Bankalar Kurulurken ve Son Durum!
Aşağıdaki iki makaleyi daha önce sosyal medyada paylaşmıştım. Okumayan arkadaşlar için bütün olarak blog’a da koyuyorum.
‘‘18. asırdan beri (düzenin ekonomi kurucuları) birçok kıtada edindikleri sömürgelerden elde ettikleri gelirleri bankalarda birleştirmiş ve büyük yatırımlar ve yeni kalkınma hamleleri gerçekleştirmişlerdir.
Düzenin iktisatçıları, yazdıkları kitaplarda dikkatleri yapılan sömürüden başka yöne çekmek ve kalkınmanın bankacılık sistemiyle sıkı ilişkisi olduğunu vurgulamaya özen göstermişlerdir.
Bu ve benzeri görüşmeler iktisat fakültelerinin ders kitaplarında da yer almıştır.
(Örnek olarak F. Neumark'ın İstanbul'da 1948'de basılan Genel Ekonomi Teorisi adlı kitabının 22-25, 437 ve devamı sayfalarına bakılabilir.)
Onlara göre, 'kalkınmak için sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Sermaye birikimi sadece bankalar yoluyla sağlanabilir.'
Bankacılık sistemi ise ancak faizle yürüyen bir sistemdir.
Onlar için faizin olmaması demek, bankacılığı ve dolayısıyla kalkınmayı engellemektedir.
Sistemin varmak istediği nokta ise,'faiz yasaklanamaz, çünkü İslam ekonomisi ihtiyaçlara cevap vermiyor.'
Ne yazık ki birçok Müslüman ise bu duruma inanmış ve kafası karışık durumdadır. (Ve hayatlarını bu kölelik düzenine uyumlanarak geçirmekte ve baş kaldırmayı asla düşünmemekte ve uzaydan birisinin gelip onları kurtaracağını beklemektedir.
Bazıları ise halleriyle tamamen 'ben köle olarak yaşamaya ve sonunda cehenneme gitmeye razıyım' demektedir.)
Halbuki kredi sisteminin karşısında ortaklık sistemi vardır. Bu sistem faizin doğurduğu zulmü ortadan kaldıran, sermaye birikimi sağlamaya elverişli ve öteden beri bilinen ve uygulanan bir sistemdir.
Faiz sisteminin olmaması demek kredi sistemini devre dışı bırakır.
Son iki asırdır (düzenin kurucularının) etkisiyle dikkatler kredi sistemi üzerinde yoğunlaştığı için ortaklık sistemi unutulmaya yüz tutmuştur.
Bu da gelir ve servet dağılımını dengesiz hale getirmiştir.
Bozulmuş dengeler ancak ortaklık sistemiyle düzelebilir.
Bu sistemi insanlığa (özellikle Müslümanlara) yeniden anlatmak gerekiyor. (Ki, şu an piyasaya çıkan birçok projenin (Whatsapp, Facebook, Udemy vs.) temelinde bu hak olan faizsiz ortaklık yapısı vardır)
Bankalar bugün, günlük işlerde kullanılan paralara varıncaya kadar bütün parayı tekellerine almışlardır.
Böylece hem piyasa hem de hükümetler (belli ölçüde) onların kontrolüne girmiştir. (FED'in kuruluş hikayesi ve sonrası bildiğiniz meseleler)
Düzenin kurucuları banka ile iki şey daha yaptılar.
Bunlardan biri, küçük tasarrufları toplayıp büyük sermayeler oluşturmak. (Kendi çıkarları için kullanıyorlar)
Diğeri ise kaydi para (basılan hırsızlık para) mekanizmasını kurmalarıdır.
Parayı vücuttaki kana benzetirsek, onun kendi tabii kurallarına göre dolaşmayıp birilerinin isteğine bağlı olarak dolaşmasının ne büyük felaketlere sebep olacağı kolayca anlaşılabilir.
Küçük tasarrufları toplayıp büyük sermayeler oluşturma işi ortaklık sistemi ile de yapılabilmektedir.
Bu sistemde faiz olmadığı için faizin sebep olduğu olumsuzluklar da yoktur.
(Ne yazık ki, tenperverlik duygusuna kapılmış, kardeşinin zenginleşmesini istemeyip ve daha birçok rezil düşünceler nedeniyle, Müslüman görünümlü bazı kişiler bankacılık-faiz sistemin tercih ve teşvik edip, Allaha savaş açıp/açtırıp, hak olan seçeneği reddetmekteler.
Bazıları ise çeşitli -zaruret vs.- bahaneleriyle fetva uydurup insanların zulme ortak olmalarına sebep olmaktadırlar. Veyl olsun...)
Kaydi para (basılan/hırsızlık parası) sistemi ise dengeleri iyice bozmuş, çağdaş insanın
Umarım geç olmadan ibret alır ve biran önce Allaha savaş açmaktan ve insanlara zulmetmekten vazgeçip ve büyük kayıpların içine düşmeden kurtulur ve biran önce hakka dönüp ve hak için mücadele etmeyi tercih ederler.
&&&
Kurtaramıyorlar
Warren Buffet, Nisan ayında verdiği bir röportajda, '25-30 yıldır yatırım yapmış olduğu banka hisselerini sattığını ve bu hali ile bankacılık krizinin bitmediğini, kurtarılmış ve fiyatı ucuzlamış bankalara da yatırım yapmayacağını, çünkü yeni iflaslarda hissedarların kurtarılmayacağını söylemişti.'
''Mart ayında ABD’de Silvergate, Silicon Valley Bank (SVB) ve Signature bankaları battığında Merkez Bankası (Fed) ve Hazine’nin uyguladığı kurtarma yöntemleri sorunluydu. Fed, çeşitli kanallardan bankalara kredi vererek hareket etti.
Ve 3 bankanın ardından batma aşamasına gelen 180 civarında küçük ve orta ölçekli banka, şimdilik kredilerle yüzdürülürdü ancak gelecek yıllarda kar edemeyecek bu yapılara artık kimse borsada yatırım yapmazdı.
-İkinci büyük hata ise Hazine’nin ve Amerika’nın TMSF’si FDIC’nin koordinasyonu ile batan bankalarda sadece mevduat sahiplerinin kurtarılmasıydı. Bankaların hisselerini ya da bonolarını satın almış olan yatırımcılar on milyarlarca dolar zarar ile başbaşa bırakıldı. Avrupa da aynı modeli benimsedi. Credit Suisse’in rakibi UBS ile adeta zorla birleştirilerek ‘kurtarılması’ sırasında bono yatırımcıları yaklaşık 17 milyar dolar zarar etti.
- ABD, batmak üzere olan First Republic Bank (FRC)'ı kurtarmak içinde bankalardan oluşan bir konsorsiyumu FRC’ye 30 milyar dolar kredi vermeye adeta zorladı. Fed’in açtığı kredi kanallarını da kullanan FRC böylece o dönemde batmaktan kurtuldu. Ancak 24 Nisan’da Banka’nın mali sonuçları açıklanınca, FRC Ocak-Mart döneminde yaklaşık 100 milyar dolar mevduat kaybı yaşadığı ortaya çıktı.
- Banka yöneticileri gelen riski gördü ve emlak için açılmış kredileri satmaya karar verdi. Ama ne oldu, korku nedeniyle satışlar beklendiği gibi gitmedi ve FRC hisseleri 1 günde %49 düşüşle çakıldı! Panik ve ABD Borsaları’nda SP500 %1,6 ve NASDAQ %1,9 ile Mart ayından bu yana en büyük günlük kayıplarını yaşadı.
- Bankacılık Krizi, Hazine Bakanı Janet Yellen ve Fed Başkanı Powell’ın iddialarının aksine bitmiş değil. Büyük olasılıkla bankalarda yaşanan sorunlar kredileri de daraltmaya devam edecek.. ''
(Kaynaklar: https://bit.ly/3LbhmXl, https://bit.ly/3LzanJ6, https://bit.ly/3oLKzAz, https://bit.ly/3Hj4sp6)
&&&
MOVE Endeksi'de son iki günde %14 arttı, bankaların durumu daha da kötüleşmeye devam ediyor, gerçekleşmemiş kayıpları artıyor, bu durumda küçük bir kıvılcımla yeniden banka tasfiyeleri ve iflasları görebileceğiz inşallah. (Hel min mezid)
Neden yükseliyor?
Çünkü FED Mayıs'ta yine faiz oranlarını artırabilir.
Bu haliyle tahvil satışları doğal olarak hızlanabilir.
FED'in bunu bilinçli yaptığını söylemekte mümkün. Çünkü iflaslara, resesyonlara vs. aldırış etmiyor ve bu yolla enflasyonu düşürmeye devam edeceğini zannediyorlar.
Aslında Yellen ve Powell'in istifa etmesi daha mantıklı ama şu an için verdikleri zarar umurlarında değil.
Nasıl olsa, çok sıkıştıklarında yine para basar (HIRSIZLIK), piyasa biraz genişler, faiz 0.25 diyebilir ve ABD'deki resesyonu minimize edere Avrupa ve diğer ülkeleri resesyona sokar.
Peki bu çırpınışları son noktada onları yine kurtarır mı?
Hayır.
Malum, TR'de de son birkaç haftadır bazı bankalarda nakit sıkıntısı yaşanıyor. Merkez Bankası'ndaki altın rezervi de son 6 haftada 72,3 ton azaldı. (İhtimal seçimden bir süre sonra Türkiye büyük gerçekle tanışacak)
Son 7-8 yıldır üzerinde durduğumuz bir nokta vardı.
Bankacılık sistemi;
En kolay çökebilecek,
Alt edilebilecek ve karşısında gerçekçi bir strateji ile çıkmış bir sisteme karşı çok kısa sürede yok edilebilecek bir sistem.
Yapay ve hırsızlık üzerine kurulu olan bir sistem bir noktadan sonra patlak vermek zorunda.
Bu kafa ile 52 yılda getirebildikleri nokta bu oldu. Krizler, yokluk ve kölelik.
Ne yazık ki, özellikle Müslüman topluma bunu anlatmak mümkün olmadı, olmuyor.
Hemen sistemin dayattığı köleliğe uyumlanıp onların değirmenine su taşıyıp ve zengin olacaklarını düşündüler, düşünüyorlar.
Oysa ki, son 30-40 yıl banka ile ticaret yapanların son durumunu incelese ibretlik bir ders alınabilirdi.
Heyhat.
Ne yazık ki, zalimin yanında yer alıp, köle olmayı ve sistemi köleliğe zorlamayı tercih ettiler.
Nitekim şimdi, yer yer ciddi kayıplar yaşamaya başladılar.
👉 Bültenimize sponsor olabilir, reklam verebilir, yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza tavsiye vererekte bu bilgilerin onlara ulaşmasına vesile olabilirsiniz.
