Çalışanlar köleliğe karşı çıkacak mı?
Şirket sahibi Mehmet Dinçerler şöyle bir cümle kullanmış:
"Başıma bir şey gelmez umarım ama bir haber gördüm. 'İşsizlik rakamları yükseldi' diye. Açıkcası pandemi sonrası hiçbir pozisyona aradığımız insanları bulamıyoruz. Hangi sektörde arkadaşımla konuşsam en büyük problemi nitelikli iş gücü ama sokağa baktığınızda işsizlik sorunsalı”
Marka danışmanlığı yaptığımız için bu cümleleri özellikle patronlardan son 4-5 yıldır çok duyuyoruz. Ve yıllardır da anlatmaya çalışıyoruz.
Mevzu sadece kaliteli insan olmaması değil, aynı zamanda kaliteli insanların çalışmak istememeside bir sorun.
Çünkü, 4-5 yıldır bahsettiğim ve üzerinde sıklıkla durduğum ve gelecek dönemde çokça insanın üzerinde duracağı bu meseleyi ne yazık ki iş insanları fark etmek istemiyorlar. Geçici bir şey olarak görüyorlar... ki, bu doğru değil..(Büyük istifa hareketine bakmaları iyi olur)
Hala daha, 5-10 bin maaş vererek insan çalıştırma düşüncesindeler. Evet bir süre daha birçok kişi bu köleliği kabul ederek yaşamaya devam edecektir.
Ancak kalifiye elemanlar için bu konu kapanmıştır ve zamanla bu konu tamamen gündemlerinden çıkacaktır. Çünkü artık dünya bu insanlar için sadece yaşadıkları toprak değil.
Yaşam, topraktan ötesi sınırlara geçti. Patronların sermayeleri nedeniyle hayatlarının başlangıç noktalarında yaşadıkları bu bilinç açılımını, şimdiki genç okumuş köleler teknoloji ile son 8-10 yılda tüm algoritmasını değiştirmeye başladı.
Uyanan kaliteli maaşlı köleler artık şöyle diyor;
‘’Benim üzerimden ayda 50-100-200 vs. kazanıyor, bana da 5-10 veriyor. Günde 8-9 saat iş, haftanın 5-6 günü. Bir bakıyorsun yaş olmuş 60-70.
Peki ne için?
Gerek yok.
Bir süre daha sürünür, ya ortaklı ya da kardan pay alacak şekilde ya da kendi işimi kuracağım bir hedef için çalışmaya devam edeceğim.’’ diyorlar. Demeye de devam ediyorlar. Pandemi ile meselenin kapanacağını düşünen ciddi sayıda şirket sahipleri vardı.
Ancak işe geri dönüşler çok beklendiği gibi yüksek olmadı. Ve hala istifalar devam ediyor.
İnsanlar hayata 50-60 yıl köle olarak çalışıp birkaç ev ve araba vs. almak için gelmedi... Veya onlar köle olarak çalışıp iki odalı güneşsiz apartman dairelerinde yaşarken, patronları villalarda, müstakil evlerde otursun, ihtiyaç olmadığı halde 400-500 bin liralık arabalara binmeleri içinde gelmedi.
Umalım bu durum bir isyana değil, uyanış hizmet eder. Aksi halde ipin ucu isyan...
Patronlar eğer bu meseleye hala daha -maaşlı - zaviyesinden bakmaya devam ederse, bir süre sonra şirketlerde sadece kalitesiz köleleri çalıştırmaya devam ederek şirketlerini daha aşağılara çekmeye mecbur kalacaklar. Çalışanlarının asgari ücretle çalışarak onlara 3-4 yıl daha belki bir katkısı olur, ancak son nokta da ortaya çıkan tablo çok farklı olacak.
Küçük bir örnek vereyim.
Bir şirkette az maaşla ile çalışan bir arkadaş, patronu gerçekçi bir zam yapmayınca, istifa etti. Zorlansada kendi işin kurdu. Şu an maaşından kat ve kat daha fazla kazanıyor.
Şirket sahibi ise o çalışandan sonra o elemanın yerini tam anlamıya bir türlü tutturamadı.
Şu an bu düşüncede olan birçok çalışan var. Şirketleri onlara değer vermediği için alternatif yan gelir oluşturuyorlar. Ve bir süre sonra istifa…
Bu tür durumlar aslında herkes bir kayıp. Zira bir şirketin zarar görmesi diğer çalışanlar içinde zarar demek. Ama bencillik olunca işin rengi değişiyor.
Evet, kaliteli köleler zamanla özgürlüklerini kazanarak kapitalizmi terk edecekler.
Bu meseleyi ciddiye almayan patronlar oturup bir kez daha yeni dönem stratejilerini gözden geçirmeleri hem onların büyümesi, hem daha çok kazanması için aslında büyük bir fırsat. (Misal tersine mentörlük meselesi muhakkak kullanılmalı)
İş dünyası üzerine yazılan raporlarda da bu istifa meselesi yeni yeni irdelenmeye başlandı. Güzel çalışmalara bakılabilir.
Meseleyi erkenden kavrayanlar bir adım önde olacak. Bu fırsat kaçırılmamalı.
Rauf Atilla Polat
blog@rapolat.com