Sınırsız paranın getirdiği son!

KASIM AYI: 34.000 KİŞİ

Pandemi sonrası teknoloji endüstrisi eski haline dönecek gibi gözükmüyor. 

Bu yıl şu ana kadar 100.000'den fazla teknoloji çalışanı işini kaybetti. 

Yalnızca Kasım ayında, çeşitli teknoloji şirketleri, Misal Meta (Facebook vs) tarafından 11.000 ve Amazon'dan 10.000 işten çıkarma dahil olmak üzere  34.000 kişi işsiz kaldı.

Bu, Ekim sonundaki 400 milyar dolarlık büyük düşüş de dahil olmak üzere 2022'nin büyük bölümünde hisse fiyatlarının düştüğü teknoloji sektöründe, birçok projeninde yavaşladığı veya durdurulduğu iddia ediliyor. Bazı insanlar, küçülen teknoloji sektörünün daha büyük ekonomik sorunların bir işareti olduğundan endişeleniyor.

Uzmanlar , yaygın işten çıkarmaların arkasında iki ana etken olduğuna inanıyor.

İlk olarak, insanlar hayatlarının çoğunu çevrimiçi olarak taşıdıkları ve çalıştıkları için Covid pandemisi teknoloji sektöründe muazzam bir talep yarattı. Şimdi, insanlar yeniden yüz yüze buluşup çalışmaya başladıkça, birçok teknoloji şirketi (pandemi yaşamının " yeni normal " olduğunu varsaymış olabilirler) kullanabileceklerinden daha fazla çalışanla karşılaşıyor.

İkincisi, ekonomik büyüme - özellikle en büyük teknoloji şirketlerinin birçoğunun bulunduğu ABD'de - yavaş ve daha da yavaşlamakla tehdit ediyor. Aslında pek çok ekonomist, ABD'nin önümüzdeki yıl içinde ekonomik durgunluğa girme olasılığının yüksek olduğuna inanıyor . Bu öngörü nedeniyle, birçok şirket harcamaları kısmaya ve mali bir tampon oluşturmaya çalışıyor ki bunu kısmen iş gücünü azaltarak yapıyorlar.

Peki bu işten çıkarmaların önü alınabilir mi?…

Kaynaklar: Forbes | Yahoo! News | NPR | Wired | Vox | Shortform


SINIRSIZ PARANIN KAÇINILMAZ SONU VE İÇİ BOŞ MİLYAR DOLARLIK ŞİRKETLER

Erkan Öz'ün bu makalesindeki Kripto para ile ilgili söyledikleri kısımların çoğuna katılmıyorum. İlk andan itibaren hala uzak durulması gerektiği düşüncesindeyim.

Ancak, para basılıp dağıtılması ile ilgili bahsettiği kısımları yıllardır anlatmaya çalıştığımız ve tesir edemediğimiz için, birde bir ekonomistin ifadesi olduğunu için buraya eklemek istedim.

Video muhakkak izlemenizi tavsiye ediyorum. Enazından gelecek sonu görmek adına yeterli bir bilgi olacaktır.

''Merkez bankalan öncelikle ticari bankalar ve elbette banka sahiplerini korumak için kurulur. 2008'de, 2020'de ve başka zamanlarda basılan paralar bankalara ve büyük şirketlere verildi. Onlar da bu paralar ile borsalara girip hisse fiyatlarını şişirerek kendi zenginliklerine zenginlik kattılar. Gelir dağılımı iyice bozuldu. 

Merkez bankaları her seferinde yanlış riskler almış, hatalı gelir modelleri ile iş yapan ve çoktan piyasadan çıkmış olması gereken şirketleri kurtardı.

Böylece artık dünya ekonomisinde bir zombi şirket sorunu var. Yani elde ettigi gelir, borcunun faizini bile karşılayamayan firma sorunu. 

Amerika Birleşik Devletleri'nde zombi firmaların ekonomi içindeki Payı 90'lı yıllarda neredeyse sıfırken bugün her beş şirketten biri zombi bunların arasında Netflix, Ford, Tesla, Boeing vs. gibi çok ünlü markalar var…''

ARTIK MADE İN CHİNA YAZMAYABİLİR

Vrt'de güzel bir haber vardı. 

Umarız tez vakit daha da bu sayılar artar. 

Habere göre, sayıları gittikçe artan batılı şirket, üretimlerini ülkelerine geri taşımaya başladı. 

Hem ucuz iş gücü -yani kölelik- düşüncesinden vazgeçme fikri, hem de kendi ülkelerindeki gençleri bu maddi güçten mahrum bırakma ihanetinden vazgeçmiş olmaları belki kadersel döngüde akışıda değiştirebilir. (Ayrıca Çin'i güçlü bir devlet haline getirdikleri içinde suçları büyük.)

Neyse ki biraz ilerleme oldu. Ekonomist Rudy Aernoudt'a göre, 2000-2010 arası süreçte Avrupa'da tahminen işsiz 3,5 milyon kişi bu geri dönüşten faydalandı.

Aernoudt, "Ancak potansiyel büyük. ABD'de 400 şirket geri döndü ve toplam 1,5 milyon istihdam sağladı" diyor. Umalım sayıları daha fazla artsın. Ve umalım Müslümanlarda batılıların yaptığı o hatayı yapmaya devam etmesin. Ve ucuz işgücü kafası ile hareket edip, kölelik düşüncesini benimseyerek kendi evlatlarının geleceklerine yaşadıkları ülkelerde ihanet etmekten vazgeçsin.

YAKINDA HERKES HIRSIZLIK GÜNAHINA BULAŞABİLİR!

Nasip kısmet olursa, verimlilik ve üretkinlik merkezli bir sistemin yanında, bu ve benzeri konular ile daha ciddi mücadele etmek için bir proje başlatma aşamasındayız. Eğer sermaye desteği bulabilirsek, inşallah adım adım boşluk bırakılan bu alanda var olmaya çalışacağız.

Yapay zeka-makina-robot-veri vs.  ile beraber sistemde yeni yeni boşluklar oluşmaya başladı. 

Bir taraftan çok güzel şeyler yapılıyor. Diğer taraftan ise insanların ahiretlerini yok edecek mantıksız işlere yol veriliyor.

Yönetimler nasıl ki asırlardır banka -faiz- kredi sistemini fıtratlaştırarak insanların ahiretlerini berbat etti. Ve şimdilerde 19-20 yaşındaki bir çocuğa ‘kredisiz iş yapmalısın dediğimiz zaman’ bize bakıp ‘sen ne diyorsun birader’ der gibi bir bakışa ifadelerimize anlam veremiyor.

Zira dede, baba, eş, dost, akraba vs. hepsi faiz içinde. Ve faiz-kredi onun içine bir fıtrat olarak işlemiş. Damarlarında dolaşıyor. Ve dediğiniz cümleler ruhuna geçmiyor. Sistem tamamen kapanmış. Şimdi bir benzeri durumda yapay zeka-yazılım çalışmaları vs. ile olacak gibi gözüküyor.

Bazı yazılım şirketilerinin özellikle son iki, üç yıldır piyasaya sürdüğü  ''Al'' özelliği gittikçe yayılmaya başladı.

Sizi çok detaya boğmadan kısaca şu kadarını ifade edeyim:

Mesela, bir konu hakkında bir blog post yazmak istiyorsunuz veya farklı bir içerik üretmek istiyorsunuz. Sisteme komutu verip (geçmesini istediğiniz kelimeler, konu içerikleri, başlıklar vs…) üret diyorsunuz, şakır şakır önünüze birkaç sayfa yazı dökülüyor, sonra istediğiniz gibi şekillendiriyorsunuz.

Evet. Şu an 4-5 yazılım şirketi bu meselede ciddi bir mesafe aldı. Şerlerin reklamı olmaması için burada isimlerini yazmıyorum.

Ancak, üzücü olan konu şu ki bu meseleyi tüm dünyada ciddi anlamda sorgulayan aklı başında kimse çıkmadı.

Oysa bu şirketlerin yaptığı tamamen hırsızlık. İnsanların emek vererek ürettiği, yazdığı milyarlarca içerikten topladıkları datayı, kendi sistemlerinde şekillendirerek satışa sürüyorlar.

Hatta geçenlerde yeni bir tane daha çıktı, onu da test ettim.

Ondanda çıkan sonuç: Hırsızlık.

Dijitalde toplayabildikleri kadar içerikleri toplamışlar. Yani sizlerin yazdığı makaleler, notlar vs. herşey.

Test ettiğim son yazılımda,  makalede geçmesini istediğim kelimeleri, başlıkları vs. yazıp enter'a bastım.

Çıkan 5 sayfalık makale içerisinde, bildiğiniz bir blog yazarının makalesininin birkaç paragrafını dahi almışlar. Kelimelerin yerlerini değiştirip size özel içerik diye para karşılığında size sunmuşlar.

İşin ilginç yanı, içeriği arattığınızda google ‘da o yazının bir kısmını kimin yazdığınıda bulabiliyorsunuz.

En son -daha önce bahsettiğim verimlilik uygulaması olan- Notion uygulaması ücretsiz seçeneğe geçtiğinde, arkadaşlarımızla ilk aklımıza şu gelmişti. Bunlar ya datayı satacaklar ya da kendileri için kullanacaklarını düşünmüştük.

Bu uygulamada malum milyonlarca veriyi topluyordu. Elde müthiş bir data toplanınca şeytan devreye girdi, şimdi onlarda bu kadar veriyi kullanarak böyle bir sistemi yakında aktif edecekler. 

Notion’da bu duruma geldiyse vay halimize.

Öğrencilerden büyük patronlara veya ilkokul dahi okumayan birinden bir akademisyene vs. kadar herkes bu sistemi kullanarak günde 3-5 makale veya sosyal medya içeriği üretebilecek. Üstelik bunu hırsızlık yaparak elde edecekler.

Üzücü olan şu, siz veya milyonlarca içerik üreticisi emek verip piyasaya binlerce içerik çıkarmışsınız. Bir hırsız gelecek, buna yeni teknoloji diyerek sistemine entegre edecek ve sonrasında size para karşılığında satacak.

Vahim olan şu. Bu yazılımı kullananlar hem hırsızlık yapmış olacak hem de maddi ve kullanım desteği verdikleri için hırsızları da desteklemiş olacak. Ve bunu herkes normal olarak kabul edecek. Nitekim şu an ediyor ve kullanıyorlar.

Oysa hali hazırda herkesin kullandığı bir dijital yönetim sistemi var. Yani kişisel görev ve şirket yönetim uygulama sistemleri.

Ve herkes günlük veya haftalık bir çok not tutuyor. Sistemlerine bir nevi kişisel Google kuruyorlar. (Kurmak zorundalar)

Yazılım ekiplerinin ise yapacağı tek bir şey var: ‘Kullanıcılar bu kişisel Google sisteminden nasıl daha hızlı içerik üretebilir?’ sorusuna cevap vermek. Yani helal bir iş yapabilirlerdi. Ne yazık ki toplum her güzelliği bir şekilde cehennem ameli haline getirmeyi bir yaşam formu olarak benimsemiş.

Elon Musk'ın Twitter'i yönetimsizliği devam ederken, batı medyadasında neredeyse her gün eleştiri makaleleri çıkıyor. The New Yorker'dan Jelani Cobb'de meseleye biraz sert dalmış ve Twitter'ı bırakmış:  

''Bir zamanlar dijital demokrasinin yeni sınırlarını temsil eden bir platform, dünyanın en zengin adamı tarafından hepimizi trollemek için kullanılıyor.''

Jelani'nin fikirlerine katılmasam da farklı bir bakış açısı olması nedeniyle yer vermek istedim.


Simon Sinek'in bu alandaki meşhur videolarından biridir. Belki daha önce izlemiş olabilirsiniz. Ben yine de sizlerle paylaşmak istedim. Zira hali hazırda bazı ifadeleri önem arz ediyor.

"Sosyal medyayla ve cep telefonlarımızla etkileşimde bulunmak dopamin adı verilen bir kimyasal salgılıyor, bu yüzden bir mesaj aldığınızda iyi hissettiriyor, bu yüzden bilirsiniz, hepimiz biraz moralimiz bozuk ve biraz yalnız hissediyoruz ve bu yüzden…mesaj gönder ve merhaba, merhaba, merhaba, çünkü bir yanıt aldığında iyi hissettiriyor…''

Simon daha sonra sosyal medyanın sigara, içki ve kumarla karşılaştırmalı bağımlılık yapıcı doğasını paylaşmaya devam ediyor.

Simon, "anında tatmin" zorluğuna atıfta bulunuyor ve Y kuşağının istedikleri her şeye istedikleri zaman sahip olabileceklerini öne sürüyor. Ve getiri-götürüsü.

Özellikle çocuklarla ilgili planlama yaparken bu video'daki bazı yaklaşımlar fayda sağlayabilir.

ALIŞ VERİŞ ÖNCESİ VEYA ALIŞ VERİŞ ANINDA KAFEİN İÇMEYİN

The University of South Florida'dan: Mağaza girişlerinde kahve barları giderek daha fazla görünüyor, ancak nakit paranızı elinizde tutmak istiyorsanız onlardan uzak durmalısınız. 

Son zamanlarda yapılan bir araştırma , alışveriş yapmadan önce kahve içmenin daha fazla harcama yapmanıza ve satın alma dürtüsüne kapılma şansınızı artırdığını gösteriyor.

BİR DİKTATÖRÜN HAYATINDA BİR GÜN

Çobanlıktan milyar dolarlık servete yolcu ve hazin son…

Daha önce benzer bir belgesel paylaşmıştım. Bu belgeselde ise Arap baharı öncesindeki Kaddafi'ye odaklanılmış. Hem geçmiş, hem bugün, hem de gelecek için ibretlik sahneler ve çıkarılacak birçok ders var. 

Bir dernek müdürlüğünden, okul müdürlüğüne veya bir devlet yöneticiliğinden, dünya liderliğine kadar vs…

Nerede, hangi konumda olunursa olunsun, Firavuni yaklaşımların sonu bir şekilde hüsranla bitiyor. Kurtulan 3-5 elin parmaklarını geçmiyor. Ve firavunluk yapanlar kendileri ile beraber ailelerinide beraber yakıyor… Allah muhafaza.

Japonya'dan aşı meselesiyle ilgili iki video denk geldi. 

İlk videoda  Kyoto Üniversitesi Emeritus Profesörü Fukishima, ülkesindeki aşı lobisine fırçayı basmış:

 “Bilimi görmezden geliyorsunuz. Bu bir felaket. Aşılar için milyarlar harcıyor ve bunları insanlara zorla enjekte ediyorsunuz. Doğal bağışıklığı baskılıyorsunuz.''

Diğerinde ise Virolog Miyazawa artık herkesin bildiği bir meseleyi Japonya içinde itiraf etmiş: ''Japon makamları, bilim adamlarının aşıların bileşimi ve güvenliği üzerine araştırmalar yapmasını hapis cezası ile tehdit ediyor. Ve asşıların tehlikesine ilişkin bilgileri saklıyorlar.''

Üçüncü video ise ABD senatörü Ron Johnson'dan. Geç kalmış olsada, nihayetinde o da doğruyu haykırmak için cesaret bulmuş gibi gözüküyor: 

‘’Aşıya zorlamak delice bir politika.. - Buradaki sonuç, aşının enfeksiyonu önlemediği - bulaşmayı engellemediğidir. Öyleyse neden birilerine aşı yaptıralım?.. -FDA-CDC-NIH dürüst olmadı. Şeffaf olmadılar…’’

Ve ne yazık ki hala bu soruların cevapları muallak ve yuvarlak… Tarafsız bir görüş yok.

BİR RİSK Mİ, BİR FIRSAT MI?

Wired'da ilginç bir haber vardı: Arabanızı tamir edebilecek bir oto tamircisi bulmak giderek zorlaşıyor.  Bu mesele birçok insan için ciddi bir problem haline gelebilir. 

Dünya nüfusunun çoğunluğunun elde ettiği aylık kazançlarla binemeyeceği 10 bin euro ve üzeri arabalara, faiz sisteminin nefsini okşattırıp israfa sokarak ve diğer yandan ahiretlerini yakmalarını için verdiği kredilerle lüks arabalara binilmeye başlaması ile ilk sebep ortaya çıktı.

Dengesizlik.

Ama Wired haberi daha çok klasik habercilik açısından görmüş:

İlk olarak, bilgisayarlı araçlar, tamir atölyeleri için çok karmaşık ve maliyetlidir.

İkincisi, ülkelerdeki teknisyen sıkıntısı.

Üçüncüsü, oto tamir malzemeleri yetersiz.

Ve, pandemiden bu yana tedarik zinciri sorunları, oto tamirhanelerinin onarım yapmak için gerekli parça ve araçları almasını zorlaştırdı.

Son olarak, bu durumu sermaye ve ekip gücü olan yeni bir girişim güzel bir fırsata da çevirebilir. Hali hazırda gelen çok açık büyük bir sorun var.

ÇEVREMİZDE AKILSIZLIK SAYISI ARTABİLİR!

Akıl sağlığı meselesi gittikçe ciddi bir sorun haline geliyor. Bazen öyle vakalar geliyor ki, ya bu kadar da olmaz diyorsunuz. Bulundukları konum, çevre vs.  çok iyi. Ama bir bakıyorsunuz hayatı kendisine yaşanmaz hale getirmiş.

 Nitekim pandemiden bu yana, ABD'de ve dünya çapında daha fazla insan akıl sağlığı sorunlarıyla mücadele ediyor.

2020'den 2021'e kadar, anksiyete veya depresif bozukluk semptomları olan ABD'li yetişkinlerin sayısı %36,4'ten %41,5'e yükselmiş durumda. Şu an bu rakam çok daha fazladır.

Bu noktada özellikle iş yerindeki davranışlar akıl sağlığına pozitif veya negatif daha fazla etki edebilir.

ÇİN YÖNETİMİ ŞİMDİDE ÇOCUK YAPMAYA TEŞVİK EDİYOR

Reuters'ten: Çin yerel yönetimleri, yakın zamanda evli kadınları ne zaman hamile kalmayı planladıklarını sormak için arıyor. Bir kadının sosyal medya gönderisinde, bir hükümet çalışanının bir meslektaşına bir yıl içinde hamile kalması gerektiğini söylediği bir telefon görüşmesi anlatıldı. 

Çin hükümeti, düşük nüfus artış oranlarından endişe duyuyor. Bir BM raporuna göre, Hindistan'ın nüfusu muhtemelen gelecek yıl Çin'in nüfusunu geçecek ve aynı zamanda Çin'in nüfusu azalmaya başlayacak. Tek çocuk politikasının (1980–2015) kaldırılmasından yalnızca yedi yıl sonra, hükümet şimdi evli kadınlara bebek sahibi olmaları için teşvikler sunuyor .

Ancak Çinli kadınlar ikna olmuş değil: Genel belirsizlik, sıfır toleranslı Covid politikaları ve son yıllarda kadın haklarındaki gerileme nedeniyle, daha fazlası çocuksuz kalmayı tercih ediyor.

MAKALE TURU

Stratejik İçgörüler Geliştirmek için 4 Teknik

Kadın ve İlim

Hangi farzdan başlamalı

52 şey

Kişisel Gelişim Paradoksu

Kesin sınırlar belirleyin

Yine anlamsız bir uygulama 10 günde milyonlar kazandı

Evlilik Bir Takım Sporudur

Neden Bütün Dünya Zengin Değil?

8 içerik oluşturucu, 1 numaralı büyüme tüyolarını açıkladı

Çocuklara Dürüstlüğü Öğretmenin Üç Adımı

Yakında sahte balık da geliyor

ZAMANI YÖNETMEK İÇİN HAP BİLGİLER

Günlük odağınız için zaman ayırıp koruduğunuzda, bu zamanı resmi bir taahhüt gibi değerlendirin ve takviminizde bloke edin. İş arkadaşlarınız takviminizi görüntüleyebiliyorsa, göreviniz veya projeniz için zaman ayırdığınızı göreceklerdir. 

Bu sınırları belirlediğinizde,

Ayırdığınız zaman konusunda kararlı olun ama aynı zamanda bu zamanı yapıcı bir şekilde kullandığınızdan emin olun.

Diğer etkinlikleri yeniden planlamaya ve hatta iptal etmeye istekli olun. Her toplantı bir toplantı olmak zorunda değildir ve uzun sürmesi de gerekmez.

Zamanınız için diğer insanların isteklerine hayır demeyi öğrenin . Neden hayır dediğiniz konusunda dürüst olun ve bunu gerçekten zor buluyorsanız, bir senaryo yazıp prova yapmayı düşünün.

Teknolojiyi nasıl kullandığınız konusunda proaktif ve amaçlı olun. 

Telefonunuzdan sosyal medyayı ve oyunları silin.  Bu çok aşırıysa, tüm bildirimleri kapatın ve uygulamaları ana ekranınızdan kaldırın. Ve focus'unuz üzerinde çalışırken telefonunuzu erişemeyeceğiniz bir yere koyun.

Daha anlamlı işlere zaman ayırmanız için e-postayla geçirdiğiniz süreyi sınırlayın.

TV zamanınızı sınırlayın. Mümkünse izlemeyin.

Hangi uygulamanın veya cihazınızın zamanınızın çoğunu tükettiğini belirleyin ve onu kullanma şeklinizi değiştirmenin bir yolunu bulun. Her platformu neden ve nasıl kullandığınızı, her birinin amacının sizin için olduğunu ve bunu başarmanın en etkili yolunu düşünün .

24 saatlik haber döngüsüyle bağlantınızı kesin. Bunun yerine, haberleri haftada bir kez okumak için zaman ayırın. Bunu yapın, 40 gün sonra bana teşekkür edeceksiniz :)

İnterneti sabah rutininizden çıkarın. E-postanızı, haberleri veya sosyal medyayı ilk kez kontrol ettiğiniz anda, dikkat dağınıklığına karşı mücadeleniz başlar. İlk planda acil ve önemli işleri bitirin.

(Rap-Shortform)


Dünyada iyi bir rehber ve danışanın yoksa, bazı riskleri görememe veya stratejik hatalar yapabilme, ya da duygusal hamleler yaparak büyük zaman kayıpları yaşanabiliyor.

İhtimal daha ilk başta iyi bir rehber ile yola çıkılmış olsaydı Gökhan İnler çok daha farklı bir yerde olabilirdi.


Gençlere örnek olacak temiz bir kalbin hikayesi.


SOSYAL GEZİNTİ

Hız artınca ne oluyor?

İşe alım süreci için güzel bir örnek olabilir!

İnovasyon olur mu?

Oyun parklarındaki riskler 

Başarılı her kadının arkasında

Manzara

Pratik sanata

Robot otel


Stu çok ilginç bir film. 

Puanı yüksek değil. 

Aksiyon yok.  

Hikaye gerçek ama klasik diyebilir. 

Evet sinemasal açıdan birçok eleştiri de getirilebilir.

Ama verdiği mesaj noktasında güzel bir izlenim bırakıyor.

Hayat zorluğu, baba-otorite ile mücadele, nefs ile savaş vs… birçok etiketleme yapılabilir. Yapımcı niyetini belki tam aktaramamış olsa da Mark Wahlberg ciddi bir oyunculukla altında kalkmayı başarmış. 

Film bittiğinde şunu düşünüyorsunuz.  Benzer bir problemde biz kendi ideal gayemiz için aynı azmi gösterir miydik? Ya da şu an neden göstermiyoruz?



Bu haftalıkta bültenimiz sonuna geldik. Bültenimizin faydalı olduğunu düşünüyorsanız yıllık abone olarak maddi destek verebilir veya devam edebilmemiz için bağış yapabilirsiniz. Üç arkadaşınıza da tavsiye edebilirsiniz.

Güzel, bereketli ve huzurlu bir pazarınız olsun.

Önceki
Önceki

Dünya Kupasında Kaç Kişi Müslüman Oldu?

Sonraki
Sonraki

Kişisel Bilgi Yönetim Sisteminiz Var mı?