Bir ‘DATA’ hikayesi' ve Kendi Baronlarımızı/Firavunlarımızı çıkarırken!
WhatsApp’ın son olarak veri gücünü resmileştirme planı geleceğe dair bir fikir işçiliğini tartışmaya açtı. Mark Zuckerberg yeni kararından vazgeçme düşüncesinde olmadığı için mevzunun farklı bir boyutuna odaklanmakta fayda var. Teknik detaylar çokça tartışıldığı için bu ayrıntılarla vaktinizi almak istemiyorum. Zira daha önemli olan birkaç farklı nokta mevcut.
Veri/data meselesinin hem kişisel ve yaşam akışına hem de küresel düzeydeki firavunlaşma iznine/düzenine bakan yanları mevcut. Bu konuda ne yazık ki çok geç kalındı. Yaklaşık 12-13 yıldır sosyal medya ile -kısa ara dönemler hariç- mesleki ve iş olarak her daim iç içe olup geçimimizi sağlamaya, hem de 2008’lerden itibaren sosyal medyanın sosyolojiye ve kişisel etki, yaşamsal akışa katkısına olan süreçlerini arka plan da bire bir inceleme imkanımız oldu.
Milyonluk hesapları yönetirken, farklı şirketlerin tabanına hitap eden paylaşım süreçlerini izlerken vs. her daim meselenin birde geleceğe olan değişim sürecini-anlık tepkileri vs. gözlemlemeye devam ettik.
Bu açıdan Mark’ı, Dorsey’i, Musk’ı, Gates’i vs… şirketlerinin yaptıkları işleri belli bir noktadan itibaren inceleyerek, hangi stratejileri izlediklerini ve ne yaparak nereye varmak istediklerini elimizden geldikçe iş gereği takip ediyoruz. Diğer teknoloji devleri ve CEO'larını da okuduğumuz gibi.
Para ve dünyaya dair dönüşüm ve gelişimleri, süreçlerin hangi noktaya ilerleyeceğini daha önceden görüp ve strateji geliştirme adına herkese tavsiye ediyorum. En basit örneklerden biri 2008 krizi öncesinde Warren Buffett ve diğer uyanık baronların yaptıkları hamleleri gören birçok şirket iflastan kurtulabilirdi.
Önceleri baronlar ve borsa spekülatörlerinin yaptıkları stratejiler az-çok fikir verirken, 2007 sonrası ile birlikte artık teknoloji baronlarının etkisi dünyaya nizam veriyor. Ve robot/yapay zeka çağına kadar da gelişerek devam edecek.
Bu nokta da Çinlilerin damadı olan, Çinli kültürüne derin saygısı olan ve Çin’de çok sayıda hayranı olan Mark Zuckerberg farklı bir nokta da duruyor. Çinli şirketlere övgü dolu sözlerle açıklamalar yaparak Facebook’u Çin’e sokmaya çalışan Zuckerberg, diğer yandan da ABD Kongresi önünde, Çin'in ABD teknolojisini çaldığını gösteren "bol miktarda kanıt" bulunduğuna dair de ifade vermişti.
YENİ BARONLARIN KURACAĞI YAŞAM
Malum olduğu üzere Donald Trump taraftarlarının Kongre’yi basmasının ardından Elon Musk, olayı Facebook’un yarattığı bir domino etkisi olarak nitelendirdi.
Elon Musk uzun süredir Mark ile kavgalı. Sebebini zaten biliyorsunuz. Diğer yandan Twitter’ın sahibi Dorsey’de Mark’a mesaj verircesine hesabından SİGNAL uygulaması paylaşımı yaptı.
Trump’ın kalkışmasından sonra Trump’a karşı yaptırım uygulayan uygulamalar ise şunlar oldu.
•Facebook (Trump'ın seçilmesinin desteklemişti. Kaybedince ilk taraf değiştirenlerden oldu)
•Youtube
•Snapchat
•Spotify
•Twitch
•Shopify
Burada meselenin siyasete bakan yanı olduğu gibi yeni döneme bakan bir diğer tarafı ise, artık süper güç de olsanız data kimin elinde ise söz onda. Herhangi bir silahlı savaş gerçekleşmediği müddetçe dünyanın yeni sahipleri datayı yönetenler olacak. Özellikle demokrasinin olduğu ülkelerde dataya hükmedenlerin kimseye eyvallahı yok.
Bu noktadan bakıldığında Çin’in 2027'ye kadar yaklaşık 50 milyar dolara ulaşması beklenen 5G pazarını ele geçirmiş olması ve 2035’e kadar da 5G ağları üzerinden 12 trilyon dolarlık bir ekonomik çıktı sağlayacak olması ve pandemi ile birlikte Çin’in alacağı liderliğin 4-5 yıl daha öne gelmesi de ayrı bir nokta-i nazariye.
Ve bir diğer gerçekte 2025’e kadar 1 milyar kullanıcıya ulaşacak olan 5G ile birlikte makinaların birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu bir data dönemi.
•••
Tüm bu veri değişimiyle birlikte, meseleye bütüncül bir nazarla bakan Yahudilerin kıvrak zekası Hariri, ayrıca ek olarak başka bir noktaya daha dikkat çekiyor:
‘’…Daha önemlisi, eskiden ‘derimizin üstündeki bilgiler’ önemliydi, artık ‘derimizin altındakiler’ önemli. Önceden nereye gittiğinizin, kiminle buluştuğunuzun bilgisi toplanırdı. Şimdi vücudunuzda neler olup bittiğinin bilgisi toplanıyor.
Sağlık durumunuz, ateşiniz, tansiyonunuz...Eski istihbarat sistemleri sayesinde bu röportajı okuyup okumadığınızın bilgisine ulaşılabiliyordu. Ama artık bunu okurken neler hissettiğinizi bilmek de mümkün olacak. Okuduklarınıza şüpheli mi yaklaşıyorsunuz? Kızdınız mı? Korktunuz mu?..
Milyonlarca insan işsiz kaldı ve kriz bittiğinde bile birçoğunun işlerini geri alması mümkün görünmüyor. Bu durum çok daha kötü bir hal alabilir, çünkü yapay zekâ tam kapasitesiyle sahneye çıkmadı bile. Robot teknolojisi neredeyse bütün mesleklerde değişim yaratacak.
…Hastalıklara teşhis koymak, sigorta satmak, kimya öğretmek vs. gibi işlerin çoğu 2050’de yok olabilir. Makinelerin işlerimizi elimizden alacağı korkusu yeni değil elbette. Ama yapay zekâ makinelerden farklı.
2040’ta bir kasiyer ya da kamyon şoförü işini bir yapay zekâya kaptırırsa yoga eğitmeni ya da yazılım mühendisi olarak iş bulması zor olacaktır. Kendilerini bu yeni meslekler için yetiştirseler bile bu uzun vadeli bir çözüm olmayacak.
Çünkü bu yeni işler de kısa süre içinde yok olacak. Bu nedenle insanların kendilerini yeniden yeniden eğitmesi gerekecek. Diyelim ki 2040’tayız ve siz de işini kendi kendine giden bir kamyona kaptırmış bir şoförüsünüz. İki yılınızı yoga öğrenmeye adadınız 10 yıl sonra da yoga öğretmenleri işsiz kalacak çünkü biyometrik sensörlerle donanmış bilgisayarlar insana kıyasla daha iyi yoga öğretmeye başlayacak. Bu kez sanal dünyada tasarımcı olmak için kendinizi yeniden eğitmeniz gerekecek. Bu iş de bir 10 ya da 20 yıl idare edecek.
Kendinizi yeniden eğitmek için yeterli imkânınız olsa bile 40 yaşında yeterli zihinsel esnekliğe sahip olacak mısınız? Ayrıca kamyon şoförleri yoga eğitmenlerinden farklı karakterde insanlardır. Birinden öbürüne geçiş yapmak birkaç vücut hareketi öğrenmekten fazlasını gerektirir.
..diyelim ki bunu yaptınız, 50’de yeniden yapabilir misiniz? 60’ta bir daha? Emeklilik yaşı 70’e, 80’e, hatta 90’a yükselecek. Bunun sonucu, 2050’de yeni bir sınıf doğacak; işe yaramazlar sınıfı. Milyonlarca insan işsiz kalacak evet, dahası bu kişiler iş verilemez insanlar olacak.’’
Evet, mevzunun görüldüğü üzere açılmaya muhtaç bir çok yanı var. Birçok esnaf, iş insanının finansal okur yazarlık alması tek başına artık yeterli olmayacak. Aynı zamanda dijital okur yazarlığa da ciddi ihtiyacımız var. Birçok sektörü ve iş yeteneği olan nüfusu yok edecek noktaya ilerliyor. Son 3-4 yıldır bazı şirketler, misal mimarlıkla ilgili alanlarda, hukuk işlerinde, muhasebe vs. Yapay zekayı denemeye başladı. Çin’de fakirler sadakalarını artık nakit değil barkod okutarak alıyor.
Yani mevzuya sadece WhatsApp nazariyesiyle bakmamak gerekiyor… Ki, sadece o mesele de bile sosyolojiye etki eden birçok nokta var. Misal Psikolog Öztaşçı “İletişim yerine ileti kısmına önem vermeye başladık” ifadesini kullanarak, “İnsan bir duruma veya olaya ne kadar çok maruz kalırsa davranışlarında o denli kalıcı değişimler oluşur, artık telefonla aramak yerine ses kaydı atmakla yetiniyoruz. Konuşurken karşımızdakiyle iletişime girmeye bile üşenir olduk’’ diyor.
İletişim Bilimci Arı ise ‘’Fiziksel buluşmalar eskiye göre daha kısa sürüyor, anlık olarak biriyle yazışmak iletişim krizlerine neden olabiliyor, bu yüzden birçok insan küsüyor, kırılıyor, ilişkiler bitiyor. İnsanlar işlerinden oluyor. Özellikle grup yazışmalarında krizler daha fazla oluyor. Birçok farklı statüden insan aynı grupta yer alıyor ya da arkadaşlık gruplarında da birinin söylediği şeyi bir başkası üzerine alabiliyor.. Bunun acısını hissetmeye başladık. Ama yine de daha tam olarak neyi kaybettiğimizin bence farkında değiliz’’ diyerek içtimai hayata etkisini gözler önüne seriyor.
Ve iftira, gıybet, yalan, zaman israfı vs… ise ayr bir konu başlığı.
Sürekli olarak aynı teknolojik ağları kullanmak zamanla bizleri köleleştiriyor. Teknolojik alışkanlık zamanla kişisel hayat döngüsünde yeni bir bağımlılık kazandırıyor ve devam ettiriyor. Nitekim 2 milyar kullanıcısı olan bir uygulama ‘’sizin verilerinizi satmak için onay istiyorum’’ demesine rağmen, 200 milyon insan bile ‘’bizi satma’’ diyemedi. Bu uygulamayı terk etmedi, edemedi. Çünkü bağımlı hale getirmiş ve kendisini vazgeçilmez kılmış.
Bir anlamda insanlık olarak kendi baronlarımızı ve kendi firavunlarımızı kendi ellerimizle çıkarıyoruz.
İş kaybının olacağı tahmin edilen sektörlerin yüzdelikleri!
2025 yılına kadar en çok ihtiyaç duyulacak beceriler;
1-Analitik düşünce/yenilik
2-Aktif öğrenme stratejileri
3-Karmaşık problem çözümleri
4-Liderlik ve sosyal etki
5-Teknoloji, tasarım, izleme ve kontrolü
6-Stres toleransı ve esneklik
7-Duygusal zeka
8-Sorun giderme/ikna (WEF)
World Economic Forum: Sektörler arasında talebi artan meslekler
1-Veri analisti
2-Yapay zeka uzmanı
3-Dijital pazarlama
4-Proses otomosyon uzmanı
5-İş geliştirme uzmanı
6-Dijital dönüşüm uzmanı
7-Bilgi güvenliği analisti
8-Yazılım ve uygulama geliştiricileri
9-Proje yöneticisi
10-Bilgi güvenliği analisti
11-Veritabanı ve ağ uzmanları
12-Robotik mühendisi
13-Stratejik danışman
14-Yönetim ve organizasyon analistleri
15-FinTech mühendisi
16-Mekanik ve Makine tamircileri
17-Risk yönetim uzmanı
Evet, yapay zekaya makale yazdırılmaya başlandığı bir dönem de, artık birçok alan da şuan ki mesleklerimizin 5-9 yıl içinde çok bir garantisi yok. Bir alanda uzmanlaşmak artık yeterli değil. 3-4 farklı alanda uzmanlaşacak bir gelecek döngüsü ve yetişkinler için eğitim sistemi kurmamız gerekiyor. Bu konu da gerekli hamleleri yaparak küresel nüfus kaybının beklenildiği o kaotik dönem gelmeden, inşallah bir çözüm bulacak stratejiler geliştirebiliriz.
Rauf Atilla Polat
blog@rapolat.com