenilir ilişkiler önemlidir.


  • Uzun süre aynı sıkıcı ve ödülsüz davranışları sürdürmek stres yaratır. Yeni beceriler öğrenmek ve ilişkiler kurmak önerilir.

  • Gelecekte nasıl bir hayat istediğimizi zihnimizde canlandırmak önemlidir.

  • Takıntılı düşünce kalıpları içinde sıkışıp kalmak hayatı zorlaştırır. Düşünce örüntülerini değiştirmek gerekebilir.


  • Kalabalık her zaman iyi gelmeyebilir. Çevremizdeki insanların davranışları ve düşünce kalıpları bize yapışabilir.

  • Gelişimimizi engelleyen veya bizi olumsuz etkileyen insanlardan uzaklaşmak önemlidir.

  • Stres faktörlerini tanımak ve çözüm yolları aramak umut vericidir. Nefes varsa umut vardır.

Unsplash

Borsa’daki Sektörlerin Son Durumu

Haram olan borsada son yıllarda özellikle büyük teknoloji şirketlerinin hakim olduğu sektörlerde yoğunlaşma yönünde kayda değer bir eğilim var.

Bu olgunun piyasa dinamikleri ve yatırımcı stratejileri üzerinde önemli etkileri mevcut; S&P 500 endeksi bu değişimin önemli bir barometresi olarak hizmet ediyor. Amazon, Alphabet (Google'ın ana şirketi) ve Microsoft gibi büyük teknoloji firmalarının belirli sektörlerdeki hakimiyeti, bireysel şirketlerin sektör performansı üzerindeki artan etkisinin altını çiziyor. Bir şirketin tedavüldeki hisselerinin toplam değerini temsil eden piyasa değeri, bu endüstri devlerinin göreceli boyutunu ve etkisini yansıttığı için sektör yoğunlaşmasını anlamada önemli bir rol oynar.

  • S&P 500 endeksi, %32,4'ü Bilgi Teknolojileri ve %12,4'ü Finans olmak üzere, farklı ağırlıklara sahip 11 sektörü kapsıyor.

  • İletişim Hizmetleri, toplam pazar değerinin %97'sini temsil eden ilk 10 şirket ve %26 ile Alphabet'in liderliğinde en yoğun sektör olarak öne çıkıyor.

  • Amazon, Alphabet ve Microsoft gibi büyük teknoloji şirketleri, S&P 500 ortalamasıyla karşılaştırıldığında çok büyük kazanç artışı sağlayarak sektör yoğunlaşmasına önemli ölçüde katkıda bulunuyor.

  • S&P 500'ün en büyük 10 hisse senedi artık endeksin piyasa değerinin üçte birini oluşturuyor ve bu da rekor düzeyde yoğunlaşmaya işaret ediyor.

  • Amazon, İhtiyari Tüketici Ürünleri sektörünün toplam pazar değerinin %39'unu temsil ederek ve 26 Haziran 2024'te 2 trilyon dolarlık piyasa değeri dönüm noktasına ulaşarak kendi sektöründe en büyük paya sahiptir.

Unsplash

Depresyon tedavisinde terapiye gitmek kadar etkili

Araştırmacılar, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin depresyon tedavisinde geleneksel psikoterapi kadar etkili olabileceğini açıkladı. Bu bulgu, zihinsel sağlık yardımı arama fikriyle mücadele eden veya düzenli terapi seanslarını karşılayamayan kişilere yardımcı olabilir.

Yapılan bu çalışmada, katılımcılar rastgele yaşam tarzı terapisi veya bilişsel davranışçı terapi gruplarına ayrılıyor. Her iki gruba da 8 hafta boyunca çevrimiçi video konferans yoluyla sunulan 90 dakikalık altı oturum verildi. Yaşam tarzı terapisi grubu diyetisyenler ve egzersiz fizyologları tarafından yönetilirken, BDT grubu psikologlar tarafından yönetildi. Depresyon belirtileri, 8 haftalık dönemin başında ve sonunda incelendi.

Her iki grup da 8 haftalık süre boyunca depresyon belirtilerinde önemli iyileşmeler gösterdi. Yaşam tarzı terapisi grubu depresyon puanlarında ortalama %42'lik bir azalma görürken, BDT grubu %37'lik bir azalma gördü. Bu farklılıklar istatistiksel olarak anlamlı değildi; bu da yaşam tarzı terapisinin depresyon belirtilerini azaltmada BDT kadar etkili olduğunu gösteriyordu. Ek olarak çalışma, yaşam tarzı terapisi katılımcılarının diyet kalitelerini iyileştirdiğini ve isteğe bağlı (abur cubur) gıda alımlarını azalttığını buldu.

Bu çalışma, diyet ve egzersize odaklanan yaşam tarzı müdahalelerinin, en azından kısa vadede, depresyon tedavisinde geleneksel psikoterapi kadar etkili olabileceğine dair ikna edici kanıtlar sunuyor. Bunun ruh sağlığı bakımı üzerinde önemli etkileri olabilir ve potansiyel olarak birçok insan için daha erişilebilir ve uygun maliyetli bir tedavi seçeneği sunabilir.

Unsplash

Batının Rusya'ya Yönelik Yaptırımları İşini Görüyor mu?

  • Batı yaptırımları Rusya ekonomisine, özellikle de işgücü piyasasına ve enflasyon oranlarına zarar verirken, ülke artan petrol üretimi ve uyarlanabilir ekonomik stratejiler yoluyla dayanıklılık gösterdi.

  • ABD Haziran ayında iki katına çıktı ve sadece Rus varlıklarını değil, aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını destekleyen uluslararası destekçileri de hedef alan 300 yeni yaptırım uyguladı.

  • Hedefli bir yaklaşıma ek olarak uzmanlar, yaptırımların etkili olması için daha güçlü uluslararası işbirliği, yenilikçi hile önleme stratejileri ve özel sektörün daha fazla kararlılığını öneriyor.

Kaynaklar: AP | Bloomberg | CEPR | Politico | Reuters | US Department of the Treasury | US News | Shortform

Unsplash

Hedefleriniz sizinle birlikte büyümeli

Uzmanlar, hedeflerimizi sabit hedefler olarak düşünme eğiliminde olsak da, dinamik ve gelişen koşullarımıza uyarlanabilir olduklarında onlara ulaşma olasılığımızın daha yüksek olduğunu söylüyor. Takip etmeye değer hedefler belirlemek için kullanabileceğimiz dört ipucu:

  • Araştırmalar, hedeflerin değerlerinize göre yönlendirildiklerinde daha faydalı olduğunu gösteriyor; tatmin edici bir hayat yaşamak istiyorsanız, bu nedenle hedefleriniz sizi tatmin eden şeyleri yansıtmalıdır. Bu nedenle değerlerinizi belirlemek için zaman ayırmanız daha iyi hedefler belirlemenize yardımcı olabilir .

  • Değerlerinizi anladıktan sonra onları başarılı bir şekilde yaşamanın nasıl görüneceğini belirleyin. Başarı anlayışınız muhtemelen başkalarınınkinden farklıdır, ancak rehberlik ve fikir için size ilham veren insanlarla kontağa geçebilirsiniz.

  • Daha sonra, kişiliğiniz, koşullarınız ve gerçek arzularınız dikkate alındığında başarı hakkındaki fikirlerinizin gerçekçi olup olmadığı üzerinde düşünün.

  • Son olarak, hayatta ilerledikçe hedeflerinizi ve başarı konseptinizi güncellemeye kararlı olun. Bu, kaçınılmaz olarak yeniden önceliklendirme zamanı geldiğinde size yardımcı olacaktır; hedeflerinize ulaşmada başarısız olduğunuzu hissetmek yerine, hedeflerinizin basitçe değiştiğini anlayacaksınız.

  • Bu makaleye ek olarak şu notuda düşmek isterim; Hayatınızın tamamı için bir zaman ve hayat planınız yoksa, temel bir sistemle hareket etmiyorsanız, yüzde 99 başladığınız gibi hayatınızı tamamlayacaksınız. Bunun ibretlik örneklerini görmek için 60-70 yaş üstündeki bazı insanlara bakabilirsiniz. Allah muhafaza buyursun.

Unsplash

Kalabalık Çarptı

Makale, bir siber güvenlik şirketi olan Crowdstrike'ın birkaç hafta önceki hatalı güncellemesinin neden olduğu büyük bir küresel BT kesintisinni tartışılıyor.

Yazar, ne pahasına olursa olsun büyüme zihniyeti, düşük kalite kontrolü ve otomatik sistemlere güvenmenin tehlikeleri dahil olmak üzere teknoloji endüstrisindeki sistemik sorunlara değiniyor. Makale, büyük teknoloji şirketlerini güvenlik, yönetim ve çalışanlara yönelik muamele konusundaki yaklaşımlarından dolayı eleştiriyor ve bu uygulamalar nedeniyle gelecekte yaşanabilecek olası başarısızlıklara karşı uyarıda bulunuyor.

  • Crowdstrike'ın hatalı bir çekirdek sürücüsü güncellemesi, yaygın sistem çökmelerine ve yeniden başlatmalara neden oldu.

  • Sorun dünya çapında milyonlarca Windows tabanlı bilgisayarı etkileyerek ulaşım ve bankacılık gibi çeşitli sektörlerde aksamalara neden oldu.

  • Bu olayın ölçeği ve kesintisi, Wannacry fidye yazılımı saldırısı gibi daha önceki olayları geride bırakacak şekilde daha önce görülmemiş bir boyuta ulaştı.

Etki ve İyileşme

  • Etkilenen makineler kalıcı bir önyükleme döngüsünde sıkışıp kalıyor ve bu durum kurtarmayı zorlaştırıyor.

  • Kurtarma, güvenli modda önyükleme yapmak ve hatalı kodu kaldırmak da dahil olmak üzere manuel müdahale gerektirir.

  • Süreç özellikle bulut tabanlı sunucular ve uzak konumlar için zorludur.

Teknoloji Sektöründe Sistemik Sorunlar

  • Olay, dijital altyapımızdaki tek arıza noktalarının tehlikelerine dikkat çekiyor.

  • Microsoft'un çekirdek sürücülerine yönelik inceleme süreci, genellikle birkaç hafta sürdüğü için sorgulanıyor.

Kültür ve Yönetim Sorunları

  • Makale, Silikon Vadisi'nde yaygın olan ne pahasına olursa olsun büyüme zihniyetini eleştiriyor.

  • Crowdstrike'ın kurumsal kültürü, zayıf iş-yaşam dengesi ve yönetim sorunları nedeniyle sorunlu olarak tanımlanıyor.

  • Yazar, bu kültürel sorunların kalite güvence başarısızlıklarına katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürüyor.

Teknoloji Endüstrisi İçin Daha Geniş Etkiler

  • Olay, teknoloji endüstrisinde gelecekte yaşanabilecek sistematik başarısızlıklar için bir uyarı işareti olarak görülüyor.

  • Büyük teknoloji şirketlerinde yakın zamanda yapılan işten çıkarmalar, sistem bilgisi ve istikrarından ödün verme potansiyeli nedeniyle eleştiriliyor.

  • Yazar, kaliteyi ve kurumsal bilgiyi korumak yerine büyümeye ve maliyet düşürmeye öncelik vermenin tehlikeleri konusunda uyarıyor.

Gelecek Kaygıları

  • Makale, teknoloji şirketlerinin mevcut yaklaşımı nedeniyle bu tür olayların daha fazla olacağını öngörüyor.

  • Yapay zeka tarafından oluşturulan kodla ilişkili riskler ve deneyimli personel kaybı konusunda uyarıda bulunuyor.

  • Yazar, teknoloji kuruluşlarına temel altyapılarını ve uygulamalarını yeniden değerlendirme çağrısında bulunuyor.

Tükenmişlik Savaşı Ve Kayıplar

Ne yazık ki bitmeyen kölelik düzeni bazı ülkelerde yeni yeni sorunlara yol açıyor. Bu problem hali hazırda çevremizde de çok var.

Tatar’da, Japonya’da yıllardır devam eden uyku sorunu üzerinden tükenmişlik meselesi ne değinmiş:

Kısa birkaç not:

  • Japonya, dünyada en az uyuyan nüfusa sahip, birçok insan geçimini sağlamak için birden fazla işte çalışıyor.

  • Geleneksel Japon uyku kültürü, kolayca saklanabilen "futon" yataklarını içeriyor, bu da yaşam alanının verimli kullanılmasını sağlıyor.

  • İş yerlerinde veya herhangi bir boşlukta hemen uyuyorlar.

  • İşyerleri genellikle verimliliği ve enerji seviyelerini artırmak için kısa şekerlemelere izin veriyor ve hatta teşvik ediyor. (Yıllardır anlattığımız ders çıkarılması gereken bir mesele.)

  • Bazı şirketler ve fabrikalar, uzun saatler çalışan çalışanlar için özel şekerleme odaları oluşturmuş.

  • BBC'nin bir haberinde, bir işçinin 37 saat boyunca uyanık kalmak için enerji hapları aldıktan sonra öldüğü bir vaka anlatılıyor.

  • Japon çalışanlar genellikle yılda yaklaşık 20 gün izin hakkına sahip, ancak %35'i tahsis edilen izin süresini kullanmıyor.

  • İşyerlerinde ve halka açık alanlarda kullanılmak üzere hem dikey hem de yatay uyku kapsülleri tasarlanmış.

  • Uyku yoksunluğunun Japonya ekonomisine yıllık maliyetinin 138 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

  • Japon hükümeti ve özel sektör, uyku yoksunluğu sorununa aktif olarak çözüm arıyor.

Unsplash

Elon Musk'ın Siyasi Yapay Zekası

Musk'un yapay zeka firması xAI, yeni Grok 2 dil modelini daha küçük bir model olan Grok 2 Mini ile birlikte piyasaya sürdü . Bu modeller en iyi yapay zeka sistemleriyle rekabet edebilir ve görüntü oluşturma konusunda daha az kısıtlamaya sahiptir ve artık X kullanıcılarının kullanımına açık.

  • Karşılaştırma Performansı: Her iki model de muhakeme, okuma, matematik, bilim ve programlama dahil olmak üzere çeşitli akademik kriterlerde iyi performans gösteriyor. 

  • Görüntü Oluşturma Yeteneği: Grok 2, bu tür istekleri sıklıkla reddeden diğer yapay zeka modellerinin aksine, gerçek kişilerin politik illüstrasyonlarını ve görüntülerini üretebilir.

  • Kaygılar: Yeni yetenekler, özellikle yaklaşan ABD seçimleri nedeniyle, yanlış bilgilendirme konusundaki endişeleri artırıyor.

  • Gelecek Planları: xAI, Grok'un görüntü yeteneklerini genişletmeyi planlıyor ve bu ayın sonlarında bir Kurumsal API yayınlayacak. Musk, yıl sonuna kadar daha da güçlü bir Grok 3'ün ipuçlarını veriyor.

Elon Musk'un yeni Grok 2 modelleri yapay zeka görüntü oluşturma ve akademik performansın sınırlarını zorluyor. Ancak, özellikle siyasi arenada kötüye kullanım potansiyeli, dikkatli gözetim ve etik hususlara duyulan ihtiyacın altını çiziyor.

Kaynak

Unsplash

İş arayanlar için en iyi 10 yapay zeka aracı

Sevmediği işi yapan çok sayıda insan var. Ve birçoğu konfor alanının dışına çıkmamak için sürünüp duruyor. Kendimize zulmetmek yerine farklı seçenekleri zorlamakta fayda var. Alttaki yapay zeka araçları bu noktada size destek olabilir. Bir gözatılabilir.

1. Teal

- AI Özgeçmiş Oluşturucu
- Kapak Mektubu Oluşturucu
- İş Eşleştirme
- Tealhq.com

2. Autojob

- İş Eşleştirme
- Tek Tıkla Uygulama
- E-posta Bulucu
- autojob.app

3. Careerflow

- LinkedIn Optimizasyonu
- İyileştirmeye Devam Et
- İş Takibi

- careerflow.ai

4. Sonara

- İş Başvurusu Takibi
- Optimizasyona Devam Et
- Kişiselleştirilmiş Kapak Mektupları
- sonara.ai

5. Applyish

- İş Önerileri
- Kişiselleştirilmiş Kapak Mektupları
- Chrome Uzantısı
- applyish.com

6. LoopCV

- CV Geliştirme
- Otomatik Uygula Özelliği
- Kişiselleştirilmiş E-posta Erişimi
- loopcv.pro

7. JobScan

- Özgeçmiş Analizi
- LinkedIn Profil Değerlendirmesi
- Kapak Mektubu Optimizasyonu
- jobscan.co


8. Kickresume

- Yapay Zeka Destekli Özgeçmiş Oluşturucu
- Özel Tasarım Şablonları
- Zorlayıcı Açıklamalar

- kickresume.com

9. Prepper

- Mülakat Hazırlığı
- Cevaplar hakkında yapay zeka geri bildirimi
- İlgili Soru Üretimi
- adzuna.com/prepper

10. CareerHub AI

- Özel Kariyer Rehberliği
- İş Eşleştirme
- Maaş Tahminleri
- careerhub.ai

Bu basit adımları izleyerek, eskisinden %50 daha iyi bir sonuç alabilirsiniz.

Unsplash

Unsplash

Unsplash

Haftanın Yapay Zeka Manşetleri

  • Apple, metni yeniden yazacak ve düzenleyecek, aramaları metne dönüştürecek ve özetleyecek ve emojileri özelleştirecek yeni AI özellikleri geliştiriyor. Özelliklerin Ekim ayında kullanıma sunulması bekleniyor.

  • Avrupa Birliği, tıp , eğitim, otomotiv ve diğer alanlardaki riskleri değerlendirip kontrol ederek yapay zekanın sorumlu kullanımını ve geliştirilmesini düzenleyen Yapay Zeka Yasasını kabul etti .

En son araştırmalar ve araçlar

PyTorch – Torchchat: C/C++ ve komut satırı arayüzlerini kullanarak Python'a ihtiyaç duymadan masaüstü, sunucu ve mobil cihazlar dahil olmak üzere çeşitli platformlarda büyük dil modelleri (LLM'ler) ile kesintisiz etkileşime olanak tanır.BAĞLANTI

NotShazam: Shazam'ın şarkı tanıma özelliğini taklit eden, şarkıları tanımlamak için Go'yu kullanan ve bunları indirmek için Spotify ve YouTube ile entegre olan bir araç.BAĞLANTI

Cardie: Dijital kartvizitlerin tasarlanması, paylaşılması ve yönetilmesi için, sınırsız kartvizit oluşturma, kart ziyaretlerinde analiz, gizlilik seçenekleri ve başkalarının kartlarını sanal bir cüzdanda kaydetme olanağı sağlayan açık kaynaklı bir platform.BAĞLANTI


Bu haftalıkta bültenimizin sonuna geldik.

👉 Bültenimize sponsor olabilir, reklam verebilir, yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza tavsiye vererekte bu bilgilerin onlara ulaşmasına vesile olabilirsiniz.

Bültene sponsor olabilir veya abone olarak destek verebilirsiniz

TÜM BÜLTENLER İÇİN TIKLAYIN

Önceki
Önceki

Bu Bir Heves mi, Karar mı?

Sonraki
Sonraki

‘‘Orta Parmak Din Parmağıdır’’