Mehdi'ye Mesih'i oynatmak! Trump arkadaşlığı...

messiah.jpeg

Netflix’in 1.1.2020 tarihinde piyasaya sürdüğü MESSİAH dizisini iki gün sonra bitirme fırsatım olmuştu. 

İlk bölümlerini izlerken makaleyi dizi bittikten hemen sonra yazarım diye düşünüyordum. Ancak dizi bitince biraz bekleyip tepkileri görmek istedim. Özellikle Yahudiler ile Hristiyan siyonistlerin tepkisini. 

Malum dizinin birçok yerinde Yahudilere ciddi vuruyorlardı... Ki, Hz. İsa’nın çilesi filmi daha çıkmadan ve sonrasında neredeyse Mel Gibson’u yok etme derecesine gelecek ölçü de yerin dibine sokmuşlardı. 

Nitekim Gibson o günden sonra bir daha çok iyi işlerde olma fırsatını yakalayamadı. 

1 Ocak’tan bugüne ise MESSİAH dizisi ile ilgili henüz Yahudi lobiler tarafından ciddi bir tepki yok. Üstelik ta 90’larda Hahambaşı’nın İsrail lideri Netenyahu’ya açıktan; ‘’Mesih'in gelişini hızlandırmak için bir şey yapmalı..’’ dediğinde; Netanyahu: Biz.. Yapıyoruz, yapıyoruz...’ diyen ve bu düşünce ile siyasi stratejiler izleyen bir zihniyetin var olduğu kavimde. 

Sadece bunlar da değil, daha önce 21 Ağustos 1969’da Avusturalyalı Yahudi Michael Denis Ruhan, Mesih'in gelişi hızlansın diye Mescid-i Aksa'yı yakma girişiminde bulunmuştu, Eski Mossad şefi Shabtai Shavit de "kutsal savaş için aceleci ve kibirliyiz, sabırla Mesih'i beklemeliyiz." demişti vs... 

Her ne kadar seküler düşüncede olan gruplar ile yeni dönemde ‘Müslümanım’ deyip ruhu yok sayan ve tüm yaratımsal süreci ve akışı tamamen –akla- dayayan gruplar bu Mehdi/Mesih meselesine inanmasalar da, devletler/siyaset/strateji ve planlamalar bu mantıksal süreç ile hareket ediyor. 

ABD’de güçlü lobisi olan ve şu an Trump etrafındaki evanjelistler, The Family, küreselciler... 

İran’daki Ahmedinejad ekolü, 

Rusya’daki Skoptsy’ler, 

Siyonistler, 

Doğu’nun kurtarıcı beklentisi vs... 

Evet, zamanın ahirinde Mehdi/Mesih söyleminin artması bir tevafuk olarak görülmemeli. Birçok işaretlerle bu meselenin söylemenin artması -onun gelmesine yakın artacağı-haber verilmiş. Nitekim birçok ülke lideri stratejilerini bu gelecek olan beklenti üzerine belirliyor. Ve ortada böyle bir durum var ise bu meselenin alt yapısına da inilmesinde zaruriyet var. 

Ve bu konuyu araştırıp, ona göre ferdi olarak da bazı stratejiler belirlemek gerekiyor.  Zamanının ruhunu anlamak için bu konu önemli bir veridir.  (Son 13-14 yıldır bu konu üzerine onlarca makale yazdığımız için kutsal metinlerdeki detaylara bu yazı da çok fazla yer vermeyeceğim.) 

Diziyi analiz ederken elden geldikçe komplo teorilerine girmeden ve hüsn-ü zan ederek yorumlamaya çalıştık. Ancak hem Netflix’in hem Michael Petroni’nin hüsnü zan duvarlarımızı yıkmak için baya uğraş verdiklerini de belirtmek gerek. 

Misal; 

Netflix’in Messiah’ı 1.1.2020 tarihinde yayınlaması,  

MESSİAH’ın görselindeki A yerine kullanılan sembol ’ün hissettirdiği tek göz çağrışımı, 

Fırtına sahnesindeki ‘Gündoğumu Hazır’ subliminal mesajı vs... 

Ve özellikle Mesih’i oynayan kişinin isminin Mehdi Dehbi olması ise ayrı bir konu. 

Tanınmayan, ciddi bir başarısı olmayan, en son tercih edilecek bir isim dahi olamayacak kadar CV’si zayıf Fas asıllı bir arkadaşın seçilmiş olması ilginç bir durum. 

‘Yapımcı özellikle Mehdi isminde birini tercih etme düşüncesinde olabilir’ diye bir zan da bulunmamız şeri ölçüler içerisinde çok doğru bir yorum olmayacağı için net bir ifade kullanmayacağız. Ancak bu kişiyi neden tercih ettiği bir soru işareti… 

Mesih’i oynayan Mehdi Dehbi’nin şu ifadeleri de ilginç: ‘’3 yaşındayken bir Katolik okulunda büyüdüm ve her perşembe kiliseye gittik ve İncil’in sahnelerini oynadık ve hayatımda ilk oynadığım rol İsa. Zihnimde hep biliyordum ve orada her zaman bir yerde İsa’yı özel olarak oynamak istemediğim gibi güzel, titreşimli sevgiye yakın bir ruh vardı. Ve geldi... Onunla işim bitmedi.’’ 

Mehdi Dehbi’ye göre; ‘’din bir yapıdır ve yapının ötesindeki şeylerin özüdür.’’  

Mesih’i çekerken 6 ay hazırlık yapmış. Çekimlerde yine 6 ay sürüyor.  

Dizinin yapımcısı ise Michael Petroni.  

Petroni genel de gizem, ezoterizm, okült konulu filmler çeken birisi. Bir anlamda subliminal mesaj konusunda tecrübeli biri.  ‘Ayin, Narnia Günlükleri, Değişim, Backtrak, Kitap Hırsızı, Mucizeler, Ölüm Treni vs...’ gibi filmlerin senaryo ve yapımında yer almış.  

Meselenin bir diğer boyutu ise arka plandaki yapımcılar.  

Petroni’ye yapım noktasında destek verenlerden birinin de Trump’ın arkadaşı Mark Burnett’in olduğu iddia ediliyor. Hristiyan sağına yakın biri olan Burnett ve eşinin yaptığı filmlerde yine mistik, ezoterik ve Hristiyan Siyonizm düşünce yapısına hizmet eden filmler var.  

Misal, Son of God ve The Bible gibi filmleri o düşünceye ve Trump’ın etrafındaki kadroya hitap eden filmler. 

Filmin yönetmenliğini ise V for Vendetta’dan hatırladığımız James McTeigue üstleniyor. 

Bir anlamda iyi çalışılmış, meseleleri bilen, amaç ve hedef merkezli bir kadro. Zira Hristiyan Siyonistler dünya siyaseti için çok şey ifade ediyorlar. Ve plansız adım atan bir kadro değiller. (The Family’de bahsetmiştik) 

2006 yılında Louis Sahagun şu cümleleri yazmıştı: 

‘’Megakilise papazları en son Inglewood’da bir araya gelerek Büyük Görev’in icrası, yani yeryüzündeki herkesi İsa’nın mesajından haberdar etmek için küresel haberleşme ve ulaşım vasıtalarını daha etkili kullanma stratejileri konusunu görüştüler. Onlar, 20 yıl içinde bu görevin yerine geleceğine ve dolayısıyla dünyanın sonu için İlâhî planın tamamlanacağına inanıyorlar.  

(Dönemin) Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İsrail’in ortadan kalkmasını 12. İmam Mehdî’nin zuhurunun işareti sayıyor ve 2 yıl içinde onu Tahran’da istikbal edeceğini umuyor. Ahmedinejad’ın, Tahran belediye başkanı iken milyonlar harcayarak, bu şehri Mehdî için imar edip, onun zuhuruna hazır hale getirdiği söyleniyor.  

Kudüs’te bazı Yahudi gruplar, kendi Mesihlerine yol açmak için İslâm’ın en kutsal mabedlerinden Mescid-i Aksa’nın yerine mabed inşa edebilmek için çalışıyorlar. Zenaatkârlar, din adamları için beyaz ketenden cüppeler, mücevher kakılı göğüs zırhları, gümüş borazanlar ve mabedin temeli için 6.5 ton ağırlığında köşe taşları hazır etmiş bulunuyor.’’ 

2006 yılındaki bu cümlelerden sonra aradan 13 yıl geçti. Mega papazlara göre mesele çok yakın. İlginçtir 2006’larda Mehdi hazırlığı yapan Ahmedinejad’da 2020’nin başında “Bu yıl, İsa Mesih’in desteklediği İmam Mehdi gelip insanlara yardım edecek, adaletsizliği bitirecek ve dileklerimizi gerçekleştirecek” ifadelerini kullandı. Yine hatırlayalım 2015’de de şöyle demişti: ‘’ABD, Hz. Mehdi ile irtibatta olabilecek herkesle iletişime geçiyorlar. Onlarla buluşup bilgilerinden faydalanıyorlar. Dini üniversitelerimizde Hz. Mehdi konusunda yapılan araştırmaların binlerce katı ABD üniversitelerinde yapılıyor. Onlar, bizim Hz. Mehdi’nin peşinde olduğumuzdan daha çok onun peşindeler...ABD, Hz. Mehdi gelirse işinin bittiğinin farkındadır” 

Yılbaşı gecesi yayına verilen dizide de Mesih’in yazdığı kitabın ismi:  

‘’Dönüşümsel Siyaset: Yeni bir çağ’’ 

Ve dizide geçen iki cümle:  

Tanrının isteği nedir?’ sorusuna, Mesih: ‘Tufan’ 

Diğer bir cümle ise; ‘’Allah ile ilgili varsayımlarınızı bırakmanızı söylemek için buradayım...’’ 

Dizinin birçok yerinde bunlara benzer mesaj var.  

Yeni bir düzen, dünya değişecek, yeni başlangıç, yıkım, kaos... ve bunun Mesih ile bağdaştırılması. (Benzer bir cümle 21.12.2001 tarihinde vizyona giren Yüzük Kardeşliğinde de geçiyordu. İlk cümle:‘’Dünya değişiyor’’ idi. Ve aynı filmde: ‘’Artık vakit geldi... Zamanımızın büyük savaşı... 111. Yaş günü... vs.) 

Buradaki noktalarla ilgili önemli olan birkaç ayrıntı var.  

Teolojik olarak bu mesaj içeren strateji Hristiyan sağı/Hristiyan siyonistler/Fundamentalistler/Bin yılcılar ve Peryodik dini hakimiyetçiler olan grupların düşüncesi. 

Dizide geçen mantığın birçok varyasyonu var. Kasıtlı ya da değil, net teşhis koymak mümkün değil. Zira 2. sezon tüm algıyı değiştirebilirler. Çünkü niyetlerini bilemiyoruz. Ancak Mesih inancı olan tüm din ve gruplar için alınabilecek birçok mesaj ve aynı zaman da yem var. 

Aslında biraz da muallak bırakarak nabız ölçme stratejisi izledikleri de açık. 

Çünkü hem sahte Mesih mesajı, 

Hem Hz. İsa’ya ait gerçekçi veriler, 

Hem ahir zamana bakan mesajlar, 

Hem de tüm dinlere bir anlamda hitap eden bir kurgu... 

Ve ilk planda sahte Mesih/Deccal stratejisi ile hareket edip, ardından gerçek Mesih’i getirip onu öldürtebilirler...Ki, Hristiyan Siyonistler için en kuvvetli seçenek bu alternatif gözüküyor.  

Kısacası birçok tarafa çekilecek bir senaryo. (Bu arada dizi sinemasal açıdan çok çok kötü bir yapım olmuş. Ciddi boşluklar, gereksiz diyalog süreçleri ve diyalogsuzluk, eksik bırakılan sekans geçişleri, bölümlerdeki mantık hataları vs.) 

Eğer yapımcının geçmişine ve senaryoda öne çıkan bazı cümlelere bakarak bir çıkarım yapılması gerekirse, dizi ilk planda teolojik olarak yukarıda saydığımız grubun düşünce dünyasını anlatıyor. (Bu arada bazılarının bu diziden de İlluminatiye dair bazı mesajlar çıkarmaya çalışmaları sadece bir zaman kaybı.) 

Dünya siyasetini, geleceği, ahir zamandaki Mesih stratejisinin bilinmesi için bazı ayrıntıların bilinmesi fayda sağlayabilir.  

Yukarıda ismini geçirdiğimiz ve ABD siyasetinde etkin güç olan Periyodik Dinî Hakimiyetçilik akımı, bir ‘bin yılcılık’ akımıdır.  

‘’Temelde Yahudi düşüncesinde de yer alan bin yılcılık, Hıristiyanlık’la birlikte yeni bir yorum ve önem kazanmıştır. Hıristiyan düşüncesinde bin yılcılık, Âhiret’ten önce Mesih’in yeryüzüne inip bütün insanlığın kralı olacağı ve onunla başlayarak insanlığın 1000 yıl süreyle bir altın çağ veya yeryüzü cenneti yaşayacağı inancıdır.’’ 

Ünal’ında dediği gibi, özetle: ‘’Özellikle Avrupa’dan Amerika’ya göçlerden itibaren bu ekipteki inanç, MESİH hakimiyetinin sosyal-siyasî sahayı da kapsamına alacağı düşüncesi yerleşmeye başladı.  

Bahis mevzuu altın çağın gerçekleşmesinin İsrail ile ve Yahudilerle çok yakından münasebeti vardır.  

Tezleri; Hz. İsa bulutlar içinde gizlice yere inecek...Adına Büyük Sevinç (Rapture) denilen ve “Herkes Cennet’e gitmek ister ama kimse ölmek istemez.” sloganıyla anlatılan bu hadise, Luka, 21: 20–24 ve Zekeriya, 13: 8 ve 9’a dayandırılarak, bütün Yahudilerin İsrail’de toplanması, üçte ikisinin düşmanları tarafından öldürülmesi ve kalan üçte birin Hıristiyanlığa girmesinden önce gerçekleşecektir.’’ 

Messiah dizisinde de Mesih ilk olarak ŞAM’da ortaya çıkıp üç, dört cümle söyledikten ve ‘’kurtuluş yakın’’ ifadesini kullandıktan sonra fırtına çıkıyor. 

Ve ŞAM’da kaybolduktan sonra birden ABD’de yine bir fırtına sonucunda ortaya çıkıp bir kız çocuğunu kurtarıyor. (Fırtına, kız çocuğu, Teksas vs. Gibi konular üzerinden de birçok sembol okuması yapılabilir ama o mevzu çok ayrı bir konu) 

Evet, Periyodik Dinî Hakimiyetçiler, gerçekleşeceğini iddia ettikleri bu kehanetin gerçekleşmesi için Hitler’in Yahudilere yaptıklarına dahi ses çıkarmamışlardı.  

Ölümü tatmadan bedenleriyle birlikte göğe Yahudiler için 42 ay süreceğini iddia ettikleri söz konusu musibetten önce çekileceklerine inandıklarından ve eğer İsrail’le birlikte Yahudilerin üçte ikisi kendileri göğe çekilmeden önce ortadan kaldırılacak olurlarsa bütün inanç ve ümitleri boşa gitmiş olacağından, her ne pahasına olursa olsun İsrail’in ve Yahudilerin korunması gerektiği düşüncesindedirler ve bunun için çalışmaktadırlar.  

Nitekim, özellikle Trump’ın gelmesinden sonra etrafındaki Evangelist/Bin yılcıların İsrail için verdikleri emek göz ardı edilemez. 

Mesele özü itibariyle, Hıristiyan Siyonistler’in, Siyonistlerden daha çok İsrailci olması ve ABD’nin şuan ki malum durumu. 

Yazar Grace Halsell diyor ki:  

“Hıristiyan Siyonistlere göre İsrail’in her isteğine yeşil ışık yakılmalı ve bu, Amerikan halkından gizli tutulmalıdır. İsrail istediği sürece yalan da, soygun da, gasp ve cinayet de haklı hale gelir. Çünkü İsrail’in isteği, Tanrı’nın isteğidir.” 

Ve Jerry Falwell de şu cümleleri ekliyor: “Kuvvetle inanıyorum ki, Tanrı Amerika’yı kutsamıştır; çünkü Amerika, Yahudileri kutsamaktadır. Bu millet tarlalarının ekinle beyaz, bilimsel araştırmalarının ilgi çeken ve özgürlüğünün sağlama alınmış olarak devam etmesini istiyorsa, İsrail’i desteklemeye devam etmelidir.” 

Dizi’deki bir diğer ayrıntı Müslümanlar’ın gerçek hayatta da olduğu gibi birbirine düşmüş olarak gösterilmesi... Ki, bu durum ahir zaman için zaten Allah Resulü sav tarafından işaret edilmişti ve gelecek olan son durum da açıktır. 

Nebi sav; 

Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler.” buyurur.  

Bir sahabî, “Bu, o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” diye sorar.  

Rasûlüllah (sav), “Hayır, aksine siz o gün kalabalık fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” cevabında bulunurlar. 

Bir başka sahabî, “Vehn nedir ya Rasûlellah?” diye sorunca da,  

“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” 

Dizideki 3 sahnenin daha önce analizinizi yaptığımız I PET GOAT’daki sahnelere benzemesi de yine bir diğer ayrıntı.  

İlki yırtılmış ABD bayrağı, diğeri Müslüman kadının kucağındaki vurulan çocuk ve kiliselerin yakılıp/yıkılması.   

Tüm bunlarla birlikte, ayrıca; 

Mesih’in Şam’dan ABD’ye bir kiliseye inmesi, 

Kuran ve İncil’den ahir zamana bakan mesajları, 

Sihir ile insanları aldatıyor izlenimi, 

Gençler ve teknoloji ile mesajının hızlı bir şekilde yayılması, 

Şam, Kudüs, ABD güzergahı, 

Tüm dinlere hitap etmesi, 

Adidas/Nike (spor markası) reklamı, (Hiçbir şey imkânsız değildir, sadece yap) 

Mucize ve şifacı özelliği, 

Ben Mesih’im dememesi, (Gerçek Mesih’de demeyecek) 

Kurtarıcı kimliği, 

Namaz, ibadet, ayin yok, (İslam’a tabi olacak) 

Anne, babasının bilinmesi, (Normalde bilinmeyecek) 

Yemek, tuvalet yok, (Alakasız bir argüman) 

Mesih’i hedefe koyan CIA ajanı ile İsrailli ajanın Yahudi olması ve Allah’a inancı olmayan kişiler olması, 

İnsanların ve toplumun bozulduğuna dair göndermeler, (Net bir veri yok) 

Bir kurtarıcıya ihtiyacın olduğu inancı, (Artık gel denilecek hale gelinme süreci) 

Cibril karakteri, 

Allah yok, İsa var mesajı... 

Dizide yer alan bu ayrıntıların bazıları teolojik olarak Yahudi fikrine, bazıları gerçek Mesih düşüncesine (gruplara), bazıları da kutsal metinlerde yer alan bilgilere dayanıyor. 

İkinci sezonu görmeden net bir şey söylememiz doğru olmayacağı için; ‘sahte Mesih/Deccal hedefleri var’ deyip konu ayrı ele alınmalı, sonrasında gerçek Mesih’i çıkarma düşünceleri var ise o zaman konu ayrı ele alınmalı. 

Bu durum neden önemli? 

Kuran-ı Kerim’deki ayetlerle işaret edildiği üzere Hz. Mesih’in ahir zamanda ciddi bir misyonu var. Mehdi meselesi Kuran’da işaret edilmemesine rağmen Hz. İsa’nın ikinci gelişi işari olarak ayetler de açıktır. 

Ali İmran 55. Ayette; “Hani Allah, İsa'ya demişti ki: 'Ey İsa, doğrusu seni ben vefat ettireceğim ve seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda ben hükmedeceğim.’’ buyuruyor. 

Bu ayette kıyamet vaktinde Hz. İsa’ya tabi olan ve inkarcılara galip gelecek bir topluluktan bahsedilmektedir. 

İkinci ayet; 

“Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahit olacaktır.” (Nisa, 4/159). 

159. Ayetteki "ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur" ifadesinde geçen “ona” zamiri için, Hz. İsa’dan bahsediliyor. Çünkü bu ayetten önceki, Nisa suresi 157. ve 158. ayetler doğrudan doğruya Hz. İsa (a.s)’dan bahsetmektedirler. Bu ayetlerin devamı olarak gelen 159. ayette de hem devamlılıktan ve hem de manadan yola çıkarak “o” zamirinin, Hz. İsa (a.s)’a işaret edilir.  

Ayrıca, (Meryem suresi, 19/33) ve (Zuhruf, 43/61) ayetleri de yine konu içerisinde değerlendirebilecek işari mesajlar içeriyor: 

Buradaki ince ayrıntı, meselenin dizide anlatıldığı şekliyle, ya da Hristiyan siyonist/Yahudi/evanjelist vs. inanışında geçtiği gibi açıktan bir Mesih’in ortaya çıkmayacak olması. 

Bu nokta da Müslümanlara ciddi iş düşüyor. Zira piyasada Mesih ile ilgili olan birçok kaynak yukarıda ifade edilen; Yemeyen, içmeyen, annesi babası belli olan vs. bir Mesih inancının olması. Ve dünya siyasetini yorumlayan kafalarında bu zihniyetle sisteme müdahale etmesi.  

Müslümanların bu meseleyle alakalı birçok kitap, makale, video vs. Yazması ve yayması gerekiyor. Kirli bilginin çokluğu doğru bilginin ulaşmasında güçlük çektiriyor. 

Oysa ki İslami kaynaklar bu konuda çok açık. 

Misal Hz. Pir: “Hazret-i İsa Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsa olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havassı, nur-u iman ile onu tanır. Yoksa bedahet derecesinde herkes onu tanımayacaktır.” 

Evet, eğer şahs-ı manevi olarak değil de şahıs olarak gelirse onu bilecek olan kişi sayısı bir elin parmakları kadar olacaktır. Şahs-ı manevi olarak inecekse o da çok ayrı bir konudur. 

Nitekim Hz. Sahip şu ifadeleri kullanmaktadır. 

'Hz. Mesih ister şahıs ister şahs-ı manevi olarak algılansın, onun yeryüzüne inmesi öncesinde, bize düşen vazifeler vardır. Bu cümleden olarak, ortamın onun temsil ettiği ruh ve manaya hazır hale getirilmesi; Mehdiyet, mesihiyet soluyan insanların yetiştirilmesi, dünya-ukba dengelerinin yeniden yerlerine oturtulması sayılabilir. Bunun gerçekleşmesi için de İslâm'ın tebliğ ve temsilinin çok iyi yapılması gerektiği kanaatindeyim.' 

Evet, torunlarımızın yaşayacağı kıyamet saati yaklaşmışken, Batı'da olan her inançlı kişinin dünyanın huzuru için zeminin hazırlaması adına bir misyon edinmesi gerekiyor. Yaşam formatını gelecek olan bu sistem üzere planlamaktan başka çaresi yoktur.  

Aksi halde ne çağı okuma ne teknolojinin kutsala hizmet edeceğinin farkına varma, ne de varlığa tesir etme vs. anlamında herhangi bir farkındalığa ulaşma imkanı olacaktır. Bir yapay zeka, robot çağı vs. dönemini Hz. İsa’dan ayrı düşünmek büyük bir gaflettir. 

Ki, meselenin içinde daha önce bahsettiğimiz birde İsevilik- İslam ittifakı vardır. 

Evet, Netflix aracılığıyla yaklaşık 150 milyon izleyiciye direkt, milyarca insana da dolayı olarak ulaşan bir mesajın anlattığı yanlışlıklar tüm sistemi etkiliyor.  

Mecid Mecidi’nin o meşhur sözünü tekrar hatırlayalım: ‘'Peygamberlik devam etseydi, peygamberler tebliği sinema ile yaparlardı'’ 

Nitekim Netflix’deki diziyi izledikten sonra The Guardian'dan Lucy Mangan şu cümleyi yazdı: 

“Netflix'in son ürününe inanıyorum.’’ 

Aslında bu cümle ‘terörizmin artık bir fikir savaşı olarak devam edeceği’ gerçeğinin örneğidir. 

Siz yalan, uydurma, kurgu ve gelecekte olacak olan bir hakikat için senaryo yazıyorsunuz ve birileri buna inanıp ona göre hayatını planlıyor. Nitekim dizide de öne çıkan, ‘dinlerin bir bütün olarak zayıflaması’ vurgusu ve ‘din olmadan da maneviyat olabilir’ mesajı içeren bir anlayışın yayılması bu tür gerçeği barındırmayan mesajların maneviyatsız ruhlarda karşılık bulmasına neden oluyor. 

Evet, dizi 10 bölüm, konu uçsuz bucaksız. Bölüm bölüm birçok analiz yapılarak Mehdi/Mesih/Deccal meselesi işlenmesinde fayda olabilirdi. Ancak biz Elmalılı’nın şu net cümleleri ile bitirelim. 

‘’Hz. Peygamber sav’in ümmetinin daraldığı bir dönemde, Hz. İsa’nın ruhu ortaya çıkacak ve kıyametten önce vefat edecektir.’’ 

Varlığı okuyup gören gözlere şimdiden müjdeler olsun... 

Rauf Atilla Polat

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Paranın Metafiziği! Kim kazanacak, kim kaybedecek?

Sonraki
Sonraki

Mucize mi gerçekleşecek? Yoksa 'ağaç kökü' mü?