Yolsuzluk yapan Babam dahi olsa cezayı kesin…’ Ve cezayı kestiler…

yolsuzluk.jpeg

2012-2029: Korkuyor musunuz?

Son yaşanan Suud yolsuzluğu/operasyonu, devletlerdeki yozlaşmayı yeniden gündeme getirdi.  

Aslında Suud mevzusunun arka planı (7 kız kardeşler ve Rus, İsrail, ABD dörtgeni) ayrı bir mevzu. Onu farklı bir makaleye bırakalım… Meselenin farklı bir yönü daha var. 

Türkiye, İran, Ortadoğu ve batı ülkeleri ile birlikte Uzakdoğu ve Pasifik.. 

Çok gündeme gelmese de yerel bazda çoğu ülke de yolsuzluk olayları sürekli artarak deşifre oluyor.

Hiç umulmayan ülkeler, coğrafyalar ve vahim yozlaşmalar…

Özellikle dünya da 2012 sonrası artan bu yolsuzluk deşifrelerinin birkaç nedeni var.

İlki; 2012’den sonra varlık aleminde yeni bir döneme geçiş yapıldı. Umumu ilgilendiren hiçbir gayr-i meşru hak yeme meselesi artık gizli kalmayacak. Bazı olayların hiç istenilmese dahi kendiliğinden akış içerisinde açığa çıktığına şahit olacaksınız.

İkincisi; Ahir zamanda Hz. Mesih’in üç özelliğinin sisteme intikali. Bu özellikten birisi ”ADALET”.

Ahir zamanda kainatın her yanında zulüm, baskı ve adaletsizlik zirve yapacak ve toplumlar içten gelen bir sinerji ile bu adalet duygusunu devreye sokacaklar. (Mesih-i ruh)

Mevzunun detayı uzun… 

Ancak şu kadarını ifade etmek isterim ki; 2029 yılına kadar devletlerdeki yönetici, bürokrat vs.. kadroları kendilerine çok dikkat etmelidirler.

Kainatın son devresi olan ahir zamana girdiğimiz bu dönemde ilk tecelli edecek olan ‘ADALET ESMASI’nın’ alttan gelen sinerji, Allah’tan gelen rahmet esintisinin (sebep-sebep üstü) olarak ilk vurup yıkacağı birimler yolsuzluk ve hırsızlığın göbeğinde olan devlet yöneticileri/katmanları. 

(Şahsi tavsiyem; Ehli kalp üzere olan veya o düşünceyle yaşayan kişiler elden geldikçe direkt hedef olabilecek koltuklarda oturmasınlar, oturacak olanlarda zerre kadar yanlış yapmasınlar.)

2012 sonrası bu yolsuzluk olaylarının deşifresinin artmasının basit bir yanı olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. 

Bu aynı zamanda ruhsal terakki üzerine bir mesele. Hakikati arayan ruhların bu mevzuya tahammül edemeyecek bir sürece girmiş olması. Hakikat çağının yaklaşıyor olması. Ve teknolojik etki, toplumların temel dinamiğini oluşturan ortak düşünce ve tek ‘değer’

2012 ve sonrası için yolsuzlukların deşifre olması ve üst düzey istifaların artması üzerine birkaç örnek vermek istiyorum. Ve bunun bir tesadüf olmadığınıda…

-Romanya Çevre Bakanı Laszlo Borbely yolsuzluktan istifa etti,

-Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff istifa etti,

-Japonya’da Tokyo valisi Naoki Inosa hakkındaki rüşvet iddiaları ardından istifa etti,

-Türkiye’de 4 bakan yolsuzluk nedeniyle istifa etti,

-Uruguay Ekonomi Bakanı Fernando Lorenzo istifa etti,

-Ukrayna Ekonomi Bakanı, hükümetteki yolsuzluklar nedeniyle istifa etti,

-Yolsuzluk iddialarının ülke gündemine oturmasından sonra 1 Malezya Kalkınma Fonu’nun (1MDB) yönetim kurulu istifa etti,

-Çin’de yolsuzlukla mücadele kapsamında 2013 yılından bu yana 1.34 milyon alt kademe devlet görevlisi cezalandırıldı,

-Fransa’da Macron kabinesinden Adalet Bakanı François Bayrou ve AB Bakanı Marielle de Sarnez de yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etti,

-Fransa’da Marine Le Pen hakkında Avrupa Parlamentosu’nun dolandırılması iddialarına ilişkin olarak resmen soruşturma başlatıldı,

-İspanyol parlamenter Pedro Agramunt yolsuzluk iddialarından dolayı istifa etti,

-Yolsuzluk davasında tanık olarak hakim karşısına çıkan, Başbakan Mariano Rajoy İspanya’da ifadesi alınan ilk başbakan oldu,

-Pakistan Başbakanı Şerif yolsuzluk kararından sonra istifa etti,

-Evsizlere yardım ulaştıran Samusocial derneğinin kasasından haksız kazanç elde ettiği ortaya çıkan Brüksel Merkez Belediye Başkanı istifa etti,

-ABD’li 3 başsavcıdan Trump’a yolsuzluk davası,

-Ve Paradise Papers, farklı ülkelerden 120’den fazla politikacının sırlarını bir kez daha ortaya saçtı… Ve saçılmaya devam edecek…

Evet, bu sadece 2012-2017 yılları arasında yolsuzluklarla ilgili yaşanan üst düzey deşifrasyondan birkaç örnek.. Üstelik son 2 yıl bu oran çok daha fazla arttı.

Sizleri rakam ve sayılarla daha fazla yormak istemiyorum. 

Mevzunun bir mantığı var ve bu mantığın kavranılması taraftarıyım. 

Normalde bu yazıyı 2012 yılında yazma arzusundaydım. Ancak 2011 yılından sonra uygulanan baskı ve ve yazma imkanı verilmemesi neticesinde bir türlü kısmet olmamıştı. 

Şuan içinde çok geç olduğunu düşünmüyorum. Önümüzde 12-13 yıllık bir süreç var. İş dünyasına atılacak olanından, siyasi dünyada cirit atanına kadar kim varsa, yatırımlarından, stratejik hamlelerine kadar şunu çok iyi düşünmeleri gerekiyor;

Bir süre boyunca ciddi anlamda skandallar, dönen dolaplar, yolsuzluklar vs.. deşifre olacak, siyasi hayat değişecek ve bazı oligark/ekonomik sistemler yıkılacak ve yeni bir döneme geçilecek. 

Bu meseleye kim direnirse dirensin kazanma gibi bir şansı yok. En basit bir gasp, hırsızlık vs.. gibi şeyler bile fazla saklanmayacak.

Dünyayı 45-50 yaş üstü neslin yönettiği zalim sisteme karşı, alttan gelen birçok üst bilince çıkmış farklı boyutları olan yeni bir anlayış geliyor. (Farklı yönleriyle ayrıca ele alınması gerekiyor)

Bu anlayış özellikle AB ve Türkiye eksininde yaşanacak. Zira geleceğin sistemini İSEVİ RUH’la meydana gelen bu anlayış kuracak. İşte bu yüzden buralardaki sırların açığa çıkması, deşifresi çok daha büyük olaylara, patlamalara gebe olacak. Bu dönemde batıldan yana olan her iki alemde de büyük hüsranlar yaşayacaktır. 

Bu noktada dikkatinizi çekmek istediğim bir ayrıntı var. Dikkat edilirse pisliklerin deşifresini genelde batı yapıyor.

Batı kendi içindeki pislikleri, adaletsizliği deşifre ediyor. Ayrıca tesiri olan yerlerde de harekete geçmiş durumda. Ve bunu sanki görünmeyen bir el yapıyor. 

İslam ülkelerinde ise bu tür olayların üzeri örtülüyor ve açığa çıkmasına izin verilmiyor. Yani bir nevi Hz. Mesih’in yansıması olacak olan ‘adalet’ ilk olarak batı’dan doğuyor.

Aslında Üstad Bediüzzaman bu mevzuya dair çok güzel bazı işaretler vermişti;

”Hz. İsa (a.s)’ın gelişi iki aşamada olacak; Bunlardan birisinin manevi olarak gerçekleşeceği ve Hıristiyanlığın yanlış fikirlerden arınması ve manen İslamiyet’e inkılap etmesi şeklinde olacaktır.

İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselam’ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmet-i İlahiyenin semasından nüzul edecekhal-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslamiye ile birleşecek; manen Hristiyanlık bir nevi İslamiyete inkılab edecektir. Ve Kur’ana iktida ederek, o İsevilik şahs-ı manevisi tabi’ ve İslamiyet metbu’ makamında kalacak; din-i hak bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır.” 

Üstad’ın ifade etmiş olduğu bu sırrın bir çok farklı yönü mevcut. Şimdilik sadece ‘adelet’ esmasının nüzulü ve yanlışa karşı olan hakikatin mücadelesine dair kısmı ele alıyoruz.

Ayrıca, Nebevi kokulu şu sözler de bu dönem için çok önemlidir;

”Yeryüzüne öyle bir emniyet (güvence) gelecektir ki, yılanlar develerle, kaplanlar ineklerle, kurtlar da koyunlarla beraber otlayacak, çocuklar da yılanlarla oynayacak, yılanlar onlara zarar vermeyecektir…’

Son olarak şu notu da düşmek isterim.2012 sonrası adalet arayışının işlendiği filmlerin artmasıda bir diğer dikkate değer noktadır. 

Neden önemli?

Bir yönetmenin şu sözü çok değerlidir; ‘Bu dönemde Peygamber yaşasaydı İslamı sinema ile anlatırdı…’

Evet, ahir zamanda hakikat ‘adalet’ esması üzerinden tecelli edecekse, adaletin gelmesi isteniyorsa… Bu hakikatin tecellisi muhakkak ki oturduğumuz yerde, hiç birşey yapmadan olmayacaktır. 

Kim, hangi yeteneği ile bu sırrı işleyecekse o strateji üzerine hareket etmelidir. Ve bu nokta da ısrar etmeli, elini taşın altına koymalı ve omuz vermelidir. Münafığın çalıştığı yerde, senin oturarak adalet beklemen hakikate bir ihanettir…

Adalet üzerine film demişken bir film paylaşmadan da geçmeyelim. 

İzlemeyenler için ‘Gabbar Is Back’ filmini tavsiye ederim. Bu konunun çok açık, net ve birçok mesajı barındırarak işlenmesi gerçek anlamda takdire şayandır. 

Filmin ahir zamana bakan yanı, dipten gelen dalga, cesaret ve yapılması gereken strateji ve yeni nesile verdiği işaretler…

blog@rapolat.com

Önceki
Önceki

Derinlerin ‘Zarrab’ planını bitiren operasyon?

Sonraki
Sonraki

Vatansız gebereceksiniz kaçak hainler!