Dünyanın En iyi Sporcularının Koçu Var, Sizin Mi Olmayacak?

Başlık Google eski kıdemli Başkan yardımcısı Jonathan Rosenberg’a ait. Jonathan, Google’n nasıl yönetildiğini anlattığı kitapta önemli bir anektod paylaşıyor.

Günümüzde İslami camia da hayrhah, batı dilinde mentör/danışman diyebileceğimiz kavramın kendi şirketlerinde nasıl cereyan ettiğine dair bir örnek anlatmış.

İçeriği geçmeden önce bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.

Başta sıradan insanlar, küçük esnaf vs. olmak üzere, milyon dolarlık şirket yöneticilerine kadar, birçok insan ne yazık ki -istişare, akıl akıldan üstündür, her daim bir bilenden daha iyi bir bilen vardır- vs. gibi hakikatlere çok uzak bir yaşam formu içerisinde yaşıyor.

Ne Bill Gates’in ne Elon Musk’ın ne de diğer baronların hiçbirinin normal şartlarda danışmana ihtiyacı yok gibidir. Zira emirlerinde birçok çalışanı var ve istediği her şeyi yaptırabiliyorlar. Ama bu insanların sadece bir tane değil, birçok alanda danışmanları ve koçları var. Nitekim batı da hali hazırda ‘CEO KOÇLUĞU’ mesleği halen devam ediyor.

Bizim toplumda ise bırakın ‘CEO KOÇLUĞUNU’, henüz kişisel danışmanlık, şirket danışmanlığı, yönetici danışmanlığı, iş danışmanlığını vs. gibi konularda bile emekleme aşamasındayız.

İş dünyasının büyük şirketleri dışında kalan orta ve küçük işletmelerde danışmanlık durumu çok çok düşük. Ve çoğu şirket patronu böyle bir ihtiyacın dahi farkında değil.

Nitekim, her kurulan 10 şirketten 8’i kısa bir süre içerisinde (5-10 yıl arası) batıyor.

Bu yazıyı okuyan her şirket sahibi bu istatistik rakamını ciddiye almalarını özellikle rica ediyorum. Bu verilerden sonra yaptığımız gözlemlerde ve incelemelerde hiç iyi tablolarla karşılaşmadık.

Son 4-5 yılda gözümüzün önünde batan epey bir şirket oldu.

Ve hali hazırda milyon euroluk ciro yapan şirketlerin verileri ise içler acısı.

Banka-borç-faiz köleliliğinin getirdiği durum birçok şirketin altını oymuş durumda.

Bu şirketler 3-4 ay iş yapamayacak olsalar batmaktan başka bir seçenekleri yok. İnce bir çizgi üzerindeler ve durumlarının dahi farkında değiller.

Uzatmayayım. Acil bir yol haritasına ve bu nokta da ciddi bir desteğe ihtiyaçları olduğu muhakkak. Umarım geç kalmazlar. Ego, kibir vs. gibi bir imtihana kapılıp çoluk çocuklarının, çalışanlarının rızkının vebalini almazlar. Zira, o batan 8 şirketin arasına girmeleri uzak değil.

Bir diğer nokta ise kişisel mentörlük/koç ihtiyacı.

Ne yazık ki toplum bu meseleninde çok uzağında. Ve mesele sadece öğrenci düzeyinde ele alınıyor. Oysaki dağdaki çoban, ev hanımı, ev erkeği, köpek bakıcısı, milyar dolarlık patronlar, şirket çalışanları, ev halkı vs.. herkesin bir mentöre/danışmana/hayrhah’a ihtiyacı olduğu vacip ölçüsünde bir zaruret. Aksi halde kendi kendimize yetmeye çalıştıkça buhrandan, bunalımdan çıkamıyoruz. Ve genellikle çevremizi aynı insanlar, aynı bakış açıları ve aynı düşünceler ile dolduruyoruz. Bu da fasit bir döngü ve girdap demek.

Kısacası meselenin bir kez üzerine eğilmek ve hale yapmak gerekiyor. Hali hazırda hayat akıyor ve bu akışa katkı sunacak bir rehberliğe ihtiyacımız var.

Nitekim Jonathan’dan bundan bahsediyor.

Okuyalım.

‘‘2002 yazıydı. Eric, yaklaşık bir senedir Google CEO'luğu görevini sürdürüyordu. İlk yılını tamamlamasına az bir süre kala, kendi performansını değerlendiren bir yazı kaleme aldı ve ekibiyle paylaştı. 

Belgede öne çıkan başarılar ("düzgün iş süreçlerinin geliştirilmesi"), sonraki yıllar için hedefler ("gelecekten ödün vermeden büyümeyi hızlandırma") ve Eric'in daha iyi yapabileceğini düşündüğü noktalar yer alıyordu. 

Son bölümde birkaç önemli nokta olsa da bir özeleştiri öne çıkıyordu:

Bill Campbell, hepimize koçluk yaparak Google'in bugünkü halini almasında önemli bir paya sahiptir. Geriye dönüp baktığımda, bu görevi başından beri yapması gerektiğini düşünüyorum. Bu yapıyı çok daha erken bir zamanda, Google'a başladığım zamanda kurmaya özen göstermeliydim.

Eric, bir yıl öncesine göre 180 derece dönmüştü. Google'a ilk başladığı zaman, yönetim kurulu üyesi John Doerr, yanına koç olarak Bill'i almasını önerdiğinde Eric'in cevabı hazırdı, "Koça ihtiyacım yok benim! Ne yaptığımı biliyorum!"

Dünyaca başarılı olmuş bir sporcuyu izlerken, bu başarının arkasında harika bir koç olduğunu unutmayın. Bunun sebebi, koçun, o sporu oyuncudan daha iyi yapması değildir. Hatta hiçbir zaman böyle bir durumla karşılaşılmaz. Ancak koçların bambaşka bir yeteneği vardır: Oyuncuları antrenman yaparken izleyip, onlara nasıl

daha iyi olabileceklerini anlatırlar. Spor dünyasında durum böyleyken, iş dünyasında neden koçlar bu kadar garip karşılanıyor?

Hepimiz, Eric'in Google'a başladığı zamanki gibi miyiz? Kimsenin bizi daha iyi yapabileceğini düşünemeyen, kendine çok güvenen liderler miyiz? Böyle düşünüyorsak, yanlış yapıyoruz demektir. Bir lider olarak, kesinlikle arkanızda bir koça ihtiyacınız var.

Başarılı bir koç-oyuncu ilişkisi kurmak için gereken en önemli şey ise dinlemek ve öğrenmek isteyen bir öğrenci olmaktır. Başa çıkması zor olan oyuncular olduğu gibi, aynı şekilde öğrenmeye hevesli olmayan ve egosundan önünü göremeyen yöneticiler de vardır. Ancak ilk kabullenmeme dönemini geçtikten sonra, öğrenecek şeylerin asla bitmeyeceğini hepsi eninde sonunda anlar.

Tüm koçlar gibi iş dünyasının koçlarında da öğretmenlik içten gelir.

Bizim tanıdığımız en iyi koç olan Bill Campbell ise yöneticiliğin tamamen öğrenilebilecek bir yetenek olduğunu sürekli hatırlatmıştır.

Jonathan için bu süreçteki ilk ders, Larry Page o detaylı, neredeyse kusursuz ürün planına "aptalca" dediği zaman başladı.

Bu olaydan bir hafta sonra, Jonathan, Koç Campbell'in odasında oturup neden bu düzensiz startup'a katıldığını sorguluyor ve istifa etmeyi düşünüyordu. "İstifa etme," dedi Bill, "gittiği yere kadar götür. Belki bir şey öğrenirsin."

Bu müthiş tavsiye ve yaptığın diğer her şey için teşekkür ederiz Коҫ.’’


blog@rapolat.com


Önceki
Önceki

Paranız yoksa, satılmaya her an hazır olmalısınız!

Sonraki
Sonraki

Sıradaki ülke Pakistan mı? Çin'e neden yalvarıyorlar?