‘Bunlar nedir? ‘Sen Devam Et…’

Bu Hafta Bültende Neler Var?

  • ‘Bunlar nedir? ‘Sen Devam Et…’

  • ‘‘Sabah 4, Kazananın Saatidir’’

  • Problemleri Çözmek İçin 10 Adım

  • Kâinattaki Kodlar

  • Z kuşağının yapay zeka becerisi Y kuşağının iş güvenliğini tehdit ediyor

  • Bruce Lee'nin İrade, Duygu, Akıl, Hafıza, Hayal Gücü ve Güven Üzerine Bazı Yazıları

  • Çin’in Maden Hakimiyeti

  • Güncel

  • Haftanın Videoları

  • Haftanın Makaleleri

  • Haftanın Yapay Zeka Manşetleri

Semure b. Cündüb’ün (ra) anlatıyor;

‘‘Resûlullah sav âdeti olduğu üzere çok defa ashâbına:

–İçinizden rüya gören var mı, diye sorar ve gören varsa, onun rüyasını Allah’ın dilediği şekilde tabir ederdi.

Resûl-i Ekrem sav bir sabah bize şöyle buyurdu:

– Dün gece rüyamda yanıma iki kişi geldi ve bana:

– Haydi yürü, dediler, ben de onlarla yürüdüm.

Derken arkasına yaslanmış bir adamın yanına geldik. Onun başında iri bir taş taşıyan biri duruyor ve o taşı, arkasına yaslanan adamın kafasına indirip başını yarıyordu. Taş da yuvarlanıp gidiyordu. O geri dönünceye kadar da adamın parçalanan başı iyileşiyor, eski hâline geliyordu. Adam (bu şekilde) ilk yaptığı hareketi tekrarlayıp duruyordu. Ben yanımdakilere:

– Sübhânallâh, bu nedir, diye sordum.

– Sen devam et, devam et, dediler, devam ettik.

Derken sırt üstü yatan bir adamın yanına geldik. Baş ucundaki bir adam demirden çatal bir kanca ile ayakta duruyor ve yatan adamın yüzünün bir tarafına gelip kancasıyla ağzının, burnunun ve gözünün bir kısmını ta kafasına kadar yarıyor, sonra yüzünün öbür tarafına dönüp orasını da bu şekilde parçalıyordu. Bu arada, bir tarafını parçalayıncaya kadar daha önce parçalanan taraf iyileşip eski hâlini alıyor, sonra dönüp ilk yaptığı hareketi tekrarlayıp duruyordu. Ben:

– Sübhânallâh, bunlar nedir, dedim.

Yanımdakiler:

– Devam et, devam et, dediler, devam ettik.

Fırına benzer bir yere vardık. Sözler, gürültüler birbirine karışıyordu. İçeride bir sürü çıplak erkekle kadın bulunduğunu öğrendik. Altlarından alevler geldikçe yürekleri parçalayan feryatlar, çığlıklar koparıyorlardı.

– Bunlara ne oluyor, diye sordum.

– Sen devam et, devam et, dediler, devam ettik.

Nihayet bir nehre vardık ki suları kan rengi gibiydi. Nehrin içinde bir adam yüzüyor, kıyısında da yanına birçok taş toplamış bir kimse duruyordu. Nehirde yüzen adam, bir hayli dönüp dolaştıktan sonra, adama yaklaşıyor ve ağzını açıyordu. Kıyıda duran adam ağzının içine bir taş atıyor, o da geri dönerek yüzmeye devam ediyor, sonra yine nehrin kenarına dönüyor, oradan atılan taşı yutarak gidiyordu. Ben yol arkadaşlarıma:

– Bu nedir, diye sordum.

– Sen devam et, devam et, dediler, devam ettik. Görüntüsü gayet çirkin bir adamla karşılaştık, durmadan ateş yakıyor ve etrafında dönüp dolaşıyordu.

–Bu nedir, diye sordum.

–Sen devam et, devam et, dediler, devam ettik.

İçinde her çeşit bahar çiçekleri bulunan geniş bir bahçeye vardık. Bahçenin ortasında uzun boylu bir adam vardı. Göğe uzanan başını neredeyse göremeyecektim. Etrafında küme küme çocuklar bulunuyordu. Hayatımda bu kadar çok çocuk görmemiştim.

–Bu uzun boylu adam ve etrafındaki çocuklar kim, dedim.

–Devam et, devam et, dediler. Gitgide büyük bir ormana vardık ki bu kadar güzel ve geniş bir orman görmemiştim. Adamlar, buraya girmemi söylediler.

Birlikte buraya girdik ve ilerledik. Altın ve gümüş tuğlalardan kurulmuş bir şehre vardık. Şehrin kapısını bularak kapının açılmasını istedik. Kapı açıldı, biz de içeriye girdik. Bizi karşılayan adamların vücutlarının yarısı, gördüklerimin en güzeline, yarısı da gördüklerimin en çirkinine benziyordu.

Yanımdaki iki adam bunlara: “Gidin ve şuradaki nehre girin!” dediler. Baktım ki suları enine akan bir nehir var ve suyu süt gibi beyaz. Hepsi bu nehre girip çıktılar, sonra bize dönüp geldiler. Yüzlerinin yarısını kaplayan çirkinlik tamamıyla yok olmuş ve hepsi de son derece güzelleşmişlerdi.

Resûl-i Ekrem sav, sözlerine şöyle devam ediyor:

– Yanımdaki iki adam bana:

– Burası Adn cennetidir ve senin konağın da buradadır, dediler. Gözlerimi kaldırarak baktım, beyaz buluta benzeyen bir köşk gördüm. Onu göstererek:

– İşte burası senin konağın, dediler.

Ben bunlara:

– Allah sizden razı olsun; öyle ise beni bırakın da buraya gireyim, dedim.

– Şimdi değil, fakat buraya ileride gireceksin, dediler. Bunun üzerine ben:

–Bu gece birçok acayip şey gördüm, bunlar ne idi, diye sordum.

Onlar da:

– Anlatalım, dediler:

Taşla kafası ezilen adam, Kur’an’ı öğrendiği hâlde onu terk eden ve uykuyu farz namaza tercih eden kimsedir.

Şakakları, gözleri ve burnu demirle yarılan adam, sabah evinden çıkıp her tarafa ulaşacak yalanlar uyduran kimsedir.

Fırın içindeki çıplak kadınlarla erkekler, zina eden kimselerdir.

Nehirde yüzen ve taş yutan adam, faiz yiyen (tefecilik eden) adamdır.

Ateş tutuşturan ve onun çevresinde dönen çirkin görünüşlü adam, cehennemin bekçisi Mâlik’tir.

Bahçedeki uzun boylu adam ise İbrahim’dir (as).

Etrafındaki çocuklar da fıtrat üzere ölen yavrulardır.

Berkânî’nin bir rivayetinde “Fıtrat üzere doğan yavrulardır.” denilmiştir.

Müslümanlardan bazıları:

– Ey Allah’ın Resûlü, müşriklerin çocukları da bunlara dahil midir, diye sordular.

Resûlullah sav:

– Müşriklerin çocukları da onlara katılacaktır, cevabını verdi.

Vücutlarının yarısı güzel ve diğer yarısı çirkin olan kimseler de, güzel ve hayırlı işlere fena işler karıştırdıkları hâlde (yaptıkları hayırlı işler hürmetine), kötülükleri Allah tarafından bağışlananlardır, dediler.’’ (Buhâri, Ta’bîr, 48)

Uzun bir hadis olduğu için çok karşılaşılaşılmamış olabilir.

Sosyal psikolojiye, içtimai hayata, ahvale, istikbale, kişisel yolculuğu, maddeye manaya, anın içine, öncesine ve sonrasına…Kısacası insanın hayatının her safhasına dokunan bir zaman tefsiri.

Hadiste geçen;

  • Kuranı okumayanlar/yaşamayanlar,

  • Yalancılar/zanda bulunanlar,

  • Zina edenler/yolverenler eşler,

  • Faiz yiyenler/yedirenler…

Bu 4 maddenin alt maddelerine inildiğinde hayatın tüm safhalarına işaret eden gerçeklikleri ve gelecek olan tehlikenin gazabını hissediyorsunuz.

Ne yazık ki günümüzde başta kendimiz olmak üzere, en yakın daireden en uzak daireye kadar bu amellerle iç dışlı olan onlarca insan var. Vahim olan ise toplumun bunu normalleştirmesi ve kimseninin birbirine tebliğ yapmaması.

Ne esnaf esnafı uyarıyor, ne hoca hocayı uyarıyor, ne kadın kadını, ne de erkek erkeği vs. uyarıyor. Sanki ortada hiç bu mücrimlikler yokmuş gibi birbirimize zulmederek bir hayat sürdürüyoruz.

Oysa ki;

  • Taşla ezilecek kafalar,

  • Demirle yarılacak,

  • Fırında yanacak,

  • Taş yutan insanlar olacak…

Allah muhafaza.

Ne uyaran var, ne de tek tük uyaranı insanı insan yerine koyan ve destek veren var.

Çevremizde oluşturduğumuz bir yankı odasında hayatımızı tüketmeye devam ediyoruz.

Dilerim daha fazla geç olmadan nasıl bir zulmün ortakları olduğumuzu idrak edebiliriz.


&&&


LÜTFEN!

Buradan kalp ehli olduğunu düşündüğüm;

Okul yöneticilerine,

kuran kurslarına,

eğitim mekanlarına,

sohbet meclislerine vs.. küçük bir çağrım var.

Allah rızası için şu mekanlara hiç değil şu savaş bitene kadar İsraili destekleyen şirketlerin mallarını sokmayın. Enazından katliamlar bitene kadar. Lütfen rica ediyorum.

Evet, mevzu umurunuzda olmayabilir, gündeminize gelmeyebilir, kendi dertleriniz daha kutsaldır, bu tür soykırımlar sadece bir çay muhabbeti mesabesinde de olabilir sizler için..

Bunların hepsi anlaşılabilir.

İnanın orada değilim…

Herkesin kendi ameli.. onun hesabı ahirette bizi ilgilendirmez…

Ancak umuma ait yerlerde bu ihaneti lütfen yapmayın.

Müslüman kardeşlerimizle artık imtihan oluyoruz.

Geçen bir arkadaş şu imada bulundu;

‘‘Hocam çocuğa aylardır İsrail zulmünü anlatıyoruz. Boykot ettiriyoruz.

Çocuk, sırf İsraili destekliyor diye alacağı birçok oyuncaktan vazgeçti almadı.

Hatta bir oyuncağını yapan 3-4 şirkette listedeydi.

Çocuk oyuncağı tamamen gündeminden çıkardı.

Çocuk bu ufka gelsin diye emek veriyorsun.. Ama içeriden darbe yiyorsun.

Geçenlerde bir baktık ki gittikleri kursun sofrasında; Cola, Fanta, Dondurma vs… hepsi İsraili destekleyen şirketler.

Yuh yuh yuh…

Yahu hadi 6 yaşında çocuk kadar şuurun yok. ABD’li bir ateistin çocuğu kadar dahi insafın merhametin kalmadı.

Sen nasıl eğitim vereceksin, ahlak öğreteceksin, din anlatacaksın?

Kendi derdi dışında dertleri düşünmeyen benciller gibi bir hayat sürerek mi insanlara tebliğ yapacaksın?

Peki yarın zulme uğradığın zaman yardım istediğinde bu çocuklardan nasıl yardım bekleyeceksin?

Evinde ne yiyorsan ye, bize ne… ama çocuklara bu zulmü neden ortak ediyorsun…’’


Evet, bu sözlere denecek çok fazla birşey yok.

Bizim nesil çürümüş ve itikadi problemleri olan bir nesil. Bu açık zaten.

Ancak bizden sonraki nesil ise tek ümit kaynağımız. Bari onların şuurlarına tecavüz etmeyelim.

Lütfen…’’


Unsplash

‘‘Sabah 4, Kazananın Saatidir’’

1. Programınızı saat 21.00'de uyuyacak şekilde düzenleyin.

Yedi saat uyku yeterlidir.

Eğer fazla uyursan;

• Ruhsal bozukluklar (depresyon gibi)

• Bağışıklık işleyişinizi mahvolur

• Hafıza zayıflığı

• Ve yorgunluk

Yeterince uyuyarak bu berbat duyguyu ortadan kaldırın.

2. Yatmadan 3 saat önce yemek yiyin.

Hemen yemek yiyip yatmak bir hatadır.

Sindirimin gerçekleşmesi için zaman tanıyın.

Bu size yardımcı olacaktır;

• Daha hızlı uykuya dalın

• Mide yanmasından kurtulun

• Sağlığınızı iyileştirin

Bunu yapın ve sabah saatlerindeki sersemlik hissini ortadan kaldırın.

3. Uyumadan önce bağırsaklarınızı boşaltın.

Bu, 10 kat daha rahat uyumanızı sağlayacaktır.

Önlem:

• Baş ağrıları

• Kilo almak

• Sabahları düşük enerji

Yatmadan önce tuvalete gitmeyi bir alışkanlık haline getirin.

4. Sabahları ısınma egzersizi yapın.

Beyin sisini ortadan kaldırmak için basit bir egzersiz yapın.

Bunu yap;

• 100 şınav (10×10)

• Çömel kalk (10×10)

• Yürüyüşe çıkın

Sabah aktivitelerinizi gerçekleştirmek için enerji dolu ve optimize edilmiş hissedeceksiniz.

5. Sabahınızı bir gece önceden planlayın.

Sabah saatlerinde akış oluşturmanın bir yolunu bulun.

Bunu yap;

• Programınıza bakın

• Önceliklerinizi hizalayın

• Önce ele alınacak görevleri planlayın

Bu, fazla düşünmeden saat 04:00'te kalkmak için bir neden verecektir.

6. Bir bardak su alın.

Güne bir bardak su ile başlayın.

Aç karnına su içmek size yardımcı olacaktır;

• Ruh halinizi yükseltin

• Yeme isteğini azaltın

• "Yavaşlık" hissini ortadan kaldırın

Bu, akış durumuna geçmeniz için gereken zamandan tasarruf etmenizi sağlar.

7. Kendinizi uyumaya hazırlayın.

• 10 dakika boyunca yazabilirsiniz

• 20'den fazla sayfa okuyabilirsiniz.

• Bilgiyi içselleştirebilirsiniz.

Zihninizi besleyerek kendinizi uykuya bırakın.

Yatmadan 1 saat önce ekran kullanımını ortadan kaldırın.

• 2 dakikadan kısa sürede uykuya dalın

• Telefon bağımlılığından kurtulun

• Yatakta fazla düşünmeyi bırakın

Çevrimdışıyken iç huzurunuzu geliştirin ve kendinize üretken bir yaşam garantileyin.’’ (Manliness Normas)

Unsplash

Problemleri Çözmek İçin 10 Adım

Problem çözme yetenekleri geliştirmek için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

‘‘1. Sorunu Tanımlayın: Sorunun ne olduğunu açıkça tanımlayın ve anlayın. Önceki sorunları çözmeye çalışarak deneyim kazanın.

2. Parçalara Ayırın: Kompleks sorunları daha küçük, yönetilebilir parçalara bölün. Bu, çözümler bulmayı kolaylaştırır.

3. Yaratıcı Düşünün: Analojiler kullanarak ve benzerlikler bularak yeni perspektifler ve fikirler geliştirin.

4. Aktif Dinlemeyi Uygulayın: Başkalarının görüşlerine ve fikirlerine kulak verin. Yeni içgörüler kazanın ve farklı perspektifleri anlayın.

5. Görsel Araçlar Kullanın: Zihin haritaları gibi görsel araçlar kullanarak sorunu ve olası çözümleri görselleştirin. Bu, yaratıcı düşünceyi artırabilir.

6. Mola Alın: Zihninizi dinlendirmek ve yenilemek için molalar verin. Bu, ilişkisel düşünmeyi ve yeni bağlantılar bulmayı kolaylaştırabilir.

7. Üzerine Uyu: REM uykusu, beyni yeni ve yararlı ilişkiler kurmaya teşvik edebilir. Bu, çözümler bulmanıza yardımcı olabilir.

8. Fiziksel Aktivitelerle Uğraşın: Hızlı hareket eden sporlar (örneğin futbol) oynamak, beynin hızlı düşünme ve sorunlara tepki verme yeteneğini geliştirebilir.

9. Düzenli Pratik Yapın: Ne kadar çok sorun çözme pratiği yaparsanız, o kadar iyi olursunuz. Her gün biraz zaman ayırarak pratik yapın.

10. Olumlu Kalın: Olumlu bir tutum sergileyin ve hata yapmaktan korkmayın. Her sorun, öğrenmek ve büyümek için bir fırsattır.’’

- Openmind Wisdom

Unsplash

Kâinattaki Kodlar

‘‘Dijitalleşen dünyamızda birçok farklı vesile ile çeşitli kodlama yöntemleriyle karşılaşırız. Seyahat ederken bilet kullanımında, kablosuz internete bağlanmada, kütüphanede kitapların, alışverişte ürünlerin belirlenmesinde, araçların tanıtımında, her türlü elektronik cihazda ve daha sayamayacağımız birçok alanda barkodlar kullanılmaktadır. “Barkod”, bir ürün üzerine basılmış sayılar ve değişik genişliklerdeki paralel çizgilerden oluşan, belirli bir desende olan ve ancak uygun bir cihaz tarafından okunabilen kodlama sistemidir. Yaptığınız bir alışverişten sonra, kasadaki personelin, aldığınız her bir ürün için ortalama 10 basamaklı bir sayıyı yazdığını düşünün. Bu küçük örnek bile barkodun günümüzdeki vazgeçilmez önemini gösterir.

Bir ürün veya bir kimse ile ilgili bilgilerin saklanabildiği ve gerektiğinde bu bilgilerin bir cihaz yardımı ile okunabildiği diğer bir kodlama sistemi de QR kodudur (kare kod). Kare kodlar da barkodlara benzer; ancak bu kodlar, dikey şeritler yerine kare şeklinde şablonlardan oluşur. Bir akıllı telefon veya kamera ile, bir kare kodunun belirli piksel yoğunluğunda düzenlenmiş olan verileri kaydedilebilir ve kayıtlı bilgilere ulaşılabilir. İnsanlığın yüzyıllar sonra geliştirdiği bu tür kodlama sistemleri, yaratılışta farklı formatlarda mevcuttur.’’

Unsplash

Z kuşağının yapay zeka becerisi Y kuşağının iş güvenliğini tehdit ediyor

  • Microsoft ve LinkedIn'in 2024 Yıllık Çalışma Trendi Endeksi'nde vurgulanan bir trend olan yapay zeka becerilerine sahip Z kuşağının işgücüne katılmasıyla Y kuşağının işleri risk altında.

  • Raporda, liderlerin %71'inin geleneksel deneyime sahip bireyler yerine yapay zeka uzmanlığına sahip yeni yetenekleri işe almayı tercih ettiği ortaya çıktı.

  • Liderlerin yüzde 66'sı çalışanların yapay zeka becerilerine sahip olmasını istemesine rağmen şirketlerin yalnızca dörtte biri bu yıl üretken yapay zeka eğitimi sunmayı planlıyor.

  • Yapay zeka becerilerine sahip Z kuşağı, yüksek rütbeli pozisyonları güvence altına almak ve kurumsal merdivenleri hızlı bir şekilde yukarı taşımak için iyi bir konumda.

    • Liderlerin %77'si yapay zeka konusunda deneyimli giriş seviyesi çalışanlara daha fazla sorumluluk vermeyi planlıyor.

Unsplash

Bruce Lee'nin İrade, Duygu, Akıl, Hafıza, Hayal Gücü ve Güven Üzerine Bazı Yazıları

Mikro Öz Disiplin: Küçük Zaferler Nasıl Büyük Ödüllere Yol Açar?

Mikro Öz Disiplin Nedir?

Genellikle hayatlarımız hakkında büyük düşünmeye teşvik ediliriz. İş unvanı, onlarca yıl boyunca borcunu ödemek istediğimiz ev, ziyaret etmek istediğimiz yerler… Bu büyüklük bizi günlük varoluşumuzun nasıl görünmesi gerektiğine göre uyarlamaktan alıkoyuyor. Mikro düzeyde ne yapacağız?

Bunca Zamanın Geçtiği Yer

Yıllar geçtikçe zamanın hızlanıyor gibi görünmesinin nedeni, yaşlandıkça yeniliğin doğal olarak azalmasıdır. Yaşamın unsurları giderek daha tanıdık ve rutin hale geliyor. Daha az risk alırsınız, daha az maceracı olursunuz, daha az ev taşırsınız, daha az iş değiştirirsiniz, daha az insanla tanışırsınız, daha çok evde kalırsınız vb. Muhtemelen bununla nereye varacağını görebilirsin.

Algoritmalar Çağında Beğeni Nasıl Geliştirilir? 

Kültüre yönelik daha yavaş, kendi kendini yöneten yaklaşımın yararı, elinizdeki içeriğin daha fazla takdir edilmesine yol açabilmesidir ve başka bir kişiyi sizin izlediğiniz yola yönlendirerek, ona içeriğin nasıl takdir edileceğini gösterebilirsiniz. Daha sürdürülebilir ve kültüre daha saygılı, onu geçici olmaktan ziyade önemli bir şey olarak ele alıyor, sadece kısa dikkat süreleri için bir yem.

Kaynak

Unsplash

Çin’in Maden Hakimiyeti

‘‘Çin'in kritik maden hakimiyeti, Batı'nın tüm çabalarına rağmen giderek güçleniyor.

Nikelden kobalt ve lityuma kadar Çinli şirketler şu anda kritik mineral sektörüne hakim durumda. Operasyonları genişletiyorlar, arzı artırıyorlar ve fiyatları düşürüyorlar, küresel şirketlerin rekabet etmesini neredeyse imkansız hale getiriyorlar. EV pilleri yapmak için gerekli olan nikele bakın. Çinli firmalar piyasayı metalle doldururken, İsviçre'deki bir tesis ve Batı Avustralya madenlerinin dükkanı kapatmaktan başka seçeneği yoktu. ABD de bağışık değil. Ülkenin tek özel kobalt madeni geçen yıl kapatıldı ve Çin'in ucuz fiyatlarına ayak uyduramadı. Bu yaygın bir eğilim: Çin dışındaki ülkeler son 15 yılın en düşük rafine kobalt seviyelerini üretiyor. Lityum konusunda ise Çin'in madencilik alanındaki küresel pazar payı 2018'deki %14'ten bu yıl %35'e yükseldi.

Çinli üreticiler, Endonezya, Mali ve Bolivya gibi Batılı firmaların sıklıkla kaçındığı, kaynak açısından zengin ülkeleri kazıyor. Unutmayın, nakit paraya sahip olmaları, devletin ciddi desteğinden faydalanmaları yardımcı oluyor. Sorun şu ki, Çin'in iç pazarı bu maden selini hazmedemiyor, bu nedenle ülke aşırı ucuz ürün ve kaynakları küresel pazara itiyor. Bu aynı zamanda sadece son destan: Çin'in elektrikli araç ihracatı akışı geçen yıl küresel fiyat düşüşüne katkıda bulundu.

ABD geçen hafta kalkanını yükseltmeye çalıştı ve 18 milyar dolar değerindeki Çin malına yönelik gümrük vergilerini artırdı. Şimdi de Avrupalı ​​müttefiklerini birleşik bir cephede toplamaya çalışıyor; ancak bu ne kadar uzun sürerse, fiyatlar da o kadar düşüyor. Riskler büyük: Ticaret savaşı kızışırsa küresel tedarik zincirleri kaosa sürüklenebilir. Bu, işletmelerin maliyetlerini artıracak ve muhtemelen enflasyonu yeniden tetikleyecektir.’’ (Finimize)

Unsplash

Unsplash

Unsplash

Unsplash

Haftanın Yapay Zeka Manşetleri



Bu haftalıkta bültenimizin sonuna geldik.

👉 Bültenimize sponsor olabilir, reklam verebilir, yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza tavsiye vererekte bu bilgilerin onlara ulaşmasına vesile olabilirsiniz.

Bültene sponsor olabilir veya abone olarak destek verebilirsiniz

TÜM BÜLTENLER İÇİN TIKLAYIN

Önceki
Önceki

Kendi Kendine Öğrenme Sanatı: Ve Kişisel Çürüme Süreci

Sonraki
Sonraki

Ya Berrak Bir Beyin Ya da…