Çocuklar ve gelecekteki şokları yaşamamak için!
Çocuklara taciz riskine karşı 25-30 civarı tedbir yöntemi var. Bu meselenin hem tacize bakan yönü olduğu gibi aynı zaman da ileride cinsel kaymalara karşı da bir önlem gerekiyor. Zira son 7-8 yıl da eşcinsellikte büyük bir artış söz konusu.
Bu meselenin doğumdan sonrasına bakan yönü büyük çaplı bir konu. Ve sürekli sorular geldiği için ve PDR’cilerin bu konuya fazla eğilmemesi de ayrı bir sorun oluşturuyor.
Oysa ciddi şekilde problemler var. Çoğu kız çocuklarında lezbiyenlik ve erkeklerdeki lut kavmi benzeri durum büyük rakamlara çıkmış durumda.
Bu mesele dışa vurulup çözülmediği için 40’lı yaşlara gelince patlak veriyor. Bir kadın, ağlayarak ”kocam 46 yaşında, iki çocuğumuz var. Ve ne yazık ki eşimin eşcinsel olduğunu öğrendim, yıkılmış durumdayım’ deyip göz yaşı nöbetlerine tutulmasına neden olacak sonuçları ortaya çıkarabiliyor.
Bu mesele de bebek, çocuk, ergenelik vs.. dönemi ayrı ayrı ele alınmalı.
Yeme, içme, çevre vs..ayrı ele alınmalı.
Ve internet meseleside ayrı ele alınmalı…
Zaman oldukça kısım kısım paylaşmaya çalışacağım inşallah. Ne kadar kişiye ulaştırılabilirse o kadar iyi olur.
Birincisi yemek meselesi. Daha önce birçok paylaşımda bu meselenin önemini yazdığımız için şimdilik detaylı girmeyeceğim.
Sadece şu kadarını söylemek istiyorum. Özellikle tavuk başta olmak üzere, birçok GDO’lu gıda ve içecek direkt karaktere tesir ediyor ve zamanla kişiliği bozuyor.
Bununla ilgili bir veri paylaşmak isterim.
Yıllar önce Anadolu da bir şehir de yaklaşık 10-15 yıl görev yapan bir doktor üstadım şu ifadeyi kullanmıştı;
‘İlk 8-9 yıl hiç şikayet yoktu ama sonraki 5-6 yıl da kadınlar sürekli kocalarını şikayet etmeye başladılar. Sebebi, sürekli olarak arkadan haram yoldan ilişkiye girme isteğinin artıyor olması… Biz bunu incelemeye aldık, acaba ne değişti diye düşündük… Belki 50-60 farklı alanda çalışma yaptık. Elimize iki veri çıktı. Biri aşırı tavuk tüketiminin artması ve gdo’lu gıdaların şehirde daha da yaygınlaşması ve ikincisi internet…”
Ayrıca, Bolivya devlet başkanı Evo Morales’in şu sözleri heran kulaklarda çınlıyor;
”Tavuk yemeyin, erkekliğinizi kaybedersiniz. Tavukları kadın hormonuyla dolduruyorlar. Bu nedenle tavuk yiyen erkekler sorunlar yaşıyorlar. Ayrıca saçları dökülüyor ve kel kalıyorlar!”
Meseleyi çok uzatmayayım. Zira o mevzunun ikinci boyutu kıskançlık duygularının zamanla yok olduğu da ortaya çıkmaya başlıyor…ki, bunu birçok ülkede uzman arkadaşa sorduğumuzda da gözlemledik.
(Bu mesele de bir nokta daha var ki o da sayfalar isteyen bir mesele; Arkadan yapılan ilişki de önemli bir manevi kırılma var. Özellikle hamileyken yapılan bir arkadan birleşimde, çocuklarda bazı ciddi hastalıklara şahit olduk. Hastalığın ne olduğunu yazmamamın sebebi, herkese öyle bakılmaması için…Zira arkadan birleşimde cinsellikteki ruhsal boyutta kırılma yaşanıyor.
Enerji çıkış noktası olan kısımdan enerji girişi yaşandığında metafiziksel ters bir etki meydana getiriyor.
Evet, ‘günümüzde şehvetin zirve yaptığı bir zaman da bunu engellemek mümkün değil’ denebilir. Ancak bilinmesi gereken nokta şu ki; İki manevi birleşimin yılları sonucunda hakikate ulaştıracağı bir nimet o şekilde heba olabiliyor, olay sadece bedensel nokta da kalıp, ruhsal alem yok ediliyor)
Evet, konuya dönersek;
İlk aşamada tavuk ve gdo tüketimi…Lütfen dikkat edelim, ettirelim… Bu konunun bir diğer noktasıda metafiziksel isteklerde değişikliğin başlaması.
Bir de çocukluk döneminde, elden geldikçe, çocukların üzeri değiştirilirken rahat davranmamalı ve herkes içinde bu yapılmamalı. Bilinen bir mesele ama çoğu aile bazen unutabiliyor. Topluluğun içinde üzeri rahatça değiştirilen çocukta bir süre sonra mahremiyet hissi kalmıyor. Nitekim, piyasa da şuan da entelektüel olarak anılan bir hanım yazar aynen şu cümleyi kullanmıştı: ”Biz ev de kardeşimle çıplak dolaşıyoruz…”
Bu küçüklükten gelen olağan bir karakter aslında. Onun suçu değil. Ailevi bir mevzu. Malum, çocuk küçükten alıştımı, hiç utanma ve sıkılma yaşanmaz. Bebeğin altını değiştirirkende aynı mesele geçerli. Veya anne ve babayı banyo vs.. çıplak gören çocuk….
Bu mahremiyet sınırını yıktığı gibi, evladın ebeveyn’e olan saygısınıda azaltıyor.
Bir dönem eğitim verdiğimiz öğrenciler aynı ev de kalırken, tuvalete bile görmedikleri zamanlarda giderdik, aşorfmenli görmezlerdi ve ne zaman uyuyup uyandığımızda bilmezlerdi…
Bu duruma çok kez şahit olan çocuklar sonraları kendi ifadeleriyle, ”hayatımızda disiplin ve saygı için ne kadar işe yaradığına şahit olduk” derlerdi..
Arada uzun yazdığımız yazılardan dolayı sıkılan arkadaşların şikayetlerini dikkate alarak şimdilik daha fazla uzatmayıp bir başka yazıya bırakılım…
blog@rapolat.com
