Paranın Metafiziği! Kim kazanacak, kim kaybedecek?

“İnsanlar kendilerini ihtiyaçsız hissettiği zaman azgınlaşır.” (Alak, 96/6-7)

Ekran Resmi 2021-06-01 19.25.08.png


1944 yılında Bretten Woods'da, 1 ons altının değeri 35 dolar değerindeydi. Bugün ise (Şubat 2020), 1 ons altının fiyatı 1650 dolar civarında.


Bir anlamda 2. Dünya Savaşından itibaren insanlık 46 kat daha fakirleşmiş ve köleleşmiş durumda.

Çin'deki bazı devlet şirketleri son 20 yıl içinde ilk kez yurt dışı borçlanmalarında temerrüte düştü. Asya krizinden sonra ilk kez yaşanan bir vaka. Ve Çin'deki 580 üzerinde banka batma durumuna geldi.

IMF başkanı, ‘Dünyayı yeni bir buhran bekliyor' diyor. Roubini, ‘Savaş riski düşmedi' ifadelerini kullanırken, Bernanke ise, ‘Ekonomi uçurumdan aşağı düşecek'' eklemesini yapıyor. Tesla gibi hisseleri artışta olan bazı şirketler ise bir türlü düzenli bir karlılık çıkışı yakalayamıyorlar… Ne kadar para basılırsa basılsın bankalar yeterli nakti bulmakta zorlanıyor. Ve FED'e ay da 500 milyar dolar borsa da yeterli gelmiyor. Vs.

Malum olduğu üzere ikinci dünya savaşı öncesi süreçte de kur savaşları yaşanıyordu. Ardından ticaret savaşları ve en sonunda ise gerçek savaşa dönüşmüştü.

Hatırlayacak olursak bu konuyu içeren ilk makaleyi Hz. Pir ve Hz. Sahip 'in şu ifadeleriyle noktalamıştık;

‘'Bu âhirzaman fitnesinde açlık, ehemmiyetli bir rol oynayacak. Onunla ehl-i dalâlet, biçare aç ehl-i imanı, derd-i maişet içinde boğdurup, hissiyat-ı diniyeyi ya unutturup ya ikinci, üçüncü derecede bırakmaya çalışacak…''  

‘'İktisadî açıdan malın belli ellerde toplanması ise tehlikenin en büyüğüdür. Zira bütün piyasa bu bir grup insanın keyfine göre şekillenmektedir…Yani piyasa ile, arzu ve hevesleri nasıl istiyorsa öyle oynayanlardır. Zaten günümüz dünyasında görünen manzara da budur. Ve dünya ekonomisi bu zaviyeden büyük bir çıkmaza doğru süratle ilerlemektedir.''

Evet, tarihteki Hitit-Mısır savaşından (açlık, göç, istila vs…) itibaren büyük değişimler ne yazık ki her zaman savaş sonralarına denk düşüyor.

İnsanlık olarak teknoloji, endüstri 4.0, toplum 5.0, akıllı şehir, yapay zekâ, kripto para, Blockchain vs… aşamalarına gelinmiş olsa da dünya da açlık ve kaos her geçen gün daha çok artıyor. (Bilişimin felsefesini anlatacak entelektüellere acil ihtiyaç söz konusu)

Kutsal metinleri takip edenler biliyor ki, şu an ki yaşanan süreç hayatın normal akışında yaşanma zorunluluğunu olan bir dilim.
Zira insanlık belasını bulmadan sistemi değiştirmeye yanaşmayacak. (Kuran'da anlatılan Ben-i İsrail süreci bu süreç açısından mükemmel bir örnektir.)

Evet;
Para bir iman meselesidir,
Gelecek meselesidir,
Değişim ve dönüşümün merkezidir.
Para el değiştirmeden sistem değişmeyeceği gibi, para dönüşmeden de terakki ve tekâmül yaşanmayacaktır.

Allah Resulü sav;
"Ahir zaman gelince insanlara mutlaka altın ve gümüş para gerekir ki, onunla kişi, hem dinini hem de dünyasını ayakta tutabilsin.”
"Ahir zamanda insanlara para-pul gerekecek. Ta ki, onunla din ve dünyalarını ayakta tutabilsinler." Demektedir.
Evet, rızık kesilir ise psikoloji bozulur, psikoloji bozulursa sistem çatırdamaya başlar. Para sahiplerine karşı kin, nefret ve öfke birikir. Sisteme karşı saygı kalkar. Devlet bilinci yok olur. (Olacak)
Ve son nokta, Eski Mısır'dan 1950'deki İkinci dünya savaşına, ondan şimdilerdeki Ortadoğu'nun yaşadıklarına kadar sonuç: Herc-ü merc.
Özellikle bir sonraki krizde devletlerin kendi milletlerinin parasına el koyma riskinin olduğu bir devirde, birçok ayrıntının bir strateji üzere götürülmesi gerekiyor.
&
Elmalılı tefsirinde şöyle bir ifade kullanıyor;
“Ey müminler!
Allah'ın emirlerine boyun eğmekle öyle mükemmel bir sosyal görünüm ve öyle muntazam bir İslâm yurdu meydana getiriniz ki;


Aranızda isyandan,
kavga ve anlaşmazlıktan,
birbirinize eziyetten,
eğrilikten,
Allah'ın haklarına ve kulların haklarına tecavüzden,
kısaca Allah rızasına aykırı hareketlerden eser bulunmasın da, herkes, güven ve karşılıklı sevgi, rahatlık ve tam bir huzur içinde vazifeleriyle meşgul olsun, geleceğine ve ahiretine tam bir sevinçle yürüsün ve bunu bozacak fesatlara meydan verilmesin.
Dünya hayatı hakkında parlak sözler söyleyip de kalpleri en merhametsizce düşmanlıklarla dolu olan, şeytanca hareket edenlerin arkasından gidilmesin.”
Müslümanlar ve insanlık şu an bu Kuran-i kaidelerin tamamını çiğnemeye devam ettiği için kaos bir türlü ara vermiyor.
Özellikle ‘Müslümanım' diyen insanların bu hakikatlere isyan edercesine hareket etmeleri onları bir tık daha üst bir seviye de zillete mahkûm ediyor, edecek.
Nitekim, milyar dolarlık şirketlerin sıralandığı ilk 100'e girmek bir Müslüman işadamına yıllardır nasip olmuyor.

50-60 yıldır ABD ve Avrupa'da iş hayatında yer alıyor, birçok sektör de iş yapıyoruz. Ama bir Müslüman şirkete ilk 100 içerisinde milyar dolarlık marka değeri olmak nasip olmuyor.

Oysa yukarıdan aşağıya baktığımız zaman Lyft, Uber, Paypal, Airbnb, Tesla, Whatsapp, Ebay, Deliveroo, Facebook, Twitter, İnstagram vs…gibi şirketler son 5-20 yıl içerisinde kurulan ve milyar dolarlık olan şirketler. Whatsapp'ın kuruluş sermayesi 250 bin dolar, Facebook'un 500 bin dolar..vs…

Yani 20 yıl önce binlerce Müslümanın elinde -tek tek- 250 bin dolar ile 5 milyon dolar arası para vardı. Ama şu an hangi noktadalar? Çoğu hala ya aynı nokta da, ya da batmış haldeler. Birkaç adım öne geçenlerin ise 10-15 yıllık banka borçları mevcut. Ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde vizyonu olan iş adamı var.

Allah Resulü sav şöyle buyuruyor;
"Kim  kendisine gelen bir fakirliği hemen halka intikal ettirirse (yani onlara açarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliğinin önüne geçilmez…. (Tirmizî) (Banka'dan para isteyenlerin hali nice olur?)
Bunları bir eleştiri olarak ifade etmiyoruz. Mevzu meselenin hakikat yanı.  Arz-ı halimizi ve neden bu durumda olduğumuzu izhar ediyor ve çözüm üzerinde durulması gerektiğini -bir zorunluluk olarak- ifade ediyoruz. Zira ateş geldiğinde sesini çıkarmayan, hakikati haykırmayanlara da dokunuyor. Zengin de fakirde zillet yaşıyor.

Ve şunu da ifade etmekte fayda var; Eğer bakış açısı değişmez ise birkaç ev, araba, arsası olan -ve kendilerini varlıklı zannedenlerde- köle olmaya/kalmaya devam edecek. Zira buradaki en büyük tehlike özgürlüğün ne olduğunu bilmiyor oluşumuz.
Hz. İsa'ya atfedilen bir ifade de;
Hz. İsa onlara; “Gerçeği öğreneceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi. Onlar da cevap olarak “Biz hiçbir zaman kimseye kölelik etmedik. Nasıl oluyor da sen, ‘Özgür olacaksınız' diyorsun?” dediler.
Görüldüğü üzere o dönemin kavmi de şu an da olduğu gibi kölelik yaptıklarının farkında değillerdi. Bankanın, arsanın, patronun, para sahiplerinin, firavunların, sistemin kölesi… vs. olduklarının farkında değiller.

Kur'an-ı Kerim de:
Bakara Sûresi 16-18. Ayetlerindeki şu ifadeler aslında farklı bir anlamı daha temsil etmektedir:
‘'İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Fakat ticâretleri (onlara) kâr getirmemiştir. (Onlar, o zarardan kurtulmak için) doğru yolu bulmuş kimseler de değillerdir.
Onların misâli, (karanlıkta) ateş yakan kimsenin hâli gibidir. Derken (o ateş) etrâfını aydınlatınca, Allah onların nûrunu giderdi ve onları karanlıklar içinde görmez bir hâlde bıraktı.
(Onlar) sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (hakkı söylemezler), kördürler (hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hakka) dönemezler.''

Bu ayetlerdeki hem ticaret -kelime- vurgusu, örneğin alış-veriş üzerinden verilmesi ve ardından ‘'hakka dönemezler'' ile noktalaması çok çok önemlidir.
Ticarette bunun çokça örneği mevcuttur.
Kalıplaşmış, değişime, zamana kapalı, gerçeği görmek istemeyen -atalarının- zihniyeti ile hareket ederek şerre hizmet eden bir körlük söz konusudur.
Nasıl vergi kaçırır, nasıl kara para aklar düşüncesi hayallerinin köşesinde yer alır. Ve elde ettiği şey ihtimal 2-3 ev parası ve sonu cehennem. 

Nitekim bu dünyada da sonu kölelik ve helak olmaktır.  Bu kadersel bir döngüdür ve kaçışı yoktur. Hem şimdi hem de önümüzdeki yıllar içinde bu sahneleri ibretle izleyeceğiz. (Hak ehli ve yapay zekâ ile birlikte bu anlayış minimize edilecek ve çoğu şirkete el konulacak, sistemleri çökertilecek)

Meşhur Alim Şa'ravi'nin bu noktadaki cümlelerini hatırlayalım:
’'Onlar eğer mümin olsalardı Allah Teâlâ onları bu hor ve hakir durumda bırakmazdı.
Bunun delili Allah Teâlâ'nın şu ayetidir:

“Allah müminleri içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir.”  (Âli İmran: 189).

Onlar eğer mümin olsalardı Allah her durumda onlarla beraber olurdu.
Delili şu ayettir:
Muhakkak ki Allah müminlerle beraberdir. (Enfal:19)
Fakat onlar Müslümanlık aşamasında kaldılar, müminlik aşamasına yükselemediler. Onlar gerçek mümin olsalardı Allah onlara mutlaka yardım ederdi.
Bunun delili Allah'ın şu ayetidir:
“Biz müminlere yardım etmeyi üzerimize borç kıldık” (Rum 47).
Eğer mümin olsalardı Allah Teâlâ diğer milletlerin onların üzerinde herhangi bir hakimiyet kurmalarına izin vermezdi.
Bunun delili Allah Teâlâ'nın şu ayetidir:
Allah kâfirlerin müminlere galip gelmesine asla imkân vermez.” (Nisa: 141)''

Nitekim, "Veren el, alan elden daha üstündür/hayırlıdır.” hadisinde de mesele sadece kişinin kişiye üstünlüğü değil, toplumun topluma, ülkelerin ülkelere üstünlüğüyle ilgili de bir nokta vardır.
Kafir veriyor sen alıyorsan, kafir zengin, sen fakirsen üstünlük madde planında ona geçmiş demektir. Bu da ayrı bir zillettir. (Müslümanların AB coğrafyasına göçü de bu hakikat ile ilişkilidir)

Evet, 30-40 yıllık iş hayatında olup, 5-10 yıllık şirketlerin altında ezilip kalmanın birçok sebebini açıklayabiliriz.
Ancak gerçekçi olmak gerekirse; İlk başta İslami bir iş ahlakımız, stratejimiz yok ve dünyaya tapınmamız kafirlerden daha da beter bir durumda.

Misal, Bill Gates hakkında birçok olumsuz cümle söyleyebilir, hakaret edebilir, komplo teorilerindeki ‘ŞEYTAN' kelimesini kullanabiliriz.
Ancak bir gerçeği itiraf etmemiz gerekiyor.
Şu cümleleri kaç MÜSLÜMAN iş adamından duyduk?

''Herkesten daha fazla vergi ödedim, 10 milyar dolardan fazla vergi ödedim, ama hükümet benim pozisyonumdaki kişilerden çok daha fazla vergi ödemesini talep etmeli''

Benzer birkaç cümlesi daha var.

Yine bakıyorsunuz Wurren Buffet mirasının önemli ölçüdeki milyar dolarlık kısmını ailesine değil Gates vakfına bırakıyor hayr işleri için.

Elon Musk kazandığı ilk milyon dolar ile gidip ev almıyor, istihdam oluşturuyor ve tüm parasını iş alanlarına yatırıyor. Vs… (Hakkında yazılan kitabına detaylı bakılabilir). Yine Yahudi Zuckerberg'in sade yaşam tarzına hiç girmiyorum. Vs…
Evet, farklı bir diğer örnekte ise; Varlıklı Müslüman bir iş adamına yeni iş kuracağı bir dönem de elimizdeki istatistikleri göstererek ‘şu şekilde yaparsanız daha çok para kazanırsınız' dediğimizde şu cevabı almıştık:

‘'Sizin dediğiniz şekilde yaparsak vergi kaçıramayız''

Evet yanlış okumadınız.
Üstelik bu kişinin vergi kaçırmaya ihtiyacı da yok. Ve vergi kaçırmadan da aynı parayı, hatta daha fazlasını kazanacaktı. Şimdi ise yerinde sayıyor. Ve saymaya devam edecek.

Ve -şu an da ellerinde güçlü imkânlar olmasına rağmen- tarihin hiçbir döneminde ne bu tür kişilere ne de evlatlarına milyar dolarlık şirket olma imkânı doğacak. 5,10 ev, birkaç arsa ve son nefes…
Bunları neye dayanarak söylüyoruz; Kuran, sünnet, icma ve kıyas hakikatlerine, ahir zamandaki Mesihi soluklara, gelecek Mehdiyet sistemine…Ve şu ana kadar incelediğimiz 1000 civarında şirket ve işadamlarının verilerine bakarak ifade ediyorum.
Her insan, etrafında bu mantık/amel ile iş yapan 50-100 işadamı, esnaf vs.. inceleyip bakabilir. Ve hangi durumda olduklarına şahitlik edebilir. (İncelerken özellikle varlıklı ve imkânı olanlar üzerinde analiz yapılırsa daha kolay sonuçlar elde edilebilir.)

Ve yıllar yıllar önce Hz. Sahip şu ifadeleri kullanmıştı:
'Metotsuz ve plansız çalışmak KAFİR sıfatıdır.
Tembel adam namaz kılsa, oruç tutsa, hacca gitse...bünyesinde kendisi için tehlikeli bir küfür virüsü taşıyor demektir.
Planlı ve metotlu çalışma ise mümin sıfatıdır.
Kim mümin sıfatı taşıyor ise Allah ona iltifat eder. (Sadece Brand Finance'n listesindeki ilk 200'deki şirketler tek tek incelendiğinde yüzde 90 oranında bu hakikati görüyorsunuz)

Allah sizin iç dünyanıza ve hali hazırdaki vasıflarınıza bakar.
Vasıflarınız mümin ise, Allah'ın bir mümine ihsanı ne ise onu size ihsan eder. Vasıflarınız kafir ise Allah'tan mağduriyet ve mahkûmiyet alırsınız.''

El Hak, küresel sistemin dizaynı ve özel de iş hayatı için o kadar isabet ifade eden cümleler ki.

İş dünyasında sahtekarlık, plansızlık, disiplinsizlik vs. yapan iş insanlarının hayatlarını incelediğimiz zaman görüyorsunuz ki, tüm çırpınmalarına rağmen hatırı sayılır bir stratejik konuma gelmemekle birlikte, arkasında fitneler ektiği bir sistem bırakıp gidiyor.

Nitekim İslam'a en uygun yaşayan ülkeler listesi açıklandığında da gördük ki ilk 40'ta Müslüman bir ülke yok.

Ekran Resmi 2021-06-01 19.25.34.png

Üstad 1920'ler de şu ifadeyi kullanıyordu: ''“İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere'nin Kur'ân'ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika'nın din-i hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti...'' der ve ekler: ''Bu asrın Kur'ân'a şiddet-i ihtiyacını hissetmekte İsveç, Norveç, Finlandiya'dan geri kalmamak size elzemdir..”
&
Bu noktada mevzuya sadece Müslümanlar olarak bakmamak gerekiyor. İnsanlığın büyük bir kısmı bu kölelik düzeninden kurtulamadığı için kan, kaos, şiddet ve yokluk kaçınılmaz hale geliyor. Ve kurtulmadığımız müddetçe de sürgün, gözyaşı insanlığın kaderi olmaya devam edecek.
Ancak doğum sancılarının yaşandığı ve yeni bir döneme geçmeden önce yapılması gerekenler yapılırsa sistemin değişmemesi için hiçbir neden yok.
Eski Ahit'in Yeşaya bölümü, bap 32:1'de şöyle bir cümle var:


"İşte kral doğrulukla krallık yapacak, önderler adaletle yönetecek." denilir ve devamında, 33:22'de “Kralımız Rab'dir, bizi O kurtaracak." diye eklenir.
Ahir zaman da kötülüğe karşı her alanda müthiş bir mücadele yaşanacak.
Nitekim şu an da Dünya liderliğine oynayan ülkeler kendi para birimlerini dünya parası yapma mücadelesi veriyor. Yeni dönem o açıdan çok önemli.
Ayette işaret çok açık "Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yiyin. Ama bu hususta taşkınlık etmeyin; sonra gazabım üzerinize iner. Kimin üstüne gazabım inerse artık o, (ateşe) düşmüştür." (20/Tâhâ, 81)
O gazap her saha içerisine inecek Allah'ın izniyle. (Musa' yı Musa yapan Firavun'dur. Mehdi' yi Mehdi yapan Deccal'dir…)

Bu zaman diliminde karşılıklı ciddi bir mücadele var. IMF kendi coinini çıkarmak için harekete geçip düzenlerini bozacak sistemi engellemeye çalışıyor. Zira, baronlar için sınırlı ve faizsiz sistem hiçbir şekilde işlerine yaramıyor. Ama İsevi, seküler vs.. gruplar içinden bu zalimlere karşı bir mücadele yürütülmeye devam ediyor.

Allah Resulü sav buyuruyor ki;
“Ey insanlar! Allah'a karşı muttakî olun ve (dünyevî) isteklerde mûtedil/ölçülü olun. Zira, hiçbir kimse yoktur ki, (Allah'ın kendisine takdir ettiği) rızkını eksiksiz elde etmeden ölmüş olsun. Rızkı gecikse bile ona mutlaka kavuşacaktır. Öyleyse Allah'tan korkun ve talepte mûtedil olun, (gayr-ı meşrû yollara sapmayın) helâl olanı alın, haram olanı terkedin.” (Kütüb-i Sitte, 17/245)

Kafir de Müslüman da helal olanı değil, haram olanı tercih etti. Ve sistemi destekledi. (Kişi bu dünya da Münker ve Nekir'in sorularına cevap veremiyorsa ahirette nasıl cevap verecek?)
Bu düzene devam edenlere karşı Hz. İsa çok enfes bir işaret verir;

Hz. İsa çevresine göz gezdirdikten sonra etrafındakilere dönerek, ‘Varlıklı kişilerin Tanrı'nın Krallığına girmesi çok zor olacak!'' ifadesini kullanır.
Ve Kuran- Kerim'de Hz. Mesih'in o ifadesini çok daha kesin bir netlik kazandırır. ‘'Andolsun ki biz, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazdık: Şüphe yok ki yeryüzüne, salih kullarım varis olacak." (Enbiyâ, 105)
Yani Müslüman da olsa, kafir de olsa bu düzene desteklemeye devam eden varlıklı kişiler ticaret hayatlarında büyük darbe yiyecek, inkisara uğrayacak, zillete düşecekler, düşüyorlar. Bu belki bir küresel finansal kriz, belki bir virüs, belki savaş… Ama kahr-ı perişan olacaklar. Orta kesiminden, milyar dolarlık grupta olanına kadar… Koca koca devlerin yıkılışını ibretle izleyeceğiz. Umulur ki Müslümanım diyenler şu dakikadan tezi yok tövbe istiğfar eder, zalimliklerini hemen ortadan kaldırırlar. Yoksa ‘'ATEŞ ONLARA DA DOKUNACAK''

Her ne hayır yaparsa yapsın, KAFİR sistemini destekleyen HERKESE ateş dokunacak.
Zannediyorum iman ehli, Rabbimizin ‘'Andolsun ki biz, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazdık: Şüphe yok ki yeryüzüne, salih kullarım varis olacak." (Enbiyâ, 105) sözünden şüphe etmiyordur. Olacak ve gerçekleşecek olan bir hadiseden bahsediyor.

Nitekim Elmalılı tefsirinde bir ayrıntı daha mevcuttur;
‘'Her peygamberin ruhani eceli ümmetidir. Hz. İsa'nın cesedi Allah'a kaldırılmış fakat ruhu kabzedilmemiş yani ümmetin eceli gelmemiştir.
Hz. Muhammed sav'in ümmetinin daraldığı bir dönem de, Hz. İsa'nın ruhu ortaya çıkacak ve kıyametten önce vefat edecektir.''
Yani varlık, adalet, şifa ve sistem. (Hz. Mesih döneminin TIP/ŞİFA alanına bakan yanını daha önce kitap ve makalelerde yazmış olduğumuz için şimdilik CORONAVİRÜS meselesine girmiyorum. O makaleleri okuyanlar bu virüs meselelerini ve daha fazlasının olacağını, virüsün daha fragman olduğunu hatırlayacaklardır)
Evet, asıl mesele insanlıkta bu gelecek olan dönemin ve hakikat bilincinin uyandırılması. Zira başta zenginler olmak üzere, çoğunluk köle olduğunun farkında dahi değil. Paranın kölesi olma meselesi sadece paraya, mala, mülke tapınma olarak görülüyor. Eğer bilinç değişmez ise paranın var olduğu zaman diliminde dahi özgürlük bilincine ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Evet, dini, haysiyeti ve şerefi olan bir insan, ‘neden baronların ve onların kurduğu sistemin kölesi olmayı kabul ediyorum, ses çıkarmıyorum?' Diye bir düşüncesi var mıdır?

‘Rızkı neden Rabbimden değil, zalim patronlardan biliyor ve bunların haksızlıklarına susuyorum?' diye düşünüyor ve harekete geçiyor mudur? (Kuran dışına çıkan liderlere, yöneticilere, memurlara, patronlara secde edecek derecede yanlışlarını söylemeyen kölelerin kulakları çınlasın)

Hz. Sahip diyor ki; ‘Yattığı yerden para kazanmak kafir sıfatıdır.'
Yani kafirliktir(faiz) ve cehennemliktir(faiz).
Banka sistemi/zalim ile hareket eden bir MÜSLÜMAN insan, yattığı yerden para kazanan kafirlere ‘ben neden hizmet ediyorum?' Diye düşünmediği için o sistemin kölesi olmaya ve zillet içinde yaşamaya devam etmektedir. Ve köle olduğunu hissetmemekte, duymamakta, anlamamaktadır. ‘Banka olmazsa bu işler nasıl yürüyecek' diye bir korku hapishanesine girmiş durumdadır.

Oturduğu evi, bindiği arabayı, cebindeki dolarları bir varlık ve kazanç olarak görmektedir. Ama ne yazık ki hem kendine hem evladına hem masumlara ihanet ettiğinin zerre kadar dahi farkında değildir. (Duymadıklarını gözlemleyebilirsiniz)
Zira farkında olacak olsa bu sistemi çökertmek için harekete geçecektir. Sistemin yerine yeni bir sistem kurmayı düşünecek, kafa yoracak ve zaman kaybetmeyecektir. Dünyadaki masumlara zulmetmemiş ve insanlığa bir hizmet sunma ızdırabını yaşayacaktır.

Nitekim Müslümanların ‘KAFİR' diye gördükleri Elon Musk denen arkadaş ve iki dostu, Mercedes, Ford, Jaguar Toyota vs…'lere meydan okuyacak bir hamle yapıp 70-80 yıllık bir sisteme darbe vurdu.
Bir anlam da Detroit'in milyar dolarlık baronlarına rest çekti ve elektrikli araç hamlesini yaptı. Ve bunu yaptığı tarihlerde ciddi bir parası dahi yoktu. TESLA iki kez batma durumuna gelmesine rağmen direndi ve geri adım atmadı. Yine bankacıların aşağılık kişiler olduklarını söyleyerek PAYPAL'ı geliştirdi. En azından elinden bu geliyordu.
Bu bahsettiğimiz ‘KAFİR' bundan 20-22 yıl önce bir kereste değirmeninin atık biriminin pislik kısmında çalışıyor ve ölmemek için yarım saatte bir o delikten çıkıp temiz hava alıyordu.
Asr-ı Saadetteki Abdurrahman Bin Avf'tan bugüne birçok örnek vermek mümkün. Uzatmayalım; Demek ki Müslümanı ve kafiriyle, ‘'Kim mümin sıfatı taşıyor ise Allah ona iltifat eder'' hakikatinin tecellisine birileri mazhar olacak ve yakın gelecekte eski zihniyetin yok oluşunu izleyeceğiz. (Sadece küresel ekonomik veriler incelense işaretlerin ayan beyan ortada olduğunu herkes görecektir)

&
Nitekim; sistemsiz, amaçsız, hedefsiz, gayesiz iş planı ile hareket etmek, paranın neye hizmet edeceği noktasında vizyonsuz olmak ve kölelik sistemine ayak uydurmak son nokta da zilleti yaşattığı gibi, tam tersi yönde Allah'ın sistemini hak kabul ederek, korkmadan, sıkıntılara katlanarak sabredip vizyoner olarak bir plan izlediğimizde de kapıların açıldığına şahitlik diyoruz.
Fatiha suresinde; ‘Tek efendi (RAB) Allah'tır; insanlar ondan başka kimseye köle olmamalıdır; din gününün sahibi/(malikidir)'demektedir.
Köleler ve efendilerde de geçtiği gibi;
‘'Tarih boyunca peygamberler, şirki ortadan kaldırmak için savaşmıştı. Bütün mesele “şirk koşmak” denilen kölelik sistemini ortadan kaldırmaya yönelikti.
İncil: “Kendiniz için seçmiş olacağınız kralınız yüzünden, feryat edeceksiniz fakat o gün Rab size cevap vermeyecek.”
Kuran; “…Allah sizin rabbinizdir. Mülk yalnız onundur…''(Zümer Suresi 6) demektedir.

Fiat para sistemini tarihte deneyen bütün ekonomiler, kaçınılmaz bir şekilde hiper enflasyon yaşayarak çöktü.



11. Yüzyılda, Çin'de Yuan hanedanlığında; 12. Yüzyılda, İngiltere'de; 18. Yüzyıllarda, Fransa'da olduğu gibi bugünkü sistem de miadını doldurdu ve hiper enflasyona doğru koşar adım ilerliyor. O koşuda sisteme uyanlarda aynı helakiyeti yaşayacaklar. Yaşayacaklar ki sistem el değiştirsin, düzen hak üzere kurgulansın, kurgulanacak.
İlahi metinlerde görüyoruz ki Peygamber, köleliği ve onun aracı olan faiz sistemini ortadan kaldırmak için bir tasarı üzerinde de duruyorlar. Hepsindeki ortak mesaj, Allah'tan  ve onun emirlerine uyanlardan başka kimsenin  uzun süre hüküm süremeyeceği. (Önceki makalelerde değinmiştik)

&

“Andolsun ki Tevrat'tan sonra Zebur'da da  yazdık: şüphe yok ki yeryüzüne salih kullarım vârisi olacak“ (Enbiya, 105)

Üstad diyor ki:  “Bu zamanda i'lâ-yı Kelimetullah, maddeten terakkiye mütevakkıf ve medeniyet-i hakikiyeye girmekle i'lâ-yı Kelimetullah edilebilir. İzzet-i İslâmiye'nin iman ile kat'î verdiği emri, elbette âlem-i İslâmın şahs-ı manevîsi o kat'î emri, istikbalde tam yerine getireceğine şübhe edilmez.” 

Yani irşad tebliğ yapmak için,
Maddi terakki için,
Medeniyeti üst bilince taşıyabilmek için,
Hakikat çağının kurgulanması için,
İnsanlığın bir süre de olsa sükûnete, huzura kavuşması için,
Masumların, ruhlarını kaybetmişlerin öz imanlarına kavuşması için,
Müslümanların Mümin olabilmesi için,
Ay sonunu düşünmeden kitap okuyup kendilerini, ailelerini yetiştirmek isteyenler için,
Ve en önemlisi; insanlığın ahiretinin kurtulması için,
Bu dönem de PARA 'ya,
Ve paranın içerisindeki metafiziğe ve manaya acil ve çok büyük bir ihtiyaç var ve onunla olacak.
İsterseniz konuyu Fahri Kâinat sav'in şu müjdeleriyle noktalayalım;
‘'… Yer yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacak (vermemezlik etmeyecek)tır… (Sünen-i İbni Mace)
… O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı (bitkileri) çok fazla olacak… (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar)
… Mal da o kadar çoğalacaktır ki, hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (İbn-i Mace)''

Ve son ayet:
…Elbette sabırlı davrananlara, yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz." (16/Nahl 96)

Yüce Rabbimiz;
İş ahlakı ve vizyonu olan,
Zamana açık ve şeriat ölçülerinde hassas,
Varlık akışına uyumlu,
Dünyaya tapmadan insanlık için varlığını ortaya koyan,
Paranın hakikatine vukufiyeti olan,
Ve geleceğe hizmet edecek olan o RUH, KALP, GÖNÜL insanlarını,
Yetenekli kişileri birbirine denk getirsin, sayılarını çoğaltsın.
Ve içteki çürümüşleri de tez vakit arındırsın.''
&
Hz. Üstad: "İnsan ‘rızkım için çalışıyorum demez, işimi yapıyorum' der. Allah'a güven o seni aç bırakmaz.''

Rauf Atilla Polat

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Corona ve Strateji

Sonraki
Sonraki

Mehdi'ye Mesih'i oynatmak! Trump arkadaşlığı...