Bilim ve doktorlar sigara reklamı yaparken!

73 yıl önce bilim adamları ve doktorlar ‘sigara için, faydalıdır’ diye içmeye teşvik etmeleri ile şimdi arasında aslında değişen çok fazla bir şey yok. 73 yıl önce yaşatılan para-ölüm, 2021'e kadar da devam etti ve ne yazık ki edecek.

Aşılamanın ilk 90 günde 1223 kişinin aşı ile ölmesine aracılık eden Pfizer ve bilim adamları, Eylül 2021'e kadar da sigarayı bırakmaları için Chantix ilacını teşvik ediyordu. Bu ilacın kanser yaptığı yıllar sonra ortaya çıkınca da üretimi durduruldu.

Üzücü olan taraf ise bu ilacı en fazla 18 yaş altına içiriyorlardı ve 10 yıldan fazla bir süre kullanıldı. Ve binlerce genç kanser oldu veya öldü. Bununla ilgili ne herhangi bir rapor açıkladılar, ne de Pfizer'e herhangi bir soruşturma açıldı.

FDA'nın 2000-2017 tarihine kadar onay verdiği 222 ilacın 71'inin onayını daha sonra geri çekmesi karşısında dünyanın sürü gibi hala daha itaat ediyor olması aslında bir şekilde bu durumu açıklıyor.

Sigara meselesinde bir diğer nokta ise Freud’un yeğeni Edward Bernays ile olan bağlantısı.

Sosyoloji ve Psikolojide "halkla ilişkilerin babası olarak anılan bu propagandacı manipülasyon üstadı sigara meselesinde de baş aktörlerden biriydi.

O da geliştirdiği iletişim tekniklerini insanların sağlığı üzerinde kullanmıştı. Abdula’nun da bahsettiği gibi, insandaki bilinçsiz zihne hitap etmiş ve insanın bilinçli, rasyonel zihnini kasıtlı olarak hep kenara itmişti.

Bir anlamda insandaki tüketici beyninin arka tarafına, oto-pilotların bulunduğu, kusurlu sezgilerin olduğu taraflara oynamıştı. Ve kazanmıştı.

Edward, insanların ihtiyacı olmayan ürünleri -saptırma arzusu- meydana getirerek bu hünerini sigarada da göstermişti.

Kadınların sigara içmesinin tabu olduğu yıllarda, hedef kitle olarak onları seçmişti. Bir grup kadının eline sigaralar vererek onlara yürüyüş yaptırmıştı. Daha da vahimi Bernays maniple ettiği bu sıradan insanları aynı zamanda ahlak yoksunu olarak da adlandırmaktan çekinmemişti. Tipik bilim-tanrıcılık oynama meselesi.

Gerçek olan ise, hem o dönem de hem bu dönem de insanlar bir anlamda sadece iyi niyetinin ve saf düşüncenin kurbanı olmaya devam ediyor. O dönemde bilim ve tıp ‘sigara faydalıdır’ demiş, insanları kurban ederek para kazanmıştı.

Ve aradan 72 sene geçtikten sonra da bu kez yine aşı-ilaç şirketi (Pfizer) çıkıp, ‘’sigaradan kurtulmak için bu ilacı, bilim -FDA- onayladı, doktorlar da tavsiye ediyor, alın yutun’’ diyen de yine bilim -şirketler- ve doktorlar oldu. Ve kurban olanlarda yine insanlar.

Keşke sağlık meselesinin bir para-yönetim-güç bütünlüğü içerisinde olduğuna dair biraz sorgulamalarımızı geliştirebileydik. Keşke vicdan sahibi bilim insanlarına ve doktorlarımıza biraz daha sahip çıkabilseydik. Sahip çıkabilseydikte bu kadar kolay kurban olmasaydık.

Aslında, Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden teknoloji uzmanı Tim Wu bu bütünlüğe dair çok güzel tesbitlerde bulunmuştu. Wu, bu reklam-endüstri-para tacirliğinin 1830'larda başladığını söylüyor.

O dönem de gazete yayıncısı Benjamin Day'in ABD'nin ilk ucuz tabloid gazetesi New York Sun'u yayınlamaya başladığı tarih bu.

O zamana dek yayıncılar okurlarını müşterisi olarak görür ve insanların satın almaya değer görecekleri kalitede bir gazete yayınlamaya çalışırlardı.

Day, okurlarının ürün, reklam verenlerin de müşteri olabileceğini fark ederek bir yeniliğe imza attı. Hedefi, okurlarının dakikalarla ölçülen dikkatinin mümkün olduğunca büyük bölümünü reklam verenlere satmak haline geldi.

Bu amaçla Sun'ın fiyatını bir peniye düşürdü ve kitlelerin ilgisini çekecek haberlere daha çok yer vermeye başladı.

Wu, bir konuşmasında Day'den şöyle bahsediyordu:

"Etrafına bir kalabalık topla ama onun parasıyla ilgilenme, çünkü bu kalabalığı, onun dikkatini isteyen birine yeni den satabilirsin' fikrini gerçekten hayata geçiren ilk insandı."

Yazar Newport ise bu modeli günümüz medya-para-reklam- endüstri ilişkisine bağlayarak hedefin insan olduğunu anlatmıştı.

Cal diyor ki; ‘’2000'lerin ortasında halka açıldığında Google'in değeri sadece 23 milyar dolardı. O zamanlar en değerli internet şirketi.

Komisyonlardan gelir elde eden ve Google'in yaklaşık iki katı değere sahip olan ise eBay'di. Facebook o

zamanlar http://thefacebook.com denen ve sadece üniversite öğrencilerine açık bir platformdu.

10 yıl sonra ise Google 8OO milyar dolar’ı aşarken 10 yıl önce 1 milyon kullanıcısı olmayan Facebook'un bugün 2 milyardan fazla kullanıcısı var ve değeri 1 trilyon dolara yaklaştı.

Petrol ve doğalgaz şirketi ExxonMobil'in değeriyse yaklaşık 400 milyar dolarların altına düştü.

Newport burada güzel bir tesbit yaparak diyor ki;

‘’Anlaşılan, Facebook ve Google gibi şirketlerin temel kaynağı olan insan dakikalarını toplamak, petrol çıkarmaktan çok daha kârlı bir iş artık.’’

Evet, insan artık bir para-ürün durumuna geldi. Dakikası ürün, bedeni ürün, okuduğu, takip ettiği, ziyaret ettiği her şey bir ürün haline geldi.

Bilim ve teknoloji şu an ne yazık ki, insanı kurban-ürün ilişkisi boyutuna indirgeyerek yeni bir sistem kurmaya çalışıyor.

Eğer alternatif sistemler, modeller veya doğal tepkiler ortaya koyamazsak 1949’daki strateji-anlayış-güç hedefi yeni dönem de algoritmik-sağlık sistematiği içerisinde ilerlemeye devam edecek.

Oysa ki kurbanlar olarak oyunu değiştirebilecek çok büyük bir gücümüz var.

Rauf Atilla Polat

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Çalışanlar köleliğe karşı çıkacak mı?

Sonraki
Sonraki

APPLE, Nokia'nın hatasını neden yapıyor?