Bu senaryodan bir komplo çıkar mı?


Senaryo güzel.
Buradan bir komplo çıkar mı?
Zorlarsanız olur:)

Dizi yanlış hatırlamıyorsam 93-94 yapımı olsa gerek.
Senaryo’da Crispr'dan DNA nin kesilmesinden bahsetmişler.

O dönemlerde bu bilgi henüz çok yeniydi ve dünya çapında ispatlanmamıştı.

Virüslerle DNA yi değiştirme meselesi ise Mendel den beri var hipotetik olarak. Gen terapisi denen şeyden 2000’lerin başında bahsediliyordu. Ama her şey teorik seviyedeydi.

Gen terapisi insan genom projesi tamamlanmadan önceki zamanlardan beri teorik olarak bilinen bir şey. Bakterilerin gen aktarımları da nerden baksanız 90 yıla yakındır bilinen bir konu.

Teorik bilgilerin pratiğe dönmesi her dair zaman alıyor.. Bir şeyi ucundan keşfedince bile sonunun nereye varabileceğini kestiriyor insan ama bütünüyle o sonuca ulaşmak ve bunu kullanılan bir ürüne dönüştürmek yıllar alıyor.

Şimdi film eski, lakin o dönemin teorik bilgilerini alıp fantastik biçimde olacak gibi işlemişler, aradan yıllar geçip de o fanteziler gerçek olunca sonrasında mesele komploya dönebiliyor.

Ancak, buradaki ince nokta şu.

İlk senaryo eğitiminde-okumalarında fark etmiştim. Özellikle ABD ve Avrupa’daki film şirketleri ve yöneticileri ciddi bir bilimsel okuma ve araştırma ekipleri ile çalışıyorlar.

Bilim kurguların senaryolaştırılmasında çıkış noktası genelde bu tür araştırmalar neticesinde meydana geliyor.

Misal, yakın gelecekte uçan arabalar, uzay filmlerindeki sınırsız yakıt anlatımları, hatta açık açık geçen füzyon dedektörü meseleleri.. Son gelişmelerden sonra görünen o ki bunlarda olacak gibi gözüküyor.


Şimdi beş-on yıl sonra uçan araçlarda petrol veya elektrik türevi yakıtlar yerine, füzyon temelli bir şeyler olunca, ‘bu bir komplo’ demek, kişiye komplocu yaftası vurmak için yeterli bir sebep olacaktır.

Ve diğer gerçeklerin üstüne örtme noktasında da bu durum kullanılacaktır. Oysa, füzyon teorisi 60 yıldan fazladır fizikte var olan bir konu. Güneşin çalışma mekanizması yıllardır teorik düzeyde zaten biliniyor. Ama pratiği hiç olmadı yüzlerce denemeye rağmen.

Kısacası, iş dünyası, senaristler vs. tezleri dahi ciddi anlamda delik deşik ediyorlar. Bill Gates mesela. İlk andan itibaren sürekli üniversite tezlerini okuduğunu söylemişti. Nitekim, bir yazılımcı olmasına rağmen neredeyse girmediği iş kalmadı.

Asıl olay o çok bilinmeyen göze batmayan temel verileri ve tezleri kimlerin yazdığı aslında.

Genelde bunları üreten hipotezi ortaya koyan veya ispatlayan insanların çoğunluğunun adları bile bilinmez, unutulur gider. (İyi veya kötü tüm tezler)

Misal, bir Tesla olamaz bu insanların çoğu. Ama yıllar sonra birileri o bilgileri pratiğe geçirmeyi başarınca dolarları onlar götürür. 

Bu aşı meselesinde de pastanın büyük kısmının Uğur denen pazarlamacıya kalması gibi.. Halbuki o olayın arkası çok ama çok eski..

1997 yılı ilk gen bazlı aşı çalışması.. Gen terapisinin teorisi değil. İlk deney 97… Teorisi ise 70'li yıllardan beri var. Ama işin pratiğe geçmesi ilk 2016 Ebola, sonrasında da ise işte bu Corona…vs.

Konu daha genişletilebilir. Ancak, genel anlamda bu ve benzeri meselelere bu perspektiften bakmak, hem komplo uydurmalarından kurtarıp zaman israfı ettirmez, hem de gerçekten kötülük yapanların eline komplocu yaftası vurmalarının önüne geçip, hakikat peşinde koşanlara hamle yapma fırsatı verir.

Bu önemsiz denecek bir mesele değildir. Ne yazık ki şu an hakikati arayanlara ya komplocu yaftası vuruluyor ay da şu guruba ait, bu gruba ait suçlamaları yapılıyor. İhtimal gelecekte de uygulayabilecekleri en temel strateji bu yaftalama ve değerden düşürme stratejisi olacak.

Önceki
Önceki

Bankalar Kurulurken ve Son Durum!

Sonraki
Sonraki

‘‘Kötülükleri engellemezseniz helak olursunuz’’