Bilderberg 2023: Kimler Katılıyor! Bu yıl Türkiye'den Hangi İsimler Var

Bu Hafta Bültende Neler var?

  • Yemek ile Bozulan Psikoloji!

  • Cehaletten Kurtulmak ve Bilgi Derinliği İçin Zaman Ayır!

  • “Ayasofya’yı Açtı Diye Milletin Kaderi Bir Kişiye Teslim Edilir mi?”

  • Bilderberg 2023: Kimler Katılıyor! Bu yıl Türkiye'den Hangi İsimler Var?

  • Haftanın Yapay Zeka Başlıkları!

  • Dolar Ne Zaman Sistem Dışı Kalabilir?

  • Rakip Şirketlere Karşı Avantaj Elde Edebilirsin!

  • Almanya'nın işgücü sıkıntısı çözümü: Robotlar

  • 8 Makale

  • Haftanın 6 Seyri

  • 7 Video

Bussinessinsider

Bilderberg toplantıları genellikle komplo teorileri arasında önemli bir yer tutar.

Her yıl ABD'de muhakkak ilgilileri tarafından gündeme getirilir. AB ve Türkiye'de de komplo teorisyenleri tarafından ara sıra bahsedilsede ABD'deki teorisyenler kadar mevzuya asılmazlar.

Aslında bu toplantılar toplumlar için önem arz ediyor. Ve ilgi gösterilmesi takip edilmeside gerekiyor.

Zira Rockefellerin'den aşı pazarlamacısı Pfizer CEO'suna kadar o toplantılara yıllarca önemli isimler katıldı.

Türkiye'den de bugüne kadar birçok isim katılmıştı:

Ali Babacan

Kemal Derviş

Arzuhan Doğan Yalçındağ

Ümit Boyner

Cem Duna

Eski TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu,

Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin,

Eski Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Ayşe Soysal,

Muhtar Kent,

Eski Dışişleri Bakanı Emre Gönensay

Cengiz Çandar

Mehmet Ali Birand

Prf. Emre Erdoğan

Ömer Koç

Mithat Rende

Murat Yetkin

Afşin Yurdakul

Evren Balta

Diplomat Ahmet Ünal Çeviköz

Prof. Selva Demiralp (Koç Üni.)

Prof. Metin Sitti (Koç Üni)

Selin Sayek Böke

Mustafa Koç

Google ve Twitter'in Türkiye'deki avukatı Gönenç Gürkaynak,

Gazeteciler Nuray Mert ve Soli Özel

Ahmet Üzümcü

Mehmet Şimşek

Canan Dağdeviren

Behlül Özkan..vs.

Gördüğünüz gibi aslında çok gizli bir yapıdan bahsetmiyoruz.

Ancak çok büyük bir stratejik hamleden bahsedebiliriz.

Bilderberg kurucuları Józef Retinger, Joseph E. Johnson vs. ihtimal bu yapıyı kurarken farklı bir amacı vardı, ancak gelinen noktada yıllardır müthiş bir lobi sistemi kurmuşlar.

Sistem kurucu ve yöneticileri bu işi ve süreci ve dünya ile olan entegreasyonu bu stratejilerle şekilde ilerletiyorlar.

Hem küresel hem de ulusal düzeyde dernek, vakıf, meslek grupları vs. sistemi kuruyor, onlar üzerinden lobi ve hedef çalışmaları yürütüyorlar.

DEF, DTÖ, DSÖ, Bilderberg vs... gibi kurumlar bu noktada dünyaya ciddi bir yön veriyor ve sisteme etki ediyorlar.

Türkiye'den davet ettikleri kişilere baktığımızda da gördüğümüz üzere, tamamen dünyadaki tüm ülkelerin önemli noktalarında olan kişilerle kontakta kalıyor, bazılarını devşiriyor, tesir ediyor ve stratejik olarak değerlendiriyorlar.

Misal yeni atanan Twitter CEO'su Linda'da (geçen bültende bahsetmiştik) Dünya Ekonomik Forumu'nda bulunan bir isim.

Elon Musk ihtimal, Twitter'daki düşen gelirlerini iyi bir reklam ve lobi bağı olan Linda ile çözmeyi düşündü.

New York Post

Veya Dünya Ekonomik Formu katılımcılarından Huffington Post'un kurucusu Arianna Huffington, Oyuncu Matt Damon...

New York Post

Donald Trump, Ivanka Trump ve Jared Kushner vs..

Kısacası CEO'lar, oyuncular, devlet liderleri vs...

Formun kurucu baronu Klaus Schwab'ın şu cümlesi ibretliktir:

"Gülünç bir karakter, gerçekle çelişse bile ifadelerinin doğruluğuna inanılıyor."

Dünya Ekonomik Formu öyle bir planlama yapmış ki, gaflet içinde olan sistem dışında kalanların bunlarla mücadele etmesi çok zor.

Adamlar WEF üyeliğini gruplarla yönetiyorlar:

  • Endüstri Ortaklar

  • Stratejik Ortaklar

  • Global Şekillendiriciler

  • Teknoloji Öncüleri

  • Genç Küresel Liderler

  • Sosyal Girişimciler

  • Kültürel Liderler vs.

Bir anlamda hayatın bütün ana damarlarında stratejik adımlarla ilerliyorlar. Ve tüm sistem bunlarla kontağa geçerek büyük adımlar atabiliyor.

Evet, Bilderberg'e geri dönecek olursak orada da yine sistemin durumuna veya ilerleyişine göre önemli gündemler işleniyor.

En son 2018’de gündemlerinde, ABD'nin liderliği konusu, Çin ve Rusya’nın dünyanın önde gelen rezerv para birimi olarak ABD dolarına bağımlılığı azaltma çabalarını artırması meseleleri işlenmişti.

Bu yıl ise gündemler biraz karışık gözüküyor.

Yazar Tom Ozimek toplantıya dair şu bilgileri verdi:

''Küresel güç simsarlarının gizli toplantısı bu yıl başlıyor.

  • Bu yıl ki liste, Rusya/Ukrayna çatışmasına ve NATO’nun geleceğine büyük ölçüde eğilen gerçekten yüksek oktanlı bir liste.

  • Her zaman olduğu gibi belli ölçüde toplantı gizliliği devam ettiriliyor.

İşlenmesi düşünülen gündemler:

  • AI (Yapay Zeka)

  • Banka sistemi

  • Çin

  • Enerji Geçişi

  • Avrupa

  • Mali Zorluklar

  • Hindistan

  • Sanayi Politikası ve Ticaret

  • NATO

  • Rusya

  • Ulusötesi Tehditler

  • Ukrayna

  • ABD Liderliği

Bu başlıklar için söylenebilecek çok şey var, ancak konuyu uzatıp vaktinizi almak istemiyorum.

Tom'un aktardığı şu bilgilerle birlikte listeyi paylaşıp noktalayalım:

  • '' Toplantıda medya kesinlikle yasak.

  • Konuklar arasında Stoltenberg, Kissinger, Palantir’den Karp, Pfizer’den Bourla, Hollandalı ve Danimarkalı Başbakanlar yer alıyor.

  • Anahtar öğe: RIC’lere (Rusya, Çin, Hindistan) karşı Atlantikçi savaş.

  • Küresel ölçekte etkili isimler arasında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de yer alıyor.

  • Güvenlik cephesinde ayrıca toplantıya ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik Planlama kıdemli direktörü Thomas Wright da katılıyor.

  • Avrupa Parlamentosu başkanı Roberta Metsola, Hollanda başbakanı Mark Rutte ve Finlandiya (yolcu) başbakanı Sanna Marin.

  • Ayrıca, işlerde insanların yerini alma potansiyeliyle manşetlere çıkan yapay zeka sohbet robotu ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI’nin CEO’su Sam Altman da katılıyor.

  • Diğer önemli teknoloji figürleri arasında Microsoft CEO’su Satya Nadella, Palantir Technologies CEO’su Alex Karp ve eski Google CEO’su Eric Schmidt yer alıyor.

  • Pfizer CEO’su Albert Bourla, Thiel Capital’in kurucusu Peter Thiel ve Goldman Sachs’ın başkanı John Waldron da katılımcılar listesinde yer alıyor.

  • Pfizer CEO’su Albert Bourla, 25 Mayıs 2022’de Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısında bir oturumda jest yapıyor. (Fabrice Coffrini/AFP via Getty Images)

  • Avrupa Komisyonu Adaletten Sorumlu Üyesi Didier Reynders, Avusturya’nın Avrupa ve Uluslararası İşler Bakanı Alexander Schallenberg ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba da var.

  • Bilderberg Toplantısı, herhangi bir resmiyetten yoksun özel, gayri resmi bir toplantı olarak lanse edilirken, böylesine fazla bir güç yoğunlaşmasının sonuçları inceleme konusu olmuştur. Bu toplantı ana akım medyada ciddi bir kör nokta gibi görünüyor.

  • Yazar Charlie Skelton ana akım medyanın Bilderberg Toplantılarını haber yapma konusundaki isteksizliğine atıfta bulunarak. Yeni bir dünya düzeninin nasıl yaratılacağı konusunda strateji oluşturmak için bir araya gelindiğini söylüyor.

  • Toplantıları çevreleyen gizlilik, Bilderberg katılımcılarının Avrupa Birliği’nin kurulmasının veya Irak’ın işgalinin arkasında olduğu da dahil olmak üzere bir dizi kanıtlanmamış teorinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Aşağıda, 69. Bilderberg Toplantılarının kapsamlı bir katılımcı listesi bulunuyor.

Katılımcıların Tam Listesi

  • Abrams, Stacey (ABD), CEO, Sage Works Production

  • Achleitner, Paul M. (DEU), Başkan, Küresel Danışma Kurulu, Deutsche Bank AG

  • Agrawal, Ajay (CAN), Ekonomi Profesörü, Toronto Üniversitesi

  • Albares, José Manuel (ESP), Dışişleri Bakanı

  • Altman, Sam (ABD), CEO, OpenAI

  • Alverà, Marco (ITA), Kurucu Ortak, zhero.net; CEO TES

  • Andersson, Magdalena (SWE), Lider, Sosyal Demokrat Parti

  • Applebaum, Anne (ABD), Yazar, The Atlantic

  • Arnaut, José Luís (PRT), Yönetici Ortak, CMS Rui Pena & Arnaut

  • Attal, Gabriel (FRA), Maliye Bakanı

  • Balsemão, Francisco Pinto (PRT), Başkan, Impresa Group

  • Barbizet, Patricia (FRA), Başkan ve CEO, Temaris & Associés SAS

  • Barroso, José Manuel (PRT), Başkan, Uluslararası Danışmanlar, Goldman Sachs

  • Baudson, Valérie (FRA), CEO, Amundi SA

  • Beaune, Clément (FRA), Ulaştırma Bakanı

  • Benson, Sally (ABD), Enerji Bilimi ve Mühendisliği Profesörü, Stanford Üniversitesi

  • Beurden, Ben van (NLD), Yönetim Kurulu Özel Danışmanı, Shell plc

  • Borg, Anna (SWE), Başkan ve CEO, Vattenfall AB

  • Borrell, Josep (INT), Başkan Yardımcısı, Avrupa Komisyonu

  • Botín, Ana P. (ESP), Grup Yönetici Başkanı, Banco Santander SA

  • Bourla, Albert (ABD), Başkan ve CEO, Pfizer Inc.

  • Braathen, Kjerstin (NOR), CEO, DNB ASA

  • Brende, Børge (NOR), Başkan, Dünya Ekonomik Forumu

  • Brink, Dolf van den (NLD), CEO, Heineken NV

  • Brudermüller, Martin (DEU), CEO, BASF SE

  • Buberl, Thomas (FRA), CEO, AXA SA

  • Byrne, Thomas (IRL), Spor ve Beden Eğitimi Bakanı

  • Carney, Mark (CAN), Başkan Yardımcısı, Brookfield Varlık Yönetimi

  • Cassis, Ignazio (CHE), Federal Konsey Üyesi, Federal Dışişleri Bakanlığı

  • Castries, Henri de (FRA), Başkan, Institut Montaigne

  • Cavoli, Christopher (INT), Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı

  • Ceylan, Mehmet Fatih (TUR), Başkan, Ankara Politikalar Merkezi

  • Chhabra, Tarun (ABD), Teknoloji ve Ulusal Güvenlik Kıdemli Direktörü, Ulusal Güvenlik Konseyi

  • Creuheras, José (ESP), Başkan, Grupo Planeta ve Atresmedia

  • Debackere, Koenraad (BEL), Başkan, KBC Group NV

  • Deese, Brian (ABD), Eski Direktör, Ulusal Ekonomik Konsey

  • Donohoe, Paschal (INT), Başkan, Eurogroup

  • Döpfner, Mathias (DEU), Başkan ve CEO, Axel Springer SE

  • Easterly, Jen (ABD), Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı Direktörü

  • Ekonomi, Elizabeth (ABD), Çin Kıdemli Danışmanı, Ticaret Bakanlığı

  • Ehrnrooth, Henrik (FIN), Başkan, Otava Group

  • Émié, Bernard (FRA), Dış Güvenlik Genel Müdürü, Silahlı Kuvvetler Bakanlığı

  • Empoli, Giuliano da (ITA), Siyaset Bilimcisi ve Yazar, Sciences Po

  • Entrecanales, José M. (ESP), Başkan ve CEO, Acciona SA

  • Eriksen, Øyvind (NOR), Başkan ve CEO, Aker ASA

  • Ferguson, Niall (ABD), Milbank Ailesi Kıdemli Araştırmacısı, Stanford Üniversitesi

  • Fleming, Jeremy (GBR), Eski Direktör, GCHQ

  • Frederiksen, Mette (DNK), Başbakan

  • Freeland, Chrystia (CAN), Başbakan Yardımcısı

  • Garijo, Bélen (DEU), Başkan ve CEO, Merck KGaA

  • Gentiloni, Paolo (INT), Ekonomiden Sorumlu Komisyon Üyesi, Avrupa Komisyonu

  • Gonzáles Pons, Esteban (ESP), Başkan Yardımcısı, Avrupa Halk Partisi

  • Gosset-Grainville, Antoine (FRA), Başkan, AXA

  • Goulimis, Nicky (GRC), Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurucu Ortak, Nova Credit Inc.

  • Griffin, Kenneth (ABD), Kurucu CEO, Citadel LLC

  • Gruber, Lilli (ITA), Genel Yayın Yönetmeni ve Sunucu, La7 TV

  • Gürkaynak, Refet (TUR), Ekonomi Profesörü, Bilkent Üniversitesi

  • Haines, Avril D. (ABD), Ulusal İstihbarat Direktörü

  • Halberstadt, Victor (NLD), Ekonomi Profesörü, Leiden Üniversitesi

  • Hassabis, Demis (GBR), CEO, DeepMind

  • Hedegaard, Connie (DNK), Başkan, KR Vakfı

  • Hofreiter, Anton (DEU), Milletvekili; Avrupa İşleri Komitesi Başkanı

  • Holzen, Madeleine von (CHE), Genel Yayın Yönetmeni, Le Temps

  • Jensen, Kristian (DNK), CEO, Green Power Danimarka

  • Joshi, Shashank (GBR), Savunma Editörü, The Economist

  • Kaag, Sigrid (NLD), Maliye Bakanı; Başbakan Yardımcısı

  • Karp, Alex (ABD), CEO, Palantir Technologies Inc.

  • Kasparov, Garry (ABD), Başkan, Renew Democracy Initiative

  • Kieli, Kasia (POL), Başkan ve Genel Müdür, Warner Bros. Discovery Polonya

  • Kissinger, Henry A. (ABD), Başkan, Kissinger Associates Inc.

  • Koç, Ömer (TUR), Başkan, Koç Holding A.Ş.

  • Kolesnikov, Andrei (INT), Kıdemli Araştırmacı, Carnegie Endowment for International Peace

  • Kostrzewa, Wojciech (POL), Polonya İş Dünyası Yuvarlak Masa Başkanı

  • Kotkin, Stephen (ABD), Kıdemli Araştırmacı, Hoover Enstitüsü, Stanford Üniversitesi

  • Kravis, Henry R. (ABD), Eş Başkan, KKR & Co. Inc.

  • Kravis, Marie-Josée (ABD), Başkan, Modern Sanat Müzesi

  • Kudelski, André (CHE), Başkan ve CEO, Kudelski Group SA

  • Kuleba, Dmytro (UKR), Dışişleri Bakanı

  • Lammy, David (GBR), Gölge Dışişleri Bakanı, Avam Kamarası

  • Leysen, Thomas (BEL), Başkan, Umicore ve Mediahuis; Başkan DSM-Firmenich AG

  • Liikanen, Erkki (FIN), Başkan, IFRS Vakfı Mütevelli Heyeti

  • Looney, Bernard (GBR), CEO, BP plc

  • Marin, Sanna (FIN), Başbakan

  • Metsola, Roberta (INT), Başkan, Avrupa Parlamentosu

  • Micklethwait, John (ABD), Genel Yayın Yönetmeni, Bloomberg LP

  • Minton Beddoes, Zanny (GBR), Genel Yayın Yönetmeni, The Economist

  • Moreira, Duarte (PRT), Kurucu Ortak ve Yönetici Ortak, Zeno Partners

  • Moyo, Dambisa (GBR), Küresel Ekonomist; Üye, Lordlar Kamarası

  • Mundie, Craig J. (ABD), Başkan, Mundie & Associates LLC

  • Nadella, Satya (ABD), CEO, Microsoft Corporation

  • O’Leary, Michael (IRL), Grup CEO’su, Ryanair Group

  • Orida, Deborah (CAN), Başkan ve CEO, PSP Investments

  • Özel, Soli (TUR), Profesör, Kadir Has Üniversitesi

  • Papalexopoulos, Dimitri (GRC), Başkan, TITAN Cement Group; Sayman Bilderberg Toplantıları

  • Philippe, Édouard (FRA), Belediye Başkanı, Le Havre

  • Pottinger, Matthew (ABD), Değerli Misafir Öğretim Üyesi, Hoover Enstitüsü

  • Pouyanné, Patrick (FRA), TotalEnergies SE Başkanı ve CEO’su

  • Rachman, Gideon (GBR), Dış İlişkiler Baş Yorumcusu, The Financial Times

  • Ramírez, Pedro J. (ESP), Direktör, El Español

  • Rappard, Rolly van (NLD), Kurucu Ortak ve Eş Başkan, CVC Capital Partners

  • Reynders, Didier (INT), Avrupa Adalet Komiseri

  • Röttgen, Norbert (DEU), Milletvekili, Almanya Federal Meclisi

  • Rutte, Mark (NLD), Başbakan

  • Salomon, Martina (AUT), Genel Yayın Yönetmeni, Kurier

  • Sawers, John (GBR), Yönetim Kurulu Başkanı, Newbridge Advisory Ltd.

  • Schadlow, Nadia (ABD), Kıdemli Araştırmacı, Hudson Enstitüsü

  • Schallenberg, Alexander (AUT), Avrupa ve Uluslararası İşler Bakanı

  • Schmidt, Eric E. (ABD), Google LLC Eski CEO’su ve Başkanı

  • Schmidt, Wolfgang (DEU), Başbakanlık Başkanı, Federal Özel Görevler Bakanı

  • Sebastião, Nuno (PRT), Başkan ve CEO, Feedzai

  • Sikorski, Radoslaw (POL), Avrupa Parlamentosu Üyesi, Avrupa Parlamentosu

  • Silva, Filipe (PRT), CEO, Galp

  • Stilwell de Andrade, Miguel (PRT), CEO, EDP

  • Stoltenberg, Jens (INT), Genel Sekreter, NATO

  • Subramanian, Arvind (INT), Uluslararası ve Halkla İlişkiler Kıdemli Üyesi, Brown Üniversitesi

  • Tellis, Ashley J. (ABD), Tata Stratejik İşler Başkanı, Carnegie Endowment

  • Thiel, Peter (ABD), Başkan, Thiel Capital LLC

  • Tsu, Jing (ABD), Doğu Asya Dilleri ve Edebiyatları Profesörü, Yale Üniversitesi

  • Tugendhat, Tom (GBR), Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı

  • Vadera, Shriti (GBR), Başkan, Prudential plc

  • Vassilakis, Eftichios (GRC), Başkan, Ege Grubu

  • Waldron, John (ABD), Başkan ve COO, The Goldman Sachs Group, Inc.

  • Wallenberg, Marcus (SWE), Başkan, Skandinaviska Enskilda Banken AB

  • Wennink, Peter (NLD), Başkan ve CEO, ASML Holding NV

  • Wright, Thomas (ABD), Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik Planlama Kıdemli Direktörü

  • Yang, Yuan (GBR), Avrupa-Çin Muhabiri, Financial Times

  • Yergin, Daniel (ABD), Başkan Yardımcısı, S&P Global

  • Yinanç, Barçin (TUR), Gazeteci, T24 Haber Sitesi''

  • Görüldüğü üzere dünyanın birçok coğrafyasında özenle seçilmiş 129 isim. Listeki isimler üzerinde de ayrı ayrı durulabilir ama farklı bir makale çıkar.

Açıkçası Türkiye'den katılanlar beni şaşırtmadı desem yalan olmaz:

  • Fatih Mehmet Ceylan - Ankara Politika Merkezi

  • Refet Gürkaynak - Bilkent

  • Ömer Koç – Koç Holding

  • Soli Özel – Kadir Has Üni.

  • Barçın Yinanç - T24

Bu isimler arasındaki bazı kişiler bulundukları konum itibariyle o kadar etkin ve stratejist isimler değiller. Yani Bilderberg'e çok ciddi bir katkıları karşılıklı olmayabilir.

Ya da son seçenek olarak değerlendirildiler. Zira Türkiye'deki siyasi ortam malum. Direkt hedefe konulabilirlerdi.

Son noktada, bu tür meselelere komplo teorisi olarak veya umursamama vs... gibi ifrat tefrit noktasından bakmak yerine gerçekçi ele almak lazım.

Listeyi gördüğümüz üzere stratejik, planlı ve hedefli bir lobi çalışmasının olduğu ve bunu 1954'den beri yürüttüklerini ve aynı anda birçok karar alabildikleri mekanizmalar kurdukları aşikar.

Peki, hak ehli dediğimiz ve sisteme meydana okuyan ve bu efendiler-köleler sistemini bitirmek isteyen iyi insanları bu sisteme karşı yapmayı düşündüğü herhangi bir adım var mı?

Mesela bir yapay zeka merkezli düşünce kuruluşu çok mu zor?

Veya bankacılık sistemine alternatif bir yatırım fon şirketi çok mu zor?

Yahut Netflix, Huffpost, BBC, CNN vs. gibi bir medya şirketi kurmak çok mu zor?

Ya da bir futbol ya da basketbol takımı satın alıp o pazar içinde lobi oluşturmak çok mu zor?

Ve bütün bunları fonlayacak yatırım ağı kurmak mümkün değil mi?

Aslında hiçbiri zor değil. Ve hepsi mümkün.

Tek üzücü olan şey, bu tür adımları atmak isteyenlerin parası yok. Parası olanlarında böyle bir derdi, tasası yok. Kölelik damarlarına kadar işlemiş.

Umarım yeni nesil bu durumlardan ibret alır ve geç kalmadan bu işe başlarını koyar ve hem kendi hem evlatlarının kaderlerini değiştirirler.

Unsplash

Yemek ile Bozulan Psikoloji!

Malum, uzun yıllardır gıda ve psikoloji (mizaç, fıtrat) üzerine sürekli içerikler paylaşıyoruz. Hatta yazdığım kitabın içeriğinde de bu meseleyle ilgili epey bir bilgi vardı.

Konuyla ilgili son yapılan bilimsel çalışma, bugüne kadar savunduğumuz yemek-mizaç meselesini doğrular nitelikte.

  • ''Yapılan çalışmada, aşırı işlenmiş gıdaların yüksek tüketimi ile artan depresyon riski arasında bir bağlantı bulunmuş.

  • Avustralya'da yapılan çalışma, günlük %30'dan fazla işlenmiş gıdalardan tüketen kişilerde depresyon riskinde önemli bir artış ortaya çıkmış.

  • Araştırma, sigara içme, düşük eğitim, gelir ve fiziksel aktivite gibi faktörleri hesaba kattıktan sonra bile, aşırı işlenmiş gıdaların daha fazla tüketilmesi ile daha yüksek depresyon riski arasında bir ilişki olduğunu öne sürüyor.

  • İşlenmiş gıdalar, yalnızca abur cubur ve hızlı yiyecekleri değil, aynı zamanda "nötr" ve hatta "sağlıklı" olarak kabul edilebilecek paketlenmiş hazır yiyecekleri ve yüksek oranda rafine edilmiş ürünleri de içerir.''

Evet, Bismillah denilmeden kesilen etten başlayarak, yeme içme meselesi düzelmediği müddetçe Psikolojik tedavilerin kalıcı olarak düzeldiğine açıkçası çok denk gelmedim.

Doktor ve Psikolog arkadaşlar vesileyle yıllar sektörün bir şekilde kenarında köşesinde sayılırım.

Yeme, içme, okuma, izleme vs. ictimai hayata dair meseleler disipline edilmedikçe, dengeleme sağlanmadıkça vs. kişilerde belirsiz, tesbit edilmeyen veya belirli, tesbit edilen sorunların uzun soluklu iyileşme durumları mümkün olmuyor.

Ve ne yazık ki, toplumun bankalarla birlikte itikadi noktada en az önemsediği ve dikkat etmediği meselelerin başında yeme içme meselesi geliyor. Durum ne yazık ki çok vahim. Mevzu imani problemlere kadar gidebiliyor.

Nitekim ülkelerin, grupların, cemaatlerin vs.. verdikleri kararların sonuçları ortada.

Unsplash

Cehaletten Kurtulmak ve Bilgi Derinliği İçin Zaman Ayır!

Üstadın yıllar önce cehaletle ilgili tesbiti ne yazık ki toplumun bütününde gerçek anlamda ulaşmadı. Ulaşanların çoğunda da mesele derinleşmedi. Cehalet, zaruret ve ihtilâfa, husûmete karşı koymak için mücadelenin sanat, marifet ve ittifak silâhlarıyla olması gerektiğini söylemişti.

Münâzarâtta düşmanları “cehalet ağa, oğlu zaruret efendi ve hafidi (torunu) husûmet bey” olarak veciz bir şekilde tanımlar.

Yani cehaletin, diğer iki düşmanın başı ve esası olduğunu söylemiş, zaruret, fakirlik ve yokluğu, yoksulluğu cehaletten neşet eden oğullar hükmünde görmüştür

Yeni dönemde ise bilgi her an akıyor ama derinlik olmayınca cehalet yeniden aktif oluyor. Ve o kısır döngü sürüp gidiyor.

Yazar Thomas O. makalesinde, bilgelik aramanın ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmenin öneminden bahsediyor.

Olağanüstü bir düşünür olmak için kişinin öğrenmeye çok disiplinli bir yaklaşım benimsemesi, meraklı olması ve sorular sorması, çok okuması ve farklı bakış açıları araması gerektiği vurgusu yapıyor. Makale ayrıca bilgelik arayışında derinlemesine düşünmenin ve öz farkındalığın önemine de değiniyor.

Makaleden kısa bir özet:

  • Cehalet ve bilgi yanılsaması kişisel gelişimi engelleyen faktörlerdir.

  • Cehaletin farkında olmak bilgelik yolculuğunun başlangıcıdır.

  • Sürekli öğrenme ve mevcut bilgiyi sorgulama, entelektüel gelişim için önemlidir.

  • Bilgi edinmeye zaman ayırmak ve okuma alışkanlığı geliştirmek başarı için gereklidir.

  • Bilgelik arayışı, bilgiye dayalı kararlar alma ve basit bir yaşam sürdürme konusunda önemlidir.

  • Okuma ve öğrenmeyle zaman geçirmek, kişinin her gün biraz daha bilge olmasına katkı sağlar. (Yerinde saymaz)

  • Bilgi birikimi zamanla artar ve hayatın seyrini değiştirecek kadar büyük etki yapabilir.

  • Yeni bilgi düşünme ve karar verme becerilerini geliştirir ve harekete geçirir.

  • Bilgelik arayışı, kötü kararları önlemek ve hayatın yönünü değiştirmek için önemlidir.

  • Okudukça, kendi cehaletinin daha da farkına varılır.

  • Hayatı değiştirebilecek önemli kararlar için aynı zihinsel modellerin yetersiz olduğu karmaşık bir dünyada, her gün daha düşünceli ve bilgili bir insan olma hedeflenmelidir.

  • Herkes cehaletle başlar, ancak birçok insan bir zamanlar cahil olduklarını unutur. Zeki insanlar mevcut bilgilerini sorgulamaktan korkmazlar.

  • İyi bir insan olma hedefiyle bilgi edinmeyi ciddiye almalısınız.

  • Bilgisizliğin farkına varmak bilgeliğin başlangıcıdır.

  • Okumak ve bilgi edinmek için zaman ayırmak başarı için çok önemlidir.

  • Bilgiyi öğrenerek ve uygulayarak bilgelik aramak, daha iyi karar vermeye ve daha basit bir hayata yol açar.''

Unsplash

“Ayasofya’yı Açtı Diye Milletin Kaderi Bir Kişiye Teslim Edilir mi?”

Yeni Asya'dan Kazım Güleçyüz önemli bir noktaya temas etmiş:

''Vaktiyle birlikte hizmet ettiğimiz bir fikir ve kalem ehlinin seçim öncesi yaptığı değerlendirmelerden bazı bölümler:

Sahih bir İslâm itikadına ve akıl nimetine sahip olan bir mü’min, yarım asırdan fazla bir zaman önceki kişi ve kuruluşlar hakkında o zaman söylenmiş sözleri bugünün kişi ve kuruluşları hakkında söylenmiş gibi telâkki edemez ve bunu bir iman meselesi haline getiremez.

Hele bir de o partinin bugünkü idarecileri inanç özgürlüğünü zedeleyen geçmiş politikalar hakkında redd-i miras ederek helâllik istemişlerse, bir mü’mine düşen şey, uzatılan eli geri çevirmek değil, samimiyetle sıkmak ve ülkenin barış ortamına kavuşması için elbirliğiyle çalışmanın yollarını araştırmak olmalıdır.

Herhangi bir siyasî partiye oy veren kimsenin kullandığı oy sebebiyle imanının gideceği yönünde piyasaya sürülen iddia ve senaryoların ise hiçbir gerçekliği yoktur; olmasına imkân da yoktur.

Dine yönelik bir saldırı olmadığı müddetçe, oy vermek demek, kendine hizmetçi seçmek demektir; hizmetçi seçerken de kimden ne bekleneceğini düşünür ve ona göre seçiminizi yaparsınız, o kadar.

Bazı dostlarımız ısrarla hükûmetin iyilikleriyle kötülüklerini karşılaştırıp ona göre hüküm vermemiz gerektiğini hatırlatıyorlar.

Biz burada hükûmetin değerlendirmesini yapmıyoruz, ülkenin kaderini bütünüyle tek bir kişiye teslim etmek isteyen bir anlayış ile hürriyet arasında tercih yapıyoruz:

“Ayasofya’yı açtı” diye bütün bir milletin kaderi bir kişinin ağzından çıkacak söze teslim edilir mi? Farzımuhal bütün icraatı baştan sonra hasenattan ibaret olsaydı dahi bu kadar iyilik, bir kişiyi milletin başına despot olarak tayin etmek için gerekçe olur muydu?

Biz böyle bir kurtarıcılık macerasını Cumhuriyetin kuruluşunda yaşamıştık. O yaşadıklarımız, aynı şeyin İslâmî versiyonunu uygulamakla değil, hak ve özgürlükleri garanti altına almak ve hizmet eden ile hizmet edileni doğru bir şekilde ayırt ederek herkese hakkını vermek suretiyle telâfi edilebilir.

Oy vereceğiniz kimselerin ne kadar dindar olduğuna değil, onların idaresi altında ne kadar insanın dine yöneldiğine veya dinden uzaklaştığına bakarsanız, yönetici seçme konusunda daha isabetli davranmış olursunuz.''

Unsplash

Haftanın Yapay Zeka Başlıkları!

İngiltere'nin en büyük telekomünikasyon şirketi olan BT Group, 55.000 kişinin işini yapay zekaya devrediyor.

  • Teknolojiyi geliştiren sinirbilimciler, yalnızca fMRI tarama verilerini kullanarak, insanların hikayeleri dinlerken veya sessizce hayal ederken düşüncelerini invaziv olmayan bir şekilde okuyabildiğini söylüyorlar. Yeni teknoloji, inme hastalarının iletişim kurma yeteneğini geri kazanmaya yardımcı olabilir.

  • Yapay zekanın yardımıyla Amazon, paketlerinizi size daha da hızlı ulaştıracak. Teslimatları kolaylaştırmak amacıyla şirket, envanter yerleştirmek için en iyi noktaları bulmak, müşterilerin kendileri için doğru olan ürünleri bulmasına yardımcı olmak ve ulaşım, haritalama ve rota planlamayı iyileştirmek için yapay zekayı kullanıyor.

Kaynaklar: The Guardian , CNBC , CNN , The New York Times , The Washington Post'tan, Shortform

Unsplash

Rakip Şirketlere Karşı Avantaj Elde Edebilirsin!

Yapay zekayı benimseyen veya erken benimseyen küçük işletmeler, oyun alanını büyük şirketlerle eşitleyebilir ve rakiplerine karşı avantaj elde edebilir.

Bir girişimciyseniz ChatGPT, ayaklarınızı ıslatmak ve yapay zeka merkezli geleceği doğrudan karşılamak için kolay bir araçtır, böylece işletmeniz gecikip demode olmaz.

  • ChatGPT'yi kullanarak zamandan ve paradan tasarruf edin: ChatGPT, yazdığınız her makale, blog, video komut dosyası ve sosyal medya gönderisinde size iki ila altı saat kazandırabilir.

  • Dilleri çevir: ChatGPT, birkaç dakika içinde farklı dillerde yeni web siteleri ve kullanım kılavuzları oluşturabilir.

  • Müşteri hizmetleri sunun: ChatGPT, müşterilere kulağa doğal gelen yanıtlar sağlar ve müşteri adayları oluşturabilir ve e-postaları 7/24 yanıtlayabilir.

  • Müşteri geri bildirimlerini analiz edin: ChatGPT, müşteri girişindeki temaları hızla inceleyebilir ve belirleyebilir.

  • Sunumlar ve pazarlama materyalleri geliştirin: ChatGPT teknik incelemeler, iş planları ve PowerPoint sunumları yazabilir, böylece yatırımcıları daha kısa sürede çekebilirsiniz.

  • Teknik destek sağlayın: ChatGPT, teknik sorunları kendi başınıza gidermeye veya daha hızlı ve daha ucuza çözmenize yardımcı olabilir.

Unsplash

Almanya'nın işgücü sıkıntısı çözümü: Robotlar

Almanya'nın işgücü sıkıntısı sorunu var ve boşluğu doldurmak için robotları devreye sokuyor.

2022'nin sonunda Almanya'daki insanların yaklaşık %46'sı istihdam edildi ve bu rekor bir seviye. Ancak ülkedeki şirketlerin yarısından fazlası açık pozisyonlar için vasıflı işçi bulmakta zorlandı.

Şansölye Olaf Scholz göreve geldikten sonra, iş dünyasında dijital teknolojileri uygulama fikrini destekledi.

  • Uzmanlar, dijitalleşmenin şirketlerin üretkenliği artırmasına ve paradan tasarruf etmesine yardımcı olduğunu ve ülkelerin ekonomilerini ve işgücünü büyütmesine olanak sağladığını söylüyor.

  • Dijitalleştirme, farklı bağlamlarda farklı görünüyor ; öğeleri taşıyan robotlar, mağazalarda kendi kendine ödeme yapan makineler veya iş arkadaşlarıyla iletişim kurmak için çevrimiçi platformların kullanımı olabilir.

  • Uzmanlar, dijitalleşmenin önemli iş kayıplarına yol açmasını beklemiyor. Robotları kullanmanın amacının insanların işleyişini desteklemek olduğunu söylüyorlar, onların yerini almak değil.

  • Robotlar, tekrarlayan ve fiziksel olarak zorlayıcı işleri üstlenebilir, çalışanları zihinsel olarak daha zorlayıcı işler yapmak için serbest bırakır ve daha yaşlı çalışanların daha uzun süre çalışmaya devam etmesine izin verir.

  • Almanya, Avrupa Birliği'nin toplam robot arzının neredeyse yarısına sahip olan robot işgücünü kilitlemiş olsa da, ülkenin dijital beceri açığını ve halkın robotlara güvenme konusundaki ihtiyatlılığını ele alması gerekiyor.Alman nüfusunun %49'u, Avrupa Birliği'nin %54'üne kıyasla “temel veya temel üstü genel dijital becerilere” sahiptir.

  • AB'nin %26'sına kıyasla %19'u “temel üstü genel dijital becerilere” sahip.

Unsplash

Unsplash

Amazon

KİTAP

Liderlik Yarışması, diğer insanların takip etmek isteyeceği türden bir lider olmak için bir saha rehberidir.

Uluslararası çok satan yazarlar ve uzun süredir araştırma ortakları olan James Kouzes ve Barry Posner, onlarca yıl boyunca binlerce vaka incelemesi ve anketlere verilen milyonlarca yanıtı derlemişler.

Ve bunları, liderliği 10 somut yönergeyle desteklenen beş genel ilkeye ayırmak için kullanmışlar.

Bu ilkeler iki temel anlayışa dayanmaktadır: Birincisi, liderliğin bir ilişki olduğu ve ikincisi liderliğin çaba göstermeye istekli herkes tarafından öğrenilebilen, uygulanabilen ve ustalaşılabilen bir beceri olmasıdır.


VİDEOLAR

Unsplash

HASHIMOTO: Haşimatoya Çok Etkili Özel Madde! 5 Dakikada Sağlık

Allah'ın Varlığı Belirsiz Diyenlere 10 Bilimsel Kanıt

İş Yerinde Öne Geçmek İçin Bir Sponsor Alın

Minnettar Olun - Hutbe Hatırlatmalar

Eğitim ve çalışma için ChatGPT

Sizi Zengin Yapan Tek Şey Para Değildir


Dolar Ne Zaman Sistem Dışı Kalabilir?

Finans Gazetesi'nden geçen bir makalade doların geleceği ile ilgili bir değerlendirme yapılmış. Benzer birçok içerik var. Ancak özet niteliğinde olması nedeniyle -bazı kısımlarına katılmasamda, meseleyi tarihsel açıdan görmek için- sizlerle de paylaşmak istedim.

''Bu yıl herkesin aklında tek bir şey var: Dolarsızlaştırma.

Bilmeyenler için, ABD dünyadaki en baskın para birimidir. Çoğu ülkenin kendi aralarında her türlü mal ve hizmeti alıp satmak istediklerinde kullandıkları para birimidir. Ayrıca küresel merkez bankalarının acil döviz rezervlerini park etmek istediklerinde başvurdukları para birimidir.

Ancak geçtiğimiz yıl boyunca ülkeler doların egemenliği konusunda tereddütler yaşamaya başladı. Geçen yıl Rusya Ukrayna'yı işgal ettiğinde yaşananlara herkes tanık oldu. ABD, Rusya'nın milyarlarca dolar değerindeki varlıklarını dondurdu. Yaptırımlar uyguladı ve Rusya'yı bankacılık işlemleri için kullanılan SWIFT mesajlaşma sisteminden attı.

Ve diğer ülkeler çılgına döndü çünkü onların da dolar cinsinden çok sayıda varlıkları vardı. ABD'nin çok fazla güce sahip olmasından korkmaya başladılar. Bir güven açığı oluşmaya başladı. Ve kendi aralarında konuşmaya başladılar, yavaş yavaş doları dışarı itmek ve ticaret için kendi para birimleriyle işlem yapmak için.

"Eğer her ülke aynı çizgide düşünmeye başlarsa, o zaman doların üstünlüğüne meydan okuyabilir. Hatta belki de başka bir ülkenin liderlik edeceği alternatif bir finansal düzen ortaya çıkabilir."

Bu de-dolarizasyondur: Doların uluslararası ticaret üzerindeki demir pençesini kırmaya yönelik bir girişim.

Ama asıl soru şu: Doları kırmak o kadar kolay mı? Yoksa sadece hüsnükuruntu mu?

Peki, biraz tarihe dönerek ABD dolarının nasıl güçlü bir para birimi haline geldiğini anlamaya çalışalım, olur mu?

Doların yükselişini açıklamak isteyen herkesin başvurduğu popüler bir hikaye var. İkinci Dünya Savaşı'nın sona erdiği 1944 yılında başlarlar. O dönemde ülkeler, küreselleşmenin gelişi için yeni bir finansal dünya düzeni kurmaları gerektiğini fark ettiler. Böylece 44 ülkeden 700 temsilci Bretton Woods'un (ABD) dağlarında bir araya gelerek bir karara vardı.

Ve ABD kazanan taraf oldu çünkü elinde bir koz vardı. Birkaç şey sayesinde büyük miktarda altın rezervi biriktirmişti.

İlk olarak, hükümet on yıl kadar önce vatandaşlarının altın satın almasını ve depolamasını yasaklamıştı. Bunun yerine hükümet altın biriktirdi. İkincisi, ikinci dünya savaşı sırasında askeri teçhizat ihraç etti ve ödemeyi altın olarak aldı.

Sonuç olarak dünya altın rezervlerinin %70'inden fazlası ABD'de bulunuyordu.

Bu yüzden ABD bunu kendi avantajına kullandı. Tabanı altın olarak kullanacaklarını söylediler çünkü herkes zaten altınla tasarruf etmeye alışmıştı. Ve doları altına sabitleyeceklerini söylediler. Bu, kurları sabit tutacaktı. Ve sonra diğer ülkeler de buna sırtlarını dayayıp kendi para birimlerini dolara sabitlemek zorunda kaldılar.

Bu tek Bretton Woods toplantısı her şeyi değiştirdi. Dolar güçlendi. Ülkeler rezervlerini dolar varlıklarına park etti. Ve uluslararası ticaret için birincil para birimi olarak hizmet etti.

Ama bu hikâyenin sadece bir kısmı.

Gerçekte, Bretton Woods ortaya çıktığında doların egemenliği zaten devam eden bir çalışmaydı.

En azından 1820'lerden beri İngiliz sterlini dünyanın rezerv para birimiydi. Belki kısmen devasa bir imparatorluğa sahip olduğu ve sömürgelerini pound ile ticaret yapmaya zorladığı için. Ya da belki de ülke dünya ihracatının %30'unu emdiği için. Her iki durumda da, yaklaşık 100 yıl boyunca pound tacı giydi.

Ancak işler Birinci Dünya Savaşı sırasında değişmeye başladı. İngiltere boğazına kadar savaşa batmıştı ve ordusunu finanse etmek için para bulmakta zorlanıyordu. Fransa da öyle. Öte yandan ABD başlangıçta savaştan uzak durmuştu. Diğerlerinin sahip olmadığı paraya sahipti.

Bu yüzden Amerikan hükümeti ve bankerler borç para vermek için bir plan yaptılar. Ve Ekim 1915'te 500 milyon dolarlık devasa bir 'İngiliz-Fransız' kredisi verildi. ABD ilerleme kaydediyordu. Ve 1920'lere gelindiğinde dolar oldukça popüler hale gelmişti.

Ancak yine de sterlini yeterince hızlı tahtından indiremedi. Ve öyle bir noktaya gelindi ki, aslında iki baskın rezerv para birimi vardı: pound ve dolar. Bu ortak statü Bretton Woods toplantısından önce en az 20 yıl boyunca devam etti.

Gördüğünüz gibi, doların hakimiyeti tek bir olayın öncülüğünde bir gecede gerçekleşmedi. Yavaş ilerledi. Aşamalıydı. İngiliz ekonomisi tökezliyor olsa da, doların gerçekten kendine gelmesi zaman aldı.

Belki de herkes dolarsızlaşmadan bahsettiğinde, bu daha çok "Hey, bunun önümüzdeki birkaç on yıl içinde gerçekleşeceğini görüyoruz" türünden bir şeydir. Elbette ülkeler ABD'nin doları silah olarak kullanmasından giderek daha fazla rahatsız oluyorlar. Alternatifler istiyorlar.

Ancak, alternatif yok(Kripto para birimleri dahil).

Doların sterlinin yerini almak üzere ortaya çıkışından farklı olarak, bugün benzer bir seçeneğimiz yok.

Çin ne olacak diye mi soruyorsunuz? Zaten herkesin işaret ettiği yön de bu.

Bir düşünün, insanlar gerçekten Çin'e ABD'den daha fazla güvenir mi? Elbette güvenmezler. Burada büyük bir güven açığı var. Ekonomi politikaları söz konusu olduğunda şeffaflık sıfır. Sermayenin serbestçe akmasına izin vermiyor. Tahvillerine yabancı yatırımı kısıtlıyor. Ekonomi iktidar partisi tarafından sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.

Peki ya diğer ülkeler?

Maalesef hala ABD gibi tamamen açık bir ekonomi yok. Yabancı yatırımcıların devlet tahvillerini ne kadarını satın alabileceği gibi konularda kısıtlamalar var.

Ayrıca, geçmişte bu tür ikili anlaşmalar denenmiş olsa da, hepsi kısa ömürlü olmuştur.

Yani günün sonunda dolar hala üstünlüğünü koruyor. Küresel ticaretin yaklaşık %88'i ve dünyanın 12 trilyon dolarlık döviz rezervinin %60'ı, tüm bu dolarsızlaşma söylemlerine rağmen bugün bile dolar cinsinden.

Ayrıca, dünyanın büyük şirketleri ABD’ye ait ;Apple, Amazon,Google gibi, uzman yatırım şirketlerinin en çok yatırım yaptığı şirketler.

Yani evet, dolar Amazon'dur. ABD herkesin oynamak istediği büyük ve açık bir ekonomi olmaya devam ettiği sürece, dolardan çıkmak kolay olmayabilir.

Bu da muhtemelen bundan on yıl sonra bile dolarsızlaşmadan bahsedeceğimiz anlamına geliyor.''


Bu haftalıkta bültenimizin sonuna geldik.

👉 Bültenimize sponsor olabilir, reklam verebilir, yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza tavsiye vererekte bu bilgilerin onlara ulaşmasına vesile olabilirsiniz.

Önceki
Önceki

Son Sekans: Hazır mıyız?

Sonraki
Sonraki

İnsanlık Hackleniyor mu? Kahin: Yeni Tarikatlar İçin Sahte Haber, Kutsal metinler…