24 Saatte! Kafir mi, Mümin mi?

Hz. Sahip ictimai hayatın Müslümanlara bakan yanı ile ilgili önemli bir noktaya şöyle işaret ediyordu:

‘‘Metodlu olmak bir mümin sıfatıdır. Metodsuzluk, sistemsizlik ve karmakarışık hareket etme ise bir kafir sıfatıdır.

Allah, insanlara mümin sıfatlarına göre muamele yapıyorsa, sistemli ve disiplinli çalışan insan muhakkak kazanır. Bu kişi kafir bile olsa dünyaya bakan yönüyle muhakkak kazanacaktır.

Mesela, çalışma bir mümin sıfatıyken tembel tembel yatmak bir kafir sıfatıdır. Bu kafir olur demek değildir, fakat mahiyeti maneviyesine bir kafir sıfatı yapıştırmış ve orada siyah bir nokta var demektir.

Mesela mesainin tanzimi ve zaman yönetimi telakkilerin esası olarak kabul edilir. İnsanın ne zaman yatacağı, kalkacağı, nasıl ve ne şekilde çalışacağı vs. bunların net ve belirli olması mümin sıfatıdır. Şimdi bu mümin sıfatı bir müminde varsa ona göre mükafatlandırılır. O insan dünyada muvaffak olur.

Diğer yandan, bir insan kafir olabilir. Ne türden kafir olursa olsun, eğer zamanını, işini çok iyi tanzim etmişse, çok sistemli yaşıyorsa, uykusu belli, kalkması belli, çalışması belli ve hangi konuda nasıl çalışacağı belliyse, bu bir yönüyle çok kısa bir zaman içinde çok şeyler yapacak ve o mümin sıfatının bereketini görecektir. Allah, Rabbil alemindir dünyada onun mükafatını verir.

Ama imanın mükafatı ahirettedir, o ayrı bir meseledir.

Yani zamanın çok iyi yönetilmesi, iş bölümü yapılması, kim neyi daha güzel yapıyorsa o işin ona verilmesi ve çok önemli hayati işlerin ve emanetlerin bilgisiz ve cahillere tevdi edilmemesi bir mümin sıfatıdır.

Eğer bir insan bu şekilde hareket ediyorsa o insan başarılı olacaktır. Ama müminler bunu yapmıyorsa, bir yönüyle evsaflarına siyah bir nokta düşürdüklerinden dolayı hep yenik ve mağlup yaşayacaklardır.’’

Evet, tüm bu sistem, zaman, ahlak ve hayat yönetim vs. meselesinin başında ise her daim disiplin gelmektedir. Ve bu da bir mümin sıfatıdır. Disiplinsizlik ise yine bir kafir sıfatıdır. Eğer bir insan, toplum veya ülkeler bu nokta-i nazar ile hareket etmezse o bireyler, toplumlar ve milletler günü geldiğinde zillet içerisinde kalmaktan kendilerini koruyamacaklardır. Zira fıtr-i kanun böyle işlemektedir.

Peki bu mesele nasıl halledilebilir?

Psikoloji araştırmacısı Peter Hollins, Öz Disiplin Bilimi'nde bilime dayalı stratejiler ve alışkanlıklar aracılığıyla sürdürülebilir bir disiplinin nasıl oluşturulacağını açıklıyor.

Hollins, alışkanlıklarınızı değiştirmenin kendinizi katı bir rutini uygulamaya zorlamaktan daha fazlasını gerektirdiğini, bunun bir zihniyet değişikliği, makul beklentiler ve çevrenizin dönüşümünü gerektirdiğini söylemektedir.

Malum olduğu üzere, bir meselede taviz verildikten sonra onun toparlanması çok zordur. Disiplinde de eğer bir rutinleşme başlar ve farkındalık azalırsa, zamanla tavizler artar ve artık özden uzaklaşma meydana gelir.

Bu hem fikri hem ameli olarak böyledir. İnsan hayallerinde dahi bir disiplin meydana getirmez ise, o hayaller bir süre sonra düşünceye, düşünce amele, amellerde kötü bir kişilik ve mizaca dönüşecektir.

Bu açıdan disiplinin az bir miktarı bile insana çok şey katar. Disiplin, duyguya dayalı ve genellikle geçici olan motivasyondan farklı olarak, motive olmadığınızda bile sizi sürekli olarak bir hedefe yönlendiren, kendi kendine devam eden alışkanlıklarla karakterize eder.

Örneğin amacınız bir kitap yazmaksa her gün 1000 kelime yazmaya karar verebilirsiniz. Bu rutini sürdürmek için disiplini kullanırsanız, motivasyonunuzun düşük olduğu zor günlerde bile azimle çalışacak ve nihai hedefinize doğru ilerlemeye devam edeceksiniz.

Veya sabah erken kalkma, sigarayı bırakma, namaz tesbihatı, duada devamlılık, az yemek, haftalık oruç, çocuk ile geçirilen kaliteli zaman, kişisel online eğitimler, aileye vakit ayırmak, kitap okumak, gıybetin terki, finansal planlama vs. olmak üzere birçok alan için devamlılık noktasında rutin olarak zemin hazırlayacaktır.

Hollins, beyninizin pratik yoluyla daha disiplinli hale gelebileceğini, bu nedenle onu vücudunuzdaki diğer kaslar gibi çalıştırmanız gerektiğini savunuyor.

Araştırmalar, prefrontal korteksteki belirli alanların disiplini sürdürme yeteneğinizde rol oynadığını gösteriyor. Bu önemlidir, çünkü nöroplastisite beyninizin yetişkin yaşamınız boyunca büyüyüp değişmesini sağlar. Bu nedenle, sürekli olarak disiplinli bir şekilde davranmak, prefrontal korteksinizdeki yeni yolları güçlendirir ve disiplini daha otomatik hale getirir.

Disiplin noktasında ayrıca bir iç disiplin oluşturmakta gerekmektedir. Yazar bu ayrıntı ile ilgili olarak ise iki duygusal strateji tavsiyesi veriyor.

Disiplininizi Motive Eden Hedefi Belirleyin

Disiplin yoluyla neye ulaşmak istediğinize dair net bir fikre sahip olmak, sağlıklı alışkanlıklarınızı yolunda tutmanıza ve zorlu anlarda sebat etmenize yardımcı olacaktır. Motive edici hedefiniz üç kategoriden en az biriyle ilgili olmalı:

  1. Bağımsızlık: Bu, eylemlerinize karar verme özgürlüğüne sahip olduğunuz duygusudur. Yaşamınızın ve işinizin kontrolünü elinizde hissettiğinizde, daha meşgul ve üretken olmaya motive olursunuz.

  1. Mükemmellik: Bu, bazı şeyleri geliştirmek için doğuştan gelen arzunuzdur. Bir konuda daha iyi olmaya motive olduğunuzda, bu dürtünün neredeyse sonu yoktur çünkü herhangi bir konuda mükemmel olmak imkansızdır.

  1. Hizmet: Bu, disiplininizin dünya üzerinde anlamlı bir etki yaratacağı fikridir. Örneğin, bir mağaza açma hedefinizi gerçekleştirmek için, yalnızca kâr amacıyla açmaktan ziyade, topluluğunuza keyif getireceğine ve hizmet edeceğine inanıyorsanız, muhtemelen daha fazla motive olursunuz.

Gerçekçi Ama Zorlayıcı Disiplin Hedefleri Belirleyin

Eğer çok yüksek bir hedef koyarsanız ve ona ulaşamazsanız cesaretiniz kırılabilir ve pes edebilirsiniz. Ancak hedefiniz çok kolaysa muhtemelen sıkılırsınız. Bu nedenle;

  • Kendinize bir başarı ve ilerleme duygusu vermek için ölçülebilir kontrol noktaları olan gerçekçi hedefler belirleyin.

  • Gelişme yeteneğine sahip olduğunuzu görmenize yardımcı olun.

  • Beyninize yeni sinir yolları geliştirmesi ve yeni davranış kalıplarına uyum sağlaması için zaman tanıyın; bu, uzun vadede disiplini daha etkili bir şekilde sürdürmenize yardımcı olacaktır.

Gerçekçi hedefler belirlemek için geçmiş başarılarınız ve başarısızlıklarınız üzerinde düşünün; hangi faktörlerin sizi başarıya veya başarısızlığa sürüklediği konusunda kendinize karşı dürüst olun ve ardından sizi başarıya iten yeni bir hedef belirleyin.

Ayrıca, kendinizi zayıf hissettiğinizde bile hedeflerinize ulaşmak için disiplinli olabileceğinize inanmanız önemlidir.

Bunun için de;

  • %40 kuralını uygulayın. Bu prensip, bir görev sırasında kırılma noktanıza ulaştığınızı hissettiğinizde aslında kapasitenizin yalnızca %40'ını kullandığınızı söylüyor. %40 kuralı, inançlarınızın sonuçlar üzerindeki gücünü gösteren plasebo etkisi kavramıyla desteklenir: Baskı altında bile disiplinli kalabileceğinize kararlı bir şekilde inanırsanız, sebat etme gücünü toplayacaksınız. Malum, heyecan veya sistemsizlik döker.

  • Halihazırda kaydettiğiniz ilerlemeyi hatırlayın. Hedefinize ulaşma yolunda ne kadar ilerlediğinizin ve buna ulaşma becerilerinizin farkına varmak sizi ilerlemeye devam etmek için motive edebilir.

Ve gelecekteki konumunuzun şu andaki eylemlerinize bağlı olduğunu anlamak, uzun vadeli kazanımlar için anlık zevklere direnmenize yardımcı olacaktır.

Dürtülerinizle savaşmak, onların daha uzun süre dayanmasını ve güçlenmesini sağlar, bu da sizi onlara yenik düşme riskine sokar. Örneğin, bir düşünceyi bastırmaya çalıştığınızda genellikle ona olan odaklanmanız yoğunlaşır.

Bu nedenle, bunların geçici olduğunu bilerek dürtüleri deneyimlemek için kendinize izin verin. Bu, duygularınızla özdeşleşmeyi bırakmanıza ve onlar üzerinde güç kazanmanıza, onların daha kolay geçmesine izin vermenize yardımcı olacaktır. Bu düşünce-dürtü meselesine büyük ölçüde vesvese risalesi de yardımcı olacaktır.

Disiplin meselesinden bir diğer problemde mükemmelliyetçilik tuzağıdır. Konu üzerine çokça yazılıp çizildiği için, mevzuyu o kaynaklara havale edip, yazarın şu şerhini ekleyelim: Mükemmeliyetçilik, tek başarının mükemmel başarı olduğunu düşündürür. Bu sizi yeni şeyler denemekten korkutabilir. Ancak hedefinize ulaşmak için her zaman mükemmel koşulları beklerseniz asla başlayamazsınız. Bu kuralı uygulamak için, bir şeyi yapabileceğinizden %75 emin olduğunuzda yapın. Kesinlik beklerseniz asla harekete geçemezsiniz.

Ayrıca, disiplini kaybetmenize yol açacak bir şeyin cazibesine kapılırsanız, pes etmeden önce 10 dakika bekleyin. Bu, dürtünün azalması ve ne yapacağınız konusunda daha rasyonel bir karar vermeniz için size zaman tanır.

Disiplin rahatsız edici olabileceğinden, buna karşı toleransınızı geliştirmeniz önemlidir.

Bunu yapmak için günlük rutininize fiziksel olarak rahatsız edici şeyler ekleyin. Örneğin sabah alarmınızı normalden bir saat önceye kurun veya tipik koşu mesafenizi iki katına çıkarın. Kendinizi rahatsızlığa kaptırmak, ona karşı toleransınızı geliştirmekten daha fazlasını yapabilir.

Ve disiplin için ayrıca şu noktalarında gözden kaçırılmaması gerekiyor;

  • Gün boyunca sizi cezbeden dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırın.

  • Sağlıklı ilişkiler disiplininizi güçlendirir. Onları teşvik etmek için, olumlu bir akıl hocası bulun. Ya da hedeflerinize ulaşma konusunda disiplinli olmanız için size ilham veren birini belirleyin ve onunla bağlantı kurun.

  • Görevleri daha etkili bir şekilde gerçekleştirmek için Hawthorne Etkisi'nden (insanların sizi izlediğini bilerek) yararlanın. Örneğin: Uzaktan çalışıyorsanız ve görevinizi sürdürmekte zorlanıyorsanız bir kafede, kütüphanede veya yine uzaktan çalışan bir arkadaşınızla çalışın.

  • Bir sorumluluk ortağı bulun. Gevşeyen ve sağlıksız davranışlara kapılan, size zarar verebilecek insanların yanında olmamanız önemlidir. Sorumluluk sahibi bir partner sizi disiplininizi korumanız konusunda cesaretlendirir.

Evet, yazar Hollins temel olarak bilindik disiplin yöntemlerini anlatmış olsa da, hem Hz. Fetih’in olaya yaklaşımı hem de Hollins’in toparladığı detaylara bütün olarak bakıldığında, hali hazırdaki insanlığın ihtiyaçlarını dile getiriyorlar.

Zira işin ucunda tembellik ve tembelliğin sonucunda hem kaybetme hem de bir kafir sıfatı yapışması söz konusu. Zira Hazretin şu uyarısı konuyla ilgili çok önemlidir;

‘‘.. Allah bunca zamanın israf edilmesini insana sorar. Bu kadar tembellik kafir sıfatıdır. Kur'an-ı Kerim Maide suresinde iki defa tekrar ediyor; Takvada birbirinize yardımcı olun…Günahta, masiyette, isyanda zinhar birbirinize destek olmayın diyor. Bu bir emirdir. Yani bu meselenin uygulanması telakkinin esası olarak ifade edilir.

Kısaca, bir mümin mümin sıfatlarıyla muttasıf ise Allah ona bakar ve onu yükseltir. Ama bu hal onda yoksa, o mümin sıfatlarla ittisaf edeceği ana kadar dünyada bir kısım kayıplar yaşamaya devam edecektir…’’

Evet son noktada disiplin, zaman yönetimi, zalimlere mağlup olmama vs. gibi ictimai hayata dair herşeyin mümince ele alınması bir zaruret taşımaktadır. Umarım daha fazla zillete düşmeden bu hakikate uyanan o ahir zamanın erenlerinden oluruz. Rabbim her saniyemizi hak üzere yaşatıp, kafir sıfatı lekesi yapışan o kullarından etmesin. Amin.

Malum, Filistinde yaşanan ölüm, açlık, acziyet vs. gibi durumlar bir anlamda tüm bu sistemsizliğin sonuçlarından biridir ve sistemsiz olan herkesin az veya çok kendine göre yaşayacağı ibretlik bir örnek teşkil etmektedir.


Unsplash

Bir Konuda Nasıl Dünyanın En İyisi Olunur?

Yazar Pueyo, dünyanın en iyisi olmak yerine bir dizi beceride ustalaşmanın daha akıllıca bir yol olduğunu anlatıyor.

Yani, tek bir alanda en iyi olmak yerine, farklı becerileri bir araya getirerek kendinizi öne çıkaracak bir beceri setine sahip olmanız gerektiği vurguluyor.

Birden fazla beceriyi birleştirmenin avantajlarını ise şöyle sıralıyor.

  • Çok yönlü yetenekler: Farklı beceriler, kişinin daha geniş bir alanda yetenekli olmasını sağlar.

  • Rekabet avantajı: Farklı becerilerin birleştirilmesiyle önemli bir konum elde edilir, bu da rekabetçi bir avantaj sağlayabilir.

  • Daha fazla fırsat: Farklı becerilere sahip olmak, daha geniş bir iş yelpazesine ve fırsatlara erişim sağlayabilir.

Unsplash

Bir adım önde olmak için!

Forbes’de yer alan makale, ‘otomasyon ve diğer teknolojik ilerlemeler iş ortamını değiştirdikçe şirketler, yeteneklerinin buna ayak uydurmasını sağlamak için çalışanlarına yeniden beceriler kazandırmalıdır.’ diyor.

Ve çoğu insanın sürekli olarak atladığı şu hatırlatmaları yapıyor:

  • Yapay zeka, tüm işlerin %18'ini otomatikleştirerek 300 milyon işi etkileyebilir.

  • Etkilenmesi en muhtemel sektörler finans, pazarlama ve hukuk hizmetleridir.

  • Çalışanların üçte ikisi, becerilerini geliştirmeye aktif yatırım yapan bir şirkete sadık kalma olasılıklarının daha yüksek olduğunu belirtiyor.

  • Çalışanlara yeniden beceri kazandırmak için öncelikle dikkat gerektiren alanları ve aktarılabilir becerilere sahip çalışanları belirlemek için bir beceri açığı değerlendirmesi yapın.

  • Daha sonra, eski rollerinden yeni rollerine geçişlerini desteklemek için her çalışanın benzersiz öğrenme ihtiyaçlarına göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir gelişim planı yapın.

  • Yeniden beceri kazandırırken çalışanların benzersiz ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli öğrenme yöntemleri kullanın. Örneğin, resmi dersleri uygulamalı deneyimle birleştirin veya rol oynama ve simülasyonları kullanın.

  • Son olarak, yaklaşımınızın hedeflerinizi karşıladığından ve hem müşterilerin hem de çalışanların endişelerini giderdiğinden emin olmak için yeniden beceri kazandırma eğitiminizin etkinliğini izleyin ve değerlendirin.

Unsplash

Öne Çıkan Meslekler

İnsan kaynakları politikaları son iki yılda büyük bir değişim sürecine girdi ve 2024 yılında da gündemde olacak olan konular arasında yetenek kıtlığı ve yetenek göçü yer alıyor.

Şirketler, çalışanları elde tutabilmek için esnek yan hak paketleri, ödül ve takdir programları gibi stratejiler geliştiriyor. İK ajandasında 2024 yılında çalışanların yeteneklerini geliştirmek, çalışan sağlığına önem vermek, verimli çalışma modellerini sürdürmek gibi konular öne çıkacak.

2024 yılında en çok talep görecek meslekler arasında;

Bilgisayar sistemleri analisti,

veri bilimcisi,

yapay zeka uzmanı,

siber güvenlik uzmanı,

dijital pazarlama uzmanı gibi pozisyonlar öne çıkacak.

Ayrıca mavi yaka çalışanların bulunması da şirketler için önemli olacak.

Unsplash

Kongre Üyeleri Kazanmaya Devam ediyor

İsrail’e hizmetkarlık yapan ABD kongre üyeleri’nin 2023 borsasından büyük gelirler elde ettikleri ortaya çıktı. Tabii Fortune bu kumarı bir başarı olarak pazarlamaya devam etti.

Makaleye göre, bazı üyelerin portföy değerlerini %50 oranında artırmış.

Üyeler, hisse senedi ve opsiyon ticaretinden 1 milyar dolara yakın gelirler elde etmişler. Bu, 2022'ye kıyasla birkaç yüz milyon daha fazla.

  • Verilere göre, İsrail’e kölelik yapan Demokrat üyeler, diğer İsrail kölesi Cumhuriyetçilere (%18) göre daha yüksek bir ortalama getiri (%31) elde etmiş.

  • 2023'te en yüksek getiriyi elde eden Temsilciler ise Brian Higgins (D-NY): %238

  • Nancy Pelosi (D-Calif.), %65 artış

  • Senatör Susan Collins (R-Maine), %55 artış

  • Temsilci Dan Crenshaw (R-Texas), %38 artış

Evet, seçilmiş elitler ceplerine paraları doldururken Türkiye’de emeklilerin yaşadığı gibi, ABD’li emekleri ise acı bir reçete bekliyor. Yakın zamanda bazı ABD'li emekliler daha yüksek vergi dilimleriyle karşı karşıya kalacak.

Unsplash

Zengin Ülkeler Küresel Göçle Karşı Karşıya

Göç meselesini yurtiçi ve yurt dışında olan her insanın ciddiye alması gerekiyor. Siyasi istikrarsızlık, sınırlı ekonomik beklentiler ve iklim değişikliği benzeri görülmemiş düzeyde küresel göçe neden oluyor.

En son Almanya’daki ‘göçmenlerin gönderilmesi’ toplantısını uzun süredir bekliyordum açıkçası. Ama bunu ilk olarak Almanya’dan beklemiyordum. Her ne kadar 30-50 yılda bir dünyada küresel sorun çıkaran bir ülkede olsa, bazı şeyleri aşmış olabileceğini düşünüyorduk…

Neyse ki, bu meseleyi önemsemeyen insanlar için bir işaret olacağı ve alternatif tedbirler için harekete geçecekleri düşüncesindeyim. Umarım çok geç kalınmaz.

Uzmanlar, göçü ele almak için, her ne kadar menşe ülkelerde istikrarın ve fırsatların teşvik edilmesi, yasal göç fırsatlarının arttırılması ve ev sahibi ülkelerle entegrasyonun teşvik edilmesi gibi proaktif politikalar öneriyor olsada, çok gerçeki tavsiye değil. Her insanın bireysel olarak muhakkak bir B planı olmak zorunda.

Kaynaklar: AlJazeera | Boston Consulting Group | Center for American Progress | IOM | LSE | Migration Brief | Office of the Director of National Intelligence | Pew Research Center | The New York Times | Tufts Now | UNHCR | United Nations |

Unsplash

Unsplash

Unsplash

Haftanın Yapay Zeka Manşetleri


Bu haftalıkta bültenimizin sonuna geldik.

👉 Bültenimize sponsor olabilir, reklam verebilir, yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza tavsiye vererekte bu bilgilerin onlara ulaşmasına vesile olabilirsiniz.

Bültene sponsor olabilir veya abone olarak destek verebilirsiniz

TÜM BÜLTENLER İÇİN TIKLAYIN

Önceki
Önceki

İsimler ve Ticaret

Sonraki
Sonraki

Bilerek mi Yapıyorlar Yoksa Cahilliklerinden mi? Yanıltma, Tutarsızlık ve Maddi Kayıplar