Vatansız gebereceksiniz kaçak hainler!

JU9TIMWCu2AySpj3de28MVEoLEjUw54P9FAD34xv (1).jpeg

Türkiye’deki zalimin zulmünden dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalan masumların sürekli olarak zalim destekçilerinden duyduğu bir cümle var; 

‘Vatansız kaldınız, vatansız gebereceksiniz, böyle kaçak, köçek yaşamaya mecbur kalacaksınız, ülkeye dönemeyeceksiniz vs…”

Bu sözleri söyleyen Avrupa’da doğup büyümüş bir zalim destekçisi faşistle olan bir diyaloğa değinmek istiyorum…

Zalim trol şöyle diyor: Siz vatansız olarak böyle fakir bir hayat yaşayacaksınız, ülkeye dönmeyi unutun..

Masum: Vatan senin için ne demektir?

Zalim: Ne demek nedir?

Masum: Vatan senin için ne demek, ne anlama geliyor?

Zalim: Vatan; Doğduğun, büyüdüğün, Allah’ın anıldığı kutsal topraklardır…

Masum: Sen Avrupa’da doğup büyümüşsün ve burada yaşıyorsun.. Nasıl olacak?

Zalim: Evet öyle..Ama ben ülkemi seviyorum. Orası benim vatanım ve orası kutsal belde…

Masum: Ülkeyi sevmek eğer ‘vatan’ anlamı taşıyorsa orada sorun yok. Ben de ülkemi seviyorum. Eğer kutsal belde’den, vatan’dan kastın bu ise, ABD’lisi de, Fransızı’da, Arabı’da kendi ülkesini kutsal olarak görüyor, seviyor..Senin kutsallıktan kastın camiler, ezanlar vs..ise Malezya’sından, Dubai’sine vs..dünyanın yarısında ezanlar cami içi veya cami dışından okunuyor. Tekrar soruyorum vatan nedir, vatan’dan kastın nedir? Anlat…

Zalim: Vatan, Selçuklu’dur, Osmanlı’dır, 600 yıllık devlettir, ecdad demektir. Mübarek insanlardır. Ne anlatayım…

Masum: Onlara da eyvallah. Onlar bizim geçmişimiz. Ve hüsnüzanla hareket ederek, onlar yaptıkları amelleriyle cennetliktir deriz.. Peki ya sen? Ya şuan ki 80 milyon? Ne dersin…

Zalim: Şey.. Yani tamam. Ama sonuçta biz de Müslümanız. Biz de büyük devletiz. 

Masum: Büyük devlet olduğumuz için Kuran veya sünnette cennetlik olduğumuza dair bir müjde mi var? Yahu ben sana vatan nedir diye soruyorum..Vatan nedir, ne demektir?

Zalim: Burada yaşamasakta kalbimiz orada, yaşadığın topraktır, Müslüman insanlardır…

Masum: Le havle… Peki sana birkaç örnek vereyim; 

Kutsal dediğimiz vatanımızda, ülkemizde, yani Türkiye’miz de 56 genelev var. Bu genelevlerde yaklaşık 3 bin kadın zina yapıyor, ayrıca  12 bin tescil edilmeyen kadın da fuhuş sektöründe ve yine 85 bin kişinin de yasa dışı yollardan çalıştığı açıklanmıştı. Toplamda 100 bin kadın ediyor. Bir kadın her gün 20 kişi ile zina yapsa 100 bin kadın günde 200 bin Müslüman Türk dediğimiz insanla zina yapmış oluyor. Ay da bu ortalama 6 milyon Türk yapar…Biz iyimser olalım bu rakamı 500 bine düşürelim. Bu müslüman Türk Milleti dediğimiz insanların sadece 5 milyonu senede zina yapıyor. Bunun yarısı aynı kişilerden ibaret bile olsa yine yılda 2 milyon yapar… Diğer gayri meşru ilişkilere ise hiç girmiyorum. 

Yine erkek çocuklarına tecavüz edeninden, küçük kız çocuklarına tecavüz edenine, eşini öldürene, dayak atanına kadar her türlü zillet var.

Ayrıca, Türkiye’de 2016 yılında sadece Perakende sektöründeki hırsızlık %25 artarak 2.5 milyar dolar seviyesinde. Bak bu sadece bir sektör ve bunların çoğu 17-30 yaş arası Türk gençleri…

Ayet şöyle buyuruyor;

”Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bey’at ederlerse onların bey’atlarını al ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. ”

(Mumtehine,12)

Yine, ülkemizde 2015 yılında kredi borcu olan vatandaş sayısı 17,7 milyon. Aileleri ile birlikte bunlar en az 45-50 milyon insan eder.. Yani Allah’ın Kuran’da cehennemlik dediği faiz günahına direkt ve dolayı yoldan bulaşan insan sayısı yaklaşık 50 milyon Müslüman Türk insanı… Daha vahimi bu kredi kullanımına hamdolsun diyen de bir Başbakan gördü bu ülke…Ve kredi ile gemi alan bir Cumhurbaşkanına da sahip..

Ayeti hatırlayalım;

‘Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır…”

(Bakara, 275)

Ayrıca, cennet mekan Kanuni döneminin 46 yılında sadece bir cinayet vakası varken, şimdi ki Türkiye’de sadece 2016 yılında 2 bin cinayet vakası, 2 bin yaralama var.  Gasp, darp vs. meselesine ise hiç girmiyorum. 

Ayrıca, gıybet edilmeyen ve yalan söylenmeyen kaç ev gösterebilirsin? Kardeş kardeşe düşmüş, babası çocuğunu evlatlıktan reddetmiş, miras kavgasından, sokak çatışmalarına kadar vs… zillet var mı, yok mu?

Yahu, dinin emri 5 şartın en büyüğü olan namaz’ı dahi kılan insan sayısı yüzde 22 ile 25 arası gibi vahim bir rakam da. Yani 80 milyonun 50 milyonuna yakın bir nüfusu Allah’ın emrini çiğneyip namaz dahi kılmıyor. Zekat, adalet, hukuk vs.. mevzularına ise istersen bulaşmayalım…

Kısacası dostum; Zina, yalan, gıybet, hırsızlık, cinayet, faiz, zulüm vs…gibi bütün cehennem amellerinin işlediğini bir ülkeye kutsal diyorsan, sorum şu ki, bunu hangi dine, ilime, bilime veya herhangi bir inanca göre diyorsun? Buyur…

Zalim: Tamam öyle de.. Türkiye dışında müslüman olmayan ülkelerde gavur memleketi oralar mı üstün yani…

Masum: Bak bu da bir küfür sözüdür. Senin şuan yaşadığın bu batı ülkesinin toprağını, dağını, taşını ve insanını kim yarattı?

Zalim: Şey…Hımm.. Allah.

Masum: Sen hristiyan bir aile de dünyaya gelseydin ne olacaktın? Müslüman olacağının garantisi mi vardı?

Zalim: Tamam da….. (Sessizlik)

Masum: Bak gardaşım çok iyi dinle… Ülkeyi terk etmek, kaçmak vs.. bir Peygamber sünnetidir. 

Osmanlı hanedanı ülkeden kovuldu, ve yıllarca ülkesine dönemedi ve oralarda çoğunluğu can verdi…

Hz. Nuh 900 yıllık toprağını gemi ile terk etti, 

Hz. Lut ülkesi helak ölürken bile dönüp bakmadı,  

Hz. Musa Firavun’dan kaçtı, sonra döndü geldi, zulm yine devam etti, yine kaçtı,

Ve diğer peygamberler…

Son Nebi, Fahri Kainat, bizim sultanımız Hz. Muhammed sav’ de zulme dayanamadı ve doğduğu toprağını terk etti. Gittiği Medine’de o zaman sadece bir avuç müslüman vardı ve yok denecek kadar azdı, yani sizinkilerin deyimiyle gavur toprağıydı Yesrib.. Peki, Sultan- ı Resul sav, o toprağa gavur dedi mi, oraya gitmemezlik gibi birşey yaptı mı? 

Hayır…

O, sizinkilerin gavur toprağı olarak gördüğü belde de, site islam devletinin temellerini attı, orada yaşadı ve kutsal gördüğü belde olan, ilk vatanına tekrar dönüpte yeniden yerleşmedi. Medine de hayatına devam etti. Ve gittiğinde münafık, kafir ve müşriklerin çoğunlukta olduğu, yönettiği o topraklar da vefat etti… 

Tam burada sana bir soru. Kuran veya sünnette vatan ve devlet diye kutsallaştırılan bir ayet veya hadis var mı?

Zalim: Hımmm… Şey… Var tabi. ‘Vatanı sevmek iman’dandır’ hadisi…

Masum: La havle… Bu hadisin rivayet edeni kim?

Zalim: Ne demek kim. Biri söylemiş…

Masum: Tamam da kim söylemiş, ravisi hangi sahabe…

Zalim: …….

Masum: Sana öleceğin son nefese kadar 100 yıl mühlet veriyorum. Böyle bir hadisin olduğunda dair bir tane kaynak getir, öpüp başımıza koyalım…Ama bilesin öyle bir hadis, ayet vs..yoktur..

Zalim: Ne yani.. Vatan, millet devlet vs..bunlar önemsiz mi olsun şimdi…

Masum: Haşa… Toprak da, ülke de can kadar değerli ve önemlidir. 

Sadece şu ince çizgiyi bilmek gerekiyor. 

Kıyamet koptuğunda senin ameline bakılacak. O yaşadığın toprakta, ülke de amellerine, ibadetlerine, haram-helal hassasiyetine, işlediğin irşad tebliği vazifesine…Yani ne yaptığına bakılacak. Ve cennet- cehennem hükmün öyle verilecek verilecek.  

Nebi sav’i görüp, Müslüman olup sonra da dinden çıkan cehennemlik kişilerin var olduğu bir varlık aleminde; Vatan, millet, toprak vs..sözlerin hükmü son nefese kadar sadece bir şovenizmden ibarettir. Önemli olan o ülkede hak ve hakikatin temsil edilmesidir..Kuran ve sünnete uymaktır. Allah kelamı kutsal olduğu için, bu amellerin yaşandığı ülke de elbet kutsal olacaktır.

Bir ülkede; zulm, zina, yalan, gıybet, hırsızlık, cinayet, faiz vs.. gibi cehennemlik amelleri almış başını gidiyorsa ve ülkenin çoğuda bu tehlikeli süreçte ise, Kıyamette ebede yok olacak olan o toprağın seni ahirette nasıl kurtacak? Bana vatansız demekle sen cennete gideceğini düşünüyorsan, Hz. Muhammed sav’in Mekke’den gitmesine sebep olup, sonrasında Ebu Cehillerin ona vatansız, topraksız vs.. deme ruhunda olmalarından nasıl bir farkın olacak?

Zalim: Tamam da.. Sonuçta ülkesine hizmet eden, İslama hizmet eden bir devletimiz var…

Masum: Nasıl bir hizmet?

Zalim: Görmüyor musun? Duble yollar yaptı, köprü

Masum: Dur gardaşım. Selametle.. Senin dinin sana, benim dinim bana…

Evet.. Aslında sonunun nasıl biteceği baştan belli olan biriyle konuşmanın bir anlamı yok ama insanız işte.. Bir ümitle düzelir, yola gelir diyorsun ama görüyorum ki, zaman – dünya yaşlandıkça, Kur’an gençleşiyor ve bize zamanı ve kendini tefsir ettiriyor…

Ayet şöyle buyuruyordu;

‘Körleri de savrulup durdukları yanlış yollardan doğru yola çekebilecek değilsin. Sen davetini ancak, (önyargısız ve hem iç dünyalarındaki hem de dış dünyadaki) âyetlerimize inanmaya ve dolayısıyla gerçeğe teslim olmaya yatkın bulunanlara duyurabilirsin.”

(Neml, 81)

El hak öyle… Kıyamete kadar devam edecek olan şeytan-mümin mücadelesinde Rabbim inanmış olan topluluklara tez zaman da gerçeğe teslim olmaya yatkın insanlarla karşılaşmayı nasip etsin. Nasip etsin ki, 3. dünya harbi çıkmadan bu ruhlar bir araya gelip o kaos dönemine sed olabilisin. Aksi halde iç ve dıştaki zalim, kafir ve münafıklar yüzünden insanlık büyük bir yıkıma yakalanmak üzere….

Not: Ülkücü gelenekten gelen biri olarak vatan, millet meselesi üzerine daha evvel birçok makale yazmıştık. Konunun 4-5 farklı zaviyesi mevcut. İhtiyaç duyulursa yeniden ele alınabilir. Şimdilik sadece konunun masuma bakan yönüne acizane temas etmek istedik…

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Yolsuzluk yapan Babam dahi olsa cezayı kesin…’ Ve cezayı kestiler…

Sonraki
Sonraki

Cemaat Bölünüyor!